SELÇUK ALTUN
Türkiye sağlık sigortacılığı, pandemi sonrası değişen sağlık algısı, teknolojik gelişmeler ve kamu-özel iş birliğinin etkisiyle hızlı büyüme trendini devam ettiriyor. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (SEDDK) sağlık sigortası yenilemesi sürecine yönelik yapacağı düzenleme ve değişiklikler sektör açısından yapısal bir dönüşümün habercisi olarak değerlendiriliyor.
2025 yılına yüksek bir büyüme ivmesiyle giren sektör, özellikle tamamlayıcı sağlık sigortasında (TSS) atılımını sürdürüyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre; 2025 yılının ilk 5 ayında TSS prim üretimi 31,9 milyar TL’ye ulaşırken, özel sağlık sigortasında (ÖSS) bu rakam 57,5 milyar TL oldu. Sektör genelinde prim üretim artışı yüzde 71 seviyesinde gerçekleşti. Yıl sonu itibarıyla sağlık sigortası sektöründe yaklaşık yüzde 75 civarında büyüme öngörülüyor.
Bu tablo, sektörün klasik dönemsel dalgalanmalar dışında, istikrarlı ve yüksek tempolu bir büyüme sürecine girdiğini gösteriyor. Özellikle bireysel TSS poliçelerinde 5,5 milyon sigortalıya yaklaşılması ve kurumsal segmentte çift haneli reel büyümenin sürmesi sağlığı lokomotif rolünü üstlenecek branşlar arasında öne çıkarıyor.
Erişilebilirlik ve yaygınlıkta öne çıkıyor Tamamlayıcı sağlık sigortası, SGK ile entegre yapısı ve ÖSS’ye göre daha uygun prim politikaları sayesinde toplum genelinde hızla yayılıyor. 2024 yılı içinde sisteme 1 milyon yeni TSS müşterisinin dahil olması, ürünün kitleselleştiğini gösteriyor. Aynı dönemde ÖSS tarafında büyüme daha sınırlı kaldı. Bunun temel nedeni yüksek primler ve coğrafi hizmet ağı sınırlamaları geliyor.
Büyük şehirler dışında ÖSS'nin penetrasyonu düşerken TSS, SGK anlaşmalı hastane ağı sayesinde Anadolu'da da ciddi bir yaygınlık kazandı. Bu durum, sağlık güvencesi arayan vatandaşlar için TSS'yi daha cazip hale getirirken, özel hastanelerdeki fark ücretlerini karşılama avantajıyla kamu hastanelerindeki yükü de hafifletiyor.
Farkındalık artıyor, fakat erişilebilirlik risk altında
Sağlık sigortalarına yönelik farkındalık her geçen gün artıyor. Pandemi sonrası yükselen sağlık bilinci, dijitalleşme ve bireylerin hızlı sağlık hizmetine ulaşma isteği, bu farkındalığı besliyor. Ancak sektör temsilcileri, bu farkındalığın uzun vadeli bir kazanıma dönüşmesi için sürdürülebilir fiyatlama modellerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Tıbbi enflasyon, döviz kuru baskısı, asgari ücret artışı, Türk Tabipler Birliği’nin fiyat düzenlemeleri ve kronik hastalıkların yaygınlaşması primleri doğrudan etkileyen başlıca faktörler olarak öne çıkıyor. Bu da özellikle sabit gelirli bireyler için sağlık sigortalarını erişilebilir olmaktan uzaklaştırabiliyor.
Sektörün bu riski bertaraf edebilmesi için önerilen çözümler arasında segment bazlı ürünler, dar kapsamlı ama uygun maliyetli poliçeler, toplu sigortalama indirimleri ve dijitalleşme destekli alternatif hizmet modelleri yer alıyor.
SEDDK düzenlemeleri oyun kurallarını değiştiriyor
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK), sağlık sigortalarında ömür boyu yenileme garantisi ve bekleme sürelerine ilişkin standartlaştırma çalışmaları, sektörde memnuniyetle karşılandı. Uzmanlara göre, bu düzenleme sektördeki belirsizlikleri azaltacak, müşteri güvenini artıracak ve ürünler arası kıyaslamayı kolaylaştırarak rekabeti daha adil hale getirecek. Ancak ürün çeşitliliğini ve fiyatlama esnekliğini koruyacak modellerin geliştirilmesi gerektiği de ifade ediliyor.
■ Yaşlanan nüfusa yeni ürünler geliyor
Türkiye’nin genç nüfus avantajı giderek azalırken, sağlık sigortacılığı yaşlı bireylere yönelik hizmetleri kapsayacak şekilde dönüşüyor. Önümüzdeki dönemde evde bakım poliçeleri, kronik hastalık yönetimi paketleri, uzaktan sağlık izleme sistemleri ve yaşlı dostu ürünler yaygınlaşacak. Sektör temsilcileri, bu dönüşümün sürdürülebilir sağlık yönetimi açısından kritik olduğunu vurgularken, uzun vadeli bakım sigortalarının hem kamunun hem özel sektörün dahil olduğu modellerle tasarlanması gerektiğini belirtiyor.
■ Yapay zekâ sektörü yeniden tanımlıyor
Sağlık sigortacılığında en çok yatırım yapılan alanlardan biri de yapay zekâ. Provizyon süreçlerinden tazminat yönetimine, sahtecilik tespitinden risk skorlama ve fiyatlamaya kadar geniş bir yelpazede kullanılan yapay zekâ çözümleri, sektöre hem operasyonel verimlilik hem de müşteri memnuniyeti açısından ciddi katkı sağlıyor. Türkiye'deki bazı şirketler, sağlık taleplerinin yüzde 90’ını saniyeler içinde sonuçlandıran otomatik sistemler geliştirmiş durumda. Gelecekte kişiye özel poliçeler, sağlık verisi temelli dinamik fiyatlama ve dijital asistanlı sağlık koçluğu gibi uygulamaların daha fazla hayatımıza girmesi bekleniyor.