MEHMET KAYA/ANKARA
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) ilaç sektöründe değer bazlı fiyatlandırmayı Ankara’da düzenlediği sempozyumda gündeme getirdi. Değer Bazlı Fiyatlandırma ve Geri Ödeme Sistemleri başlığıyla düzenlenen AİFD Yenilikçi İlaçlar Sempozyumunda konuşan AİFD Başkan Yardımcısı Şehram Zayer, sağlıkta değer kavramının fiyatlama ve geri ödeme politikalarında önemli bir yer edindiğini söyledi. Değer bazlı ödeme, ilaç ya da sağlık hizmeti gibi, sunulan ürün ya da hizmetin sağladığı faydanın ekonomik düzeyi belirlenerek buna uygun bir fiyatlama politikası uygulanması şeklinde özetleniyor.
Sempozyumun açılışında konuşan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) başkanı Asım Hocaoğlu, değer bazlı fiyatlandırma ve geri ödeme sistemlerinin, ilaçların yalnızca günlük etkinlik ve güvenlik parametreleriyle değil, aynı zamanda hastalara, topluma ve kurumlara sağladığı katkılarla değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Bizler gibi kural koyucular açısından bu bakış açısına sahip olmak ayrı bir önem taşımaktadır” dedi.
AİFD Başkan Yardımcısı Şehram Zayer de değer odaklı bir sağlık sisteminin hastalar, sağlık hizmetini finanse edenler, hizmet sunanlar ile ilaç ve malzemeyi sağlayanlar açısından kazanımları olduğunu; sağlık sisteminin ekonomik sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağını vurguladı. Sayısallaşma sayesinde ilaç inovasyonunun hızlandığına işaret eden Şehram Zayer, “Şimdiden yenilikçi ilaçlara erişim için alternatif finansman imkanlarının değerlendirilmesi ve ilaç ve sağlık teknolojilerinin gerçek etkinlik ve fayda sağlama potansiyeline dayalı olarak değerlendirilmesini sağlayacak değer bazlı geri ödeme yöntemlerinin hayata geçirilmesi için adımlar atılmalıdır” dedi.
Kişisel verilerin önemi
Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın da değer bazlı sağlık yaklaşımında nihai kullanıcının, hizmet sunucularının nasıl bir değer oluşturup ortaya koyduğu ölçülerek, katlanılan maliyetin ve alınan hizmetin değerinin analiz edilmesi kritik önemde olduğunu vurguladı. Kişisel verilerin sistemde kullanılmasının önemine değinen Taşkın, “Kalkınma planlarında yeşil ve dijital dönüşümlerin ağırlığının arttığı günümüzde, kişisel verilerin sağlıkta değer oluşturması, bu değer bazlı yaklaşım için bir altyapı sağlıyor. Bu yaklaşımın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygınlaşmasını bekliyoruz” dedi. Taşkın, nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan ve yurtdışı listesinde yer alan ilaçlar ile ilgili olarak imkânların yaratılmasını ve bu alanda değer bazlı yaklaşımların geliştirilmesi, bu alanda alternatif geri ödeme sistemlerine uyarlanmasını değerli bulduklarını söyledi.
Taşkın, yenilikçi ilaçlar açısından koruyucu hekimlik yönlü yaklaşımı öne çıkararak, “Küçük yaşlardan itibaren koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine daha fazla yatırım yapılması ve buradan elde edilen tasarrufun değer bazlı yenilikçi ilaç sistemlerine aktarılması hem yenilikçi ilaçların hem de değer bazlı sağlık sistemlerinin toplum nezdinde daha hızlı şekilde yaygınlaşmasını sağlayacaktır” görüşünü vurguladı.
Sempozyum çerçevesinde ana konuşmacılardan WifOR Kurucu ve CEO’su Dennis A. Ostwald, Türkiye’deki sağlık harcamalarının GSYH’nin yüzde 4,4’ü ile G20 içindeki en düşük paya sahip olduğunu hatırlatarak, büyük bir yatırım potansiyeli olduğunu, bu alana yapılacak yatırımların gelecekteki refaha etki etme imkanına vurgu yaptı. Ostwald, sağlıklı toplum oluşturmanın ekonomik gelişime etkisinin olduğunu savundu.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekim Yardımcısı Burak Civelek de, sadece hasta bireylerin sağlığa kavuşması değil, toplumun uzun vadeli refaha katkısının geleceği de şekillendireceğine işaret etti.