BARIŞ SEDEF
Yaşamsal hizmet alanlarını dışarıda tutarsak, insanı belki de en mutlu eden sektör olarak ifade edebiliriz, hediyelik ürün piyasasını. Düşünsenize, doğumlardan başlayarak doğum günlerine insan yaşamında bir ömür boyu sürebiliyor, katkıları.
Bir sektör düşünün, doğumlardan başlayıp, yaş günleriyle devam ederek bir ömür boyu insanoğlunun yaşamında yer buluyor. Hizmet alanı mutluluk veren, iltifata tabi hayatın her alanına, her özel güne, kültürel önem arz eden süreçlere, sosyal aktivitelere, başarılara uzanabiliyor. Kısaca ‘marifet iltifata tabidir’ sözünü doğrulayan her konuda, insanoğlunun elinin altında olabiliyor.
Arapça kökeni ile hediye, Türkçe karşılığı olarak armağandan söz ediyoruz. Almaktan ve vermekten… Sizce de herkese iyi gelen, mutluluk sunan bir eylem, değil mi? İnsanoğlunun yaşamına ilk ne zaman girdiği tam bilinemiyor. Mısır kültüründen yaygınlaştığını düşünenler de var, Roma döneminden gelen bir gelenek olduğunu ifade eden de. İlk uygulamalarında bir güce karşı, itaat ve saygı bildirmek için gerçekleştirildiğine dair ortak kanı var. Zamanla bir gelenek, kültürel bir aktiviteye dönüşmüş, takdir, sevgi ifadesi olmuş. Biz işin felsefi yönünü bu satırlarda sınırlı tutarak, hazır yeni yıl da yaklaşırken, hediyelik alış verişe hizmet eden sektörlere, aktivitelerin ekonomiye katkılarına dönelim. Tahmin edeceğiniz gibi hediyelik ürün veya hizmetlerin alanı çok geniş. El yapımı, endüstriyel objelerden, kültürel objelere, doğal ürünlere, kişisel cihazlardan, ev eşyalarına, giyimden, yiyecek içeceğe, mücevhere ve çok daha fazlasına uzanabiliyor, en yaygın şekliyle.
Son dönemde hediye verme alma uygulamaları da değişti, yöntemleri de. Yaşamda kapsadığı alanlar genişledi, hem kişiselleşme yönünde, hem de kümelenme ile kalabalık gruplara dönük çizgide ilerledi hediye aktiviteleri. Kapsadığı alanlar derken artık tatil imkanları da hediye kavramı üzerinden oluşturulabiliyor, hastane de check-up hizmeti de. SPA günleri, macera etkinlikleri, hobi aktiviteleri de hediye olarak sunulabiliyor. Kişiselleşen, deneyim imkanı sunan hediye uygulamaları arttı. Şahsa özel hediyelerden daha sıklıkla söz ederken, yemek eğitimlerini de hediye paketlerinde sıkça görür olduk.
İşyerinde aidiyet uygulamaları çerçevesinde devrede alındı
Yine son dönemin en önemli trendi olarak şirketler, aidiyet yaratmanın kuralları arasına hediyeyi de dahil ettiler. İş yerlerinde ödüllendirmenin karşılığı olarak uygulama imkanı bulduğu gibi şirket kuruluşundan, yılbaşlarına, bayramlara kadar özel günlerde çalışana toplu olarak hediye uygulamaları devreye sokuluyor. Özel tasarım bardaklardan, mataralara, cam, seramik objelere, konaklama imkanlarından, sağlık desteklerine, hobi alanlarına kadar çok çeşitli hizmet paketlerine uzanabiliyor, bu alandaki uygulamalar.
GEEM üyelerinin ekonomiye katkısı 300 milyon lira
Bu noktada sözü, Gelişen Ev ve Yaşam Eşyası Markaları Derneği (GEEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çığır Şahin’e bırakmak istiyoruz. Yılbaşı ağırlıklı sorularımıza verdiği yanıtlarda, dernek üyeleri olarak ekonomiye bu yıl 300 milyon TL, 2025’te de 350 milyon TL katkı sunacaklarını ifade ediyor.
Gelişen Ev ve Yaşam Eşyası Markaları Derneği (GEEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çığır Şahin, sektörün mevcut durumunu ve trendlere ilişkin olarak yılbaşı konseptinde daha çok yeşil ve kırmızı tonların tercih edilen ürünler olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemizde hediyeleşme kültürü oldukça iyi düzeyde, kurum ve kuruluşlarımıza bunu yansıtmış durumdayız. Ekonomik olarak zorlu bir süreçten geçiyor olsak da birçok kurum, çalışanlarına ve iş yaptıkları kurumlara kendisini özel hissettirdiğini belirtmek amacıyla kendi bütçeleri doğrultusunda hediyeler vermeyi seviyor. Bu durumda sektörde ciddi bir iş hacmi oluşturuyor” açıklamalarında bulundu. Birçok kurumun sürekli aynı hediyeleri çalışanlarına vermediğini ve bu alanda bir sirkülasyonun olduğunun altını çizen Şahin, “Hediyeleşme dediğimiz zaman belirli bir kitlesel alıcı grubunun da tekstil, mücevherat ve ev eşyaları başta olmak üzere her yıl farklı alanlara yöneldiğini görebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Kriz zamanlarında hediye bütçesini yükseltmek isteyen kurumların olduğunu dile getiren Şahin, çalışan aidiyeti konusunda bunun fırsat olarak görüldüğünü söyledi. Üyelerinin genel hediye başlığında yapılan satışların toplam üretim kapasiteleri içerisinde yüzde 25’lik paya sahip olduğunun altını çizen Şahin, “Çok niş bir alan olarak görülse de bu alanda ciddi bir büyüme potansiyeli var. Dernek olarak ülke ekonomisine üyelerimizle birlikte 300 milyon TL’nin üzerinde katkı sağlıyoruz. Hediyeleşme sektörünün her yıl yüzde 10 ila 15 arasında büyüdüğünü düşünürsek önümüzdeki yıl özelinde 350 milyon TL’lik bir katkı sağlayabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Sektörün hedefi kısa vadede ilk 5 ülke arasına girmek
Dernek olarak 125 üyelerinin bulunduğunu ve ağırlıklarının sofra, mutfak eşyası ve dekoratif aksesuar alanında faaliyet gösteren firmalardan oluştuğuna vurgu yapan Şahin, “Ev tekstili, metal ve beyaz eşya alanında üretim yapan şirketlerimiz de var. İlave olarak cari fazla veren nadir sektörler arasında yer alıyoruz. Yıllık olarak ortalamada 5 milyar doların üzerinde bir ihracat yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kilogram başı değer olarak ise 4,5-5 dolar arasında ihracat yaptıklarına işaret eden Şahin, “Bu rakamı ilk etapta 6 sonrasında 7 dolara çıkarmak istiyoruz. Ev ve yaşam eşyaları alanında dünyada ihracat yapan ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Hedefimiz bunu ilk 5’e çıkarmak. Önümüzdeki üç yılda bunları gerçekleştirmeye odaklandık” diye konuştu. İhracatta markalaşmaya önem verdiklerini kaydeden Şahin, birçok üreticiyi de bu yönde teşvik ettiklerine dikkat çekti.