EKONOMİ/TRABZON
Dünya Fındık Haftası kapsamında Trabzon Ticaret Borsası ev sahipliğinde düzenlenen “Fındıkta Güç Birliği ve Strateji Zirvesi’nde sektörün bugünü yarını ve geleceği masaya yatırıldı.

Zirveye; Trabzon Borsa Meclis Başkanı Nevzat Özer, Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan, CHP İl Başkanı Mustafa Bak, DKİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Cem Şenocak, Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüboğlu, DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
Sektör temsilcilerini, akademisyenleri ve karar vericileri buluşturan zirvede Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Cem Şenocak, kritik uyarılarda bulunarak, zirai don, kahverengi kokarca ve iklim değişikliğinin üretimi tehdit ettiğini söyledi. Şenocak son yıllarda yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle uluslararası piyasalarda Türkiye'nin üretim liderliğinin risk altında olduğunu söyledi.
Türkiye’deki fındık üreticilerini üç gruba ayırarak değerlendiren Şenocak, özellikle Doğu Karadeniz’deki meyilli arazilerde üretim yapan yaklaşık 400 bin ailenin ciddi risk altında olduğunu vurgulayarak, “Miras yoluyla bölünmüş küçük arazilerde makinalı tarım mümkün değil. Gelir gideri karşılamıyor, üreticiler göç etmek zorunda kalıyor.” diye konuştu.
“Pazar payımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız”
Kahverengi kokarca ve iklim değişikliğinin üreticiyi bahçeye küstürdüğünü ifade eden Şernocak, “Düz ovalardaki üreticiler yılda 500 bin ile 1 milyon TL gelir sağlarken, bu durum diğer ürünlerin ekilmesini azaltıyor ve enflasyonu tetikliyor. Şili gibi ülkelerde üretici aile başına 3-5 milyon dolar gelir elde ediyor, dünya pazarında hızla büyüyorlar. Biz ise pazar payımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.
“Alan bazlı destek revize edilmeli”
Türkiye’nin dünya fındık üretimindeki payının geçmişte yüzde 80’in üzerinde iken, 2024 itibarıyla yüzde 60’ın altına düştüğünü açıklayan Şenocak, alan bazlı desteklerin revize edilmesi gerektiğini vurguladı. Şenocak, “Meyilli arazideki üreticiyi bahçesine döndürmek, kısmi de olsa geri göçü teşvik etmek mümkün. Kiralama ve kurumsal ortaklaşma modelleriyle üretimi artırabilir, kaybettiğimiz dövizi ve pazar payını geri kazanabiliriz.” dedi.