Malatya’da yaşanan don felaketi kayısı üretimini olumsuz etkileyince, gözler Türkiye'nin ikinci önemli üretim merkezlerinden Iğdır ve Kağızman’a çevrildi. Her iki bölgede de kayısı üretiminde hem kalite hem de tonaj açısından öne çıkarken, üretici bu yıl fiyat endişesi taşıyor. Kağızman ve Iğdır’da don zararı sınırlı kalsa da, üreticiler pazarlama sıkıntıları, altyapı eksikliği ve aracılara bağımlılık nedeniyle gelir kaybı riskiyle karşı karşıya.
Kağızman’da yaklaşık 50 dönüm arazide kayısı üretimi yapan ve ürününün büyük bölümünü ihracatçılara satan Emrah Atış, bu sezon 80 ile 120 ton arasında ürün beklediğini belirtti. Artan girdi maliyetleri nedeniyle fiyat beklentisinin 60 TL’nin altında olmaması gerektiğini vurgulayan Atış, “Gübre, ilaç, işçilik üç katına çıktı. Biz de isteriz fiyat düşük olsun ama üretici bu maliyetle ancak 60 liradan ürün satarsa ayakta kalabilir.” dedi.
Kağızman’da bazı bölgelerde don etkisinin görüldüğünü, ancak esas üretim kaybının çiçeklenme döneminde başlayan yağışlar ve yeterli arı kolonisinin olmaması nedeniyle tozlanma eksikliğinden kaynaklandığını kaydeden Atış, bir diğer verim kaybı nedeninin de bilgi eksikliği olduğunu ifade etti: “Üretici zamanında gübre vermiyor, zararlılara karşı ilaç atmıyor. Kabuklu bit mesela ciddi sorun ama çoğu üretici bu konuda ne yapacağını bilmiyor.”
Soğuk hava deposu yok, üretici tüccarın insafına kalıyor
Kağızman’ın en büyük sorunlarından birinin soğuk hava deposu eksikliği olduğunu belirten Atış, “Burada ürettiğimiz kayısıyı Iğdır’daki depolara taşıyoruz. Bu da tüccara ek maliyet demek. Haliyle ürün değerini bulamıyor. Bir de ilçede organize bir pazar alanı yok. Herkes kafasına göre yer kiralayıp ürün alıyor. Özellikle küçük üretici, simsarların eline düşüyor” dedi. İlçede üreticilerin doğrudan ihracatçıya ulaşamadığını, bu nedenle fiyatların aracılar tarafından belirlendiğini kaydeden Atış, “Üretici birliği kurulsa, belediye üreticiye öncülük etse bu fiyat sorunu çözülür. Oysa herkes kendi başına hareket edince simsar kazanıyor, üretici zarar ediyor” diye konuştu.
“Iğdır’da rekolte yüksek ancak pazarlama sıkıntısı var”
Iğdır Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre bu yıl 40 bin ton kayısı rekoltesi beklenmekte. 250 dönüm kayısı, 200 dönüm elma bahçesi olan Hasan Doğan, Iğdır’da geçen yıla göre bu yıl kayısı rekolte yüksek olduğunu ancak pazarlama eksikliği nedeniyle üreticinin para kazanamadığını söyledi. Ürünün bir haftalık sürede toplanıp elden çıkarılması gerektiğini vurgulayan Doğan, “Bu kısa sürede yeterli işçi ve alıcı bulamayan üretici, ya ürününü satamıyor ya da parasını alamıyor. Kayısı pazarlamasında ne birlik var, ne kooperatif. Tüccar geliyor, beğenmezse gidiyor. Bazen de malı alıyor, parasını ödemiyor. Al-kazan mantığıyla gidiyor işler. Bizim sağlam şirketlere, öncülük eden yerel yönetimlere ihtiyacımız var.” dedi.
“Iğdır kayısısı Avrupa’ya tanıtılmalı”
Kayısıyı sadece sofralık değil, aynı zamanda meysuluk ve kurutmalık ürün olarak değerlendirmek gerektiğini belirten Doğan şöyle devam etti, “Iğdır kayısısının aroması, lezzeti dünyada eşsiz. Ama ne tanıtım yapılıyor ne işleme tesisi var. Bir meyve suyu fabrikası kurulmalı. Iğdır’dan Frankfurt’a direkt kargo uçağı kaldırmalıyız. Ancak bu sayede üretici emeğinin karşılığını alabilir.” diye konuştu.
Ziraat Odası devreye girdi: Soğuk hava deposu projesi yolda
Kağızman Ziraat Odası Başkanı Sülhettin Günday da ilçede bu yılki rekoltenin geçen yıla göre yüzde 50 azaldığını belirterek, en büyük problemin yine soğuk hava deposu eksikliği olduğunu vurguladı. Günday, bu eksikliği gidermek için eylül ayında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’na (TKDK) başvuru yapacaklarını, biri şehir içinde, diğeri Devebük-Encihan bölgesinde olmak üzere iki ayrı arsa satın aldıklarını belirtti.
“Geçen yıl 20 milyon TL’ye kurulabilecek bir soğuk hava deposunun maliyeti bu yıl 50 milyon TL’ye çıktı. Arsamız hazır, güneş enerjili sistemle birlikte başvurumuzu yapacağız. Gerekirse Ziraat Odası adına şirket kurup o şekilde ilerleyeceğiz. Böylece üretici ürününü istediği fiyattan pazarlayabilecek.” dedi.