Türkiye’de konut satışlarında uzun süre durgunluk görülse de son aylarda firmaların kendi imkanlarıyla vadelendirmeye yönelmesi sayesinde satışlarda canlanma yaşanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı konut satış rakamlarına göre, Ekim ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 76,1 artışla 165 bin 138 konut satıldı. Bu sayı Aralık 2022’den sonra elde edilen en yüksek satış rakamı oldu. Ocak-Ekim döneminde de satışların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,9 artarak 1 milyon 112 bin 374’e çıktığı görüldü. GYODER Başkanı Neşecan Çekici, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı yüzde 34,9 olduğunu, ilk el konut satışlarının Ocak-Ekim döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,4 artışla 358 bin 558’e yükseldiğini belirterek şöyle konuştu:
Bizde konuta yatırım emeklilik planı gibidir
“Türkiye genelinde ikinci el konut satışları, Ekim ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 66,5 artış göstererek 107 bin 459’a yükseldi. 2024 yıl sonu satış rakamlarının geçen yılın üstünde olmasını bekliyoruz. Geçen sene deprem baz etkisi vardı, satışların bu sene daha iyi olacağını düşünüyoruz. Her şeye rağmen Türkiye konut piyasası büyüklük bakımında Avrupa’da birinci pazar, OECD ülkeleri içinde Amerika’dan sonra ikinci sıradadır. Dengeler için proje satışlarının (ilk el satış rakamlarının) yükselmesi gerekiyor ki bunun için de faiz ibresinin aşağı dönmesine ihtiyaç var. Türkiye’de gayrimenkul tercih edilen bir yatırım aracı olmaya devam ediyor. Özellikle konut önemli bir yatırım enstrümanı, emeklilik planı olarak görülüyor. Faizlerde yaşanacak bir miktar düşüşün fiyatları etkileyeceğine, alımların başlayacağına inanıyoruz.
Arz talep dengesizliği kira krizine yol açtı
Öte yandan arz- talep dengesizliği nedeniyle kira krizi çok ciddi boyutlara ulaştı. 2022 yılında getirilen yüzde 25 kira zammı sınırlaması, arz sorununun da tetiklemesiyle kiraların hızla yükselmesine yol açtı. Sözleşme kiraları ile piyasa kiraları arasındaki makasın açılması, ev sahipleri ve kiracılar arasında gerginliklere neden oldu. Ayrıca yüzde 25 kira zammı sınırlaması ile insanlar yatırım amaçlı gayrimenkul almayı önemli ölçüde terk etti ki bu durum da konut arzını ciddi etkilediğinden kiraların yükselmesine sebep oldu. Konut kredi faizlerinin düşmesiyle birlikte, pazarda tekrar bir canlanma öngörüyoruz. Yüksek faiz oranları, konut alıcılarının yatırım yapma isteğini baltalarken, tüm doğal dengeleri de bozuyor. Faizlerin yönünün aşağıya dönmesiyle talebin artacağını düşünüyoruz. Gayrimenkul, Türkiye’de her zaman güvenli bir yatırım aracı olmuştur ve doğru politikalarla bu güven yeniden sağlanabilir.”
Gayrimenkul sektörü ekonominin kalbidir
GYODER Başkanı Neşecan Çekici, 2025 yılına doğru ilerlerken, Türkiye’nin konut krizine yönelik bütüncül bir politika benimsemesi gerektiği söyledi. Başkan Çekici, “Bu konuyu her platformda tekrar ediyoruz. Uzun vadede, kentsel dönüşümün hızlandırılması ve konut sahipliği oranının yüzde 70 seviyelerine çıkarılması için kamu-özel iş birliği, hatta belli konularda iş bölümü şart” dedi ve şöyle konuştu:
“Çok disiplinli sektörümüzün birçok bileşeni, önemli bir düzeltme ve normalleşme dönemi yaşıyor. Gayrimenkul sektörü Türkiye ekonomisinin kalbidir. Bu her zaman böyleydi, yarın da öyle olacak. Sektörün nabzının daha sağlıklı atmasını sağlamak, ekonomide tekrar çarpan etkisi yaratmak için bazı yenilikçi önlemler, düzenlemeler gerekiyor. Türkiye’nin deprem gerçeği ile yüzleştiği ve 2025’e hazırlandığımız şu günlerde, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek (tabiatla inatlaşmayan, teknolojiden optimum seviyede faydalanan, tasarıma önem veren) projelerle, konuta erişim sorununa çözümler üretmeyi sürdüreceğiz.”