LEVENT AKBAY
Teşvikte “yerli makine” desteği, ithalden daha fazla destek bekleyen yerli üreticileri memnun etmedi. Son teşvik kararını değerlendiren Makine İmalat Sanayii Dernekleri (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, ilk kez uygulamaya geçilen “makine desteği”nin yerinde ve önemli olduğunu belirtti. Buna karşın uygulama kapsamında yerli ve yabancı ayrımı yapılmamış olmasının yabancı makine tüketimini teşvik edeceğini, bu yolla yaratılan döviz kaybının süreceğini söyledi. Zühtü Bakır, TÜBİTAK ve diğer bazı kurumsal teşvik örneklerinde olduğu gibi yerli makine kullanımının teşvik oranlarında farklılaştırma yoluyla desteklenmesinin yerinde olacağını söyledi.
Yeni teşvik sisteminde makine desteği dışında, mevcut uygulamaların büyük ölçüde korunduğuna dikkat çeken Bakır, kullanılmış makine ithaline ilişkin kısıtlamaların aynen devam ettirildiğini, orta ve yüksek teknolojiye yönelik yatırım konuları için düzenlenmiş teşvik belgeleri kapsamında kullanılmış makine ve teçhizat ithalatının sürdüğünü, ithalatında gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamayacak makine ve teçhizata ilişkin listenin de sınırlı ilavelerle korunduğunu söyledi.

hedeflerini tutturmanın giderek güçleştiğini söyledi.
Makine sektörünün iç ve dış pazarlardaki durgunluktan olumsuz etkilendiğini, kur politikasının da etkisiyle 2025 hedeflerini tutturmanın giderek güçleştiğini söyleyen Zühtü Bakır’ın konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Büyüme trendi 2024’te yüzde 0,13’le sınırlı kaldı”
“2019’un ikinci yarısından başlayan bir büyüme trendi vardı. 2024’ün ilk çeyreği yüzde 10,2 artış oldu. İkinci ve üçüncü çeyrekte yüzde 5,6 ve yüzde 8,3 geriledi. Dördüncü çeyrekte yüzde 4,2 artış gösterdi. 2023’te yüzde 12,6 olan ortalama artış, 2024’te yüzde 0,13’le sınırlı kaldı. 2024 endişelerimizde haklı çıktık. İçerde ve dışarıdaki durgunluk ister istemez satışları olumsuz etkiliyor. Makine imalat sanayi üretim endeksi yıllık ortalaması 2024’te yüzde 9,4 gerilemesi de aynı durumu gösteriyor.
2024’te makine ihracatı ancak yüzde 0,2 artışla 28,3 milyar dolara çıkarken ithalat yüzde 3,3 düşüşle 44,1 milyar dolara geriledi. Açık ise 17,3 milyar dolardan 15,8 milyar dolara geriledi. 2025 ihracat hedefi 30 milyar dolar olarak belirlendi. Ancak ilk çeyrek ihracatı 6,6 milyar dolar olarak belirlendi ve hedefin gerisinde kaldı.
“Kur politikası rekabeti buduyor”
Bu yıl dış pazarlardaki durağanlık devam ediyor. Nispeten orta yüksek teknolojiye sahip katma değeri yüksek biraz daha konforlu bir alandayız ama şu an içinde bulunduğumuz kur politikası bizim birçok firmamızı Portekiz, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelere karşı bile pahalı hale getirdi. Biz İtalya’dan kaliteli ürün üretiyoruz ama İtalya’dan uygunuz. Şimdi İtalyan rakiple aynı fiyata geldiğiniz zaman şüphesiz önce İtalyan tercih ediliyor. Algı veya lojistik gerekçelerle… Özetle şu anki kur politikası firmaların rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Faaliyeti sürdürmek için kârlılıktan feragat ediliyor. Sektörlerin sanayinin yapısal bir değişim dönüşümle yeni hedefleri tutturabileceği açık. İmalat ve yüksek teknoloji, katma değerli imalat ve ihracat… Bunlar olmazsa olmaz. Başka yerden kaynak getiremeyiz. Turizmin, tarımın potansiyelinin sınırı var. Bizim kilogram başına ihracat gelirini 1,5 dolarlardan çok daha yukarı çıkarmamız lazım. Makinede biz bunu 7,4 dolara çıkardık. Avrupa ortalaması 15 dolar. Almanya’nın 25 dolarlarda, İsviçre 40 dolar.
"Her sektörü 6. Bölge’ye taşıma lüksümüz yok"
Son 5-6 yıldır, belki biraz daha uzun bir süredir, tekstil, konfeksiyon yatırımları hep 6. Bölge’ye yapıldı. Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu Bölgesi. Bu doğru bir politika. Yatırım teşvik politikası oraları destekleri. Orada da ciddi bir istihdam oluşturuluyor. O insanları, asgari ücret vermek için İstanbul’a taşıyacağımıza işi oraya götürüyoruz. Bu sektörleri buralarda sürdürebilmek için gayret göstermek lazım. Ama eğer ‘Türkiye’de biz milli geliri yukarı çıkaracağız, asgari ücreti de onunla beraber yukarı çıkaracağız’ diyorsak, her sektörü taşıma lüksümüz yok veya sektörlerin dönüşmesi daha nitelikli hale gelmesi gerekiyor.
“Kullanılmış komple tesis ithaline izin verilebilecek”
Zühtü Bakır, “Bakanlık tarafından uygun görülmesi halinde, kullanılmış komple tesisin teşvik belgesi kapsamında ithaline izin verilebilecek. Teşvik belgesi kapsamında serbest bölgelerden kullanılmış komple tesis ithaline izin verilmeyecek. Ek-4’te yer alan ve kullanılmış komple tesis kapsamında ithali uygun görülen kullanılmış veya yenileştirilmiş makine ve teçhizat KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti sağlanmaksızın ithal edilerek sabit yatırım tutarına dâhil edilebilecek. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili yatırım konuları için düzenlenmiş teşvik belgeleri kapsamında kullanılmış ithal makine ve teçhizat temin edilebilecek. Ancak ek-4’te belirtilen makine ve teçhizat kullanılmış veya yenileştirilmiş olarak teşvik belgesi kapsamında temin edilemeyecek. Kullanılmış komple tesis veya kullanılmış makine ve teçhizat, vergi indirimi, makine desteği ve faiz veya kâr payı desteğinden faydalanamayacak” diye konuştu.
Makine desteği, yüzde 25’i kapsayacak
MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, makine desteğinin, “Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi” kapsamında yeni bir destek unsuru olarak uygulanacağını belirtti. Bakır, “Bu destek, teşvik belgesi kapsamında temin edilen ve birim fi yatı 2 milyon TL ve üzerinde olan makine ve teçhizat bedelinin yüzde 25’ini kapsayacak. Makine desteği tutarları; Teknoloji Hamlesi ve Yerel Kalkınma Hamlesi Programları kapsamında, sabit yatırım tutarının yüzde 15’ini aşmamak kaydıyla en fazla 240 milyon TL ve Stratejik Hamle Programı kapsamında, sabit yatırım tutarının yüzde 15’ini aşmamak kaydıyla en fazla 180 milyon TL olacak” diye bilgi verdi.