SELÇUK ALTUN
BES fonlarının 2024 performansını değerlendirerek ekonomik gelişmeler çerçevesinde 2025’e dair öngörülerini paylaşan Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Fon Yönetimi ve Ekonomik Araştırmalar Direktörü Gürol Sami Özer, bu yıl Türkiye’nin kredi risk priminin gerilemeye devam edeceğini, bunun da TL varlıklara olan ilgiyi artıracağını söyledi. Özer, bu beklenti doğrultusunda fon tercihlerinde TL cinsi varlıkların ağırlıklı olmasının doğru olacağını öngördü.
Getiri açısından 2024’te para piyasası fonları gibi sabit getirili varlıkların ön planda olduğunu hatırlatan Özer, genelde sektörün ve özelde Türkiye Sigorta’nın ağırlıklı getiri ortalamasına bakıldığında enflasyon oranının üzerinde bir getiri elde etme başarısı gösterdiğinin altını çizdi. Tema olarak değerlendirildiğinde ise risk derecesi yüksek aktif yönetilen değişken fonlar, para piyasası fonları ve altın fonlarının tür bazında en yüksek getiri elde eden fonlar olduğunu aktaran Özer, tahvil piyasalarının ise geçen yıl getiri anlamında geride kaldığını vurguladı.
Kamu borçlanma ile kamu dış borçlanma fonlarında da sektör ortalamasının altında bir getiri elde edildiğini ifade eden Özer, 2025 için şu öngörüde bulundu; “2025 yılı küresel bazda her ne kadar belirsizliklerle başlasa da merkez bankalarının faiz indirim sürecine devam edeceğini ve bu doğrultuda TCMB’nin de politika faizini kademeli olarak düşürmeyi sürdürmesini bekliyoruz. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) gerilemeye devam edeceği ve yabancı yatırımcıların TL varlıklarına daha fazla yöneleceği bir yıl beklediğimizi de vurgulamakta fayda var. Dövizde ise ciddi bir hareketlilik beklemezken, getirilerin sınırlı kalmayı sürdüreceğine ilişkin düşüncemizi de koruyoruz. Bu çerçevede baktığımızda, fon tercihlerinde TL cinsi varlıkların ağırlıklı olmasının doğru olacağı kanaatindeyiz. Katılımcı portföylerinin, yaklaşık yarısının para piyasası, borçlanma araçları gibi sabit getirili faize dayalı yatırım araçlarından oluşması gerektiğini düşünüyoruz.”
Geçen yıl, özellikle küresel bazda yapay zekâ öncülüğünde teknoloji sektörünün güçlü bir yükseliş gerçekleştirdiğini hatırlatan Özer, “Bu yıl da söz konusu yükselişin devam edeceği kanaatindeyiz. Bu sebeple, katılımcının risk profiline paralel olarak, portföyün geri kalan kısmının büyük bölümü için hisse veya değişken fonlara yer verilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Yerli hisse senedi ağırlığı olan fonlar için de iyimser görüşümüzü korurken, özellikle yılın ikinci yarısına yaklaşıldığında enflasyonun da yavaşlamasıyla yabancı girişlerinin hızlanacağı kanaatindeyiz” dedi.
Özer, hafiflese de devam eden jeopolitik riskler ve ülkelerin gümrük tarifelerine ilişkin belirsizliklere de dikkat çekerek, hisse pozisyonlarındaki riski dengeleme amacıyla katılımcıların portföylerinin geri kalan kısmı için ABD hazine tahvili veya kıymetli maden bulundurmalarının faydalı olacağını söyledi.
“Hisse getirimiz yatırımcıyı mutlu ediyor”
Türkiye Sigorta’nın Borsa İstanbul’daki sektörü temsil ettiği Temettü Endeksi’ndeki konumu ve hisse performansı ile ilgili de açıklama yapan Türkiye Sigorta Fon Yönetimi ve Ekonomik Araştırmalar Direktörü Gürol Sami Özer, şunları söyledi: “Türkiye Sigorta olarak, BIST Temettü Endeksi’nde yer alan tek sigorta şirketi olmamızın yanı sıra BIST Temettü 25 Endeksi’nde de bulunmak, temettü verimliliğimizin ne kadar iyi olduğunu anlamak için dikkat çekici bir gösterge. Söz konusu endekslerde yer almak kolay değil ve önemli kuralları var. Örneğin, BIST Temettü Endeksi’nde yer alan şirketlerin, Yıldız Pazar, Ana Pazar ve Alt Pazar’da işlem görmesi ve değerleme günü itibariyle bakıldığında son 3 yılda nakit temettü dağıtması gerekiyor. Bir sigorta şirketi olarak bu ve daha birçok kriteri sağlayarak elde ettiğimiz kârı, yatırımcılarımız ile paylaşmaktan gurur duyuyoruz.”
Gençler risk alabilir
Fon seçimleri konusunda ipuçları veren Özer, bunun doğrudan yatırımcı karakteri ve yaşı ile ilişkili olduğunu belirterek şöyle konuştu; “Risk seven bir yatırımcıysanız ya da gençseniz risk seviyesi daha yüksek olan fonlara yönelebilirsiniz. Ancak risk almayı çok tercih etmeyen ya da yaşı biraz daha ilerlemiş bir katılımcıysanız riski görece daha az olan fonları tercih edebilirsiniz. Fon dağılımını yaparken dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da tüm birikimlerinizi tek bir fonda değerlendirmek yerine çeşitlendirme yöntemini kullanarak, farklı varlık gruplarına yatırım yapılması.”
Diğer taraftan, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki fonların artık önemli bir büyüklüğe eriştiğini ve bu nedenle de fon getirilerinin eskiye nazaran artık daha yakından takip edildiğini belirten Özer, yatırımcıların büyük bir çoğunluğunun göz ardı ettiği fon değişimlerine dikkat çekti.
Özer, doğru zamanda doğru fonda olmak için yatırımlarınızı kontrol edip aksiyon almak gerektiğini belirterek, “Katılımcıların, sözleşme sahibi oldukları emeklilik şirketlerinin yayınladığı raporlar veya yetkililerin önerilerini dikkate almaları da oldukça önemli. Eğer yatırımcılar bu önerileri dikkate almaz ve yatırımlarını takip etmezlerse enflasyona karşı tasarruflarını korumaları zorlaşacaktır” diye konuştu.