Sektör verilerine göre Türkiye’deki her 4 konuttan yalnızca 1 tanesi ısı, su ve ses yalıtımı bakımından gerekli şartları taşıyor. Bu da demek oluyor ki konutların yüzde 75’i, yalıtım bakımından yetersiz. Bir başka deyişle, nüfusun çok büyük kısmı, gerekli şartları taşımayan evlerde yaşamak zorunda kalıyor. Yapı yalıtımına yalnızca yaşam konforu ve enerji tüketimi açısından bakmak, konuyu anlamaya yeterli değil. Çünkü yalıtımsız yapılar hem bireylere ve ülke ekonomisine maddi açıdan hem de kişilerin yaşam kalitesine manevi açıdan zarar veriyor. Türkiye’deki toplam enerji tüketiminin yüzde 30- 35’lik kısmı konutlar tarafından kullanılıyor. Bu oranın da büyük kısmı ısıtma-soğutma sırasında harcanan enerjiden oluşuyor. Sayısı bir hayli fazla olan yalıtımsız binalar nedeni ile Türkiye, ısıtma- soğutma için oldukça fazla enerji harcıyor. Sektörün çatı kurumlarının ve gazetemize görüş veren sektör temsilcilerinin de belirttiği gibi mevcut konutların doğru yalıtım şartlarına kavuşturulması ile bu konutlarda kullanılan enerji miktarı en az yüzde 50 azaltılabilir.
Yüzde 99’u ithal edilen doğal gaz yalıtımsızlıktan dolayı verimsiz tüketiliyor
Enerji tüketimin yarı yarıya düşürülmesi, enerji ithalatçısı Türkiye’nin daha az doğal gaz ithal etmesi, mali kaynaklarını yurt içinde tutması ve enerjiyi verimli kullanması anlamına geliyor. Enerji tüketimi düşen evlerin aynı zamanda karbon emisyonu da azalıyor. Tüm dünyada giderek yaygınlaşan karbon nötr evlerin ilk adımı yalıtımdan geçiyor. Türkiye, özellikle fosil enerji ithalatına büyük harcamalar yapıyor. Çalışmamıza da görüş veren Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu da konuya dikkat çekiyor. Eruslu, “Toplam enerjimizin yaklaşık yüzde 67,8’ini, doğal gazımızın ise yüzde 99’unu ithalat yoluyla karşılıyoruz. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için 70 milyar dolara yakın ödeme yapıldı. Üstelik kullanılan enerjinin yüzde 32,7’si binalarda tüketiliyor ve bunun yüzde 80’lik kısmı kışın ısınma, yazın soğutma için harcanıyor. Oysaki doğru malzeme ve standartlara uygun uygulamalar ile yapılan yalıtım, enerji harcamalarını yüzde 50 oranında düşürebiliyor” diyor. Tüm bu veriler gösteriyor ki enerji ithalatçısı Türkiye için yalıtım çok önemli. Konunun uzmanlarına göre yalıtımsız yapılar nedeni ile Türkiye, her yıl 15 milyar dolarlık enerji tüketiyor. Bu noktada dikkat çekilmesi gereken bir diğer konu da enerji fiyatlarının artışı ve enerjiye ulaşımın siyasi ve iktisadi krizler nedeniyle zora girmesi. Bu gerekçeler de yalıtımın önemini ortaya koyuyor. Yalıtımlı binaların iklimlendirmesi için fosil kaynak gerekliliği azalıyor.
İnsani yaşam koşulları için yalıtım şart
Konutlardaki ısı, su ve ses yalıtımının iktisadi yanı kadar evlerdeki yaşam koşullarına etkisi de önemli. TÜİK verileri, nüfusun yüzde 30,2’sinin konutunda yalıtım olmadığı için ısınma sorunu yaşadığını ortaya koyuyor. Aynı veriler nüfusun yüzde 31,3’ünün de sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemler ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Rutubetli evler yaşam koşullarını düşürdüğü gibi birçok hastalığın hem nedeni oluyor hem de bu hastalıklara sahip kişilerin hastalıkla mücadelesini sekteye uğratıyor. Özellikle solunum yolu ve romatizma hastalarının bu ortamlardan kurtarılması gerekiyor. Yanı sıra, uzmanlar bebeklerin de ısı, su ve ses yalıtımı bakımdan yeterli olmayan evlerde büyütülmesinin problemlere yol açabileceğini vurguluyor.
Kısacası artan enerji maliyetleri ve karbon emisyonunu düşürme çalışmaları ve insani yaşam koşullarına erişim hakkı, yalıtımın önemini ortaya koyuyor. İyi yalıtılmış binalar hem çevreyi hem de kaynakları koruyor. Yanı sıra, başlatılacak bir yalıtım seferberliği, Türkiye için önemli olan bu sektörün iç pazarda büyümesine destek sağlar. Mevcut konutların yalıtıma erişebilmesi için uygun kredi olanaklarının oluşturulması da beklentiler arasında.
Sektöre yön verecek 5 trend
Cephe Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ünaldı, çatı ve cephe yalıtımını şekillendirecek trendleri şöyle açıklıyor:
• Akıllı cephe sistemleri: Güneşe göre kendini ayarlayan dinamik cepheler
• Dijitalleşme: BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) entegrasyonu ile doğru malzeme seçimleri
• Çevre dostu ürünler: Karbon nötr malzemeler ve geri dönüşümlü çözümler
• Enerji üreten cepheler: Fotovoltaik paneller ile bütünleşik çatı ve cephe sistemleri
Değişen TS 825 standartları verimliliği artıracak
1 Nisan 2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren yeni standartlarla daha kalın ve nitelikli yalıtım uygulamalarının önü açıldı. Güncellenen TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı ile yalıtım standartlarının sınıflandırılması 4 bölgeden 6'ya çıkarıldı. Böylece yalıtım uygulamalarında kalınlıkların, yapının bulunduğu iklime ve şartlara özel olması sağlandı. Tebliğe uygun inşa edilecek yapılarda, konfor şartları değişmeden enerji faturalarının yüzde 25 azalmasına imkan verilecek. Böylece, her yıl yeni inşa edilecek binalarda yıllık 2,5 teravatsaat enerji ile Atatürk Barajı'nın 3 ayda ürettiği enerji kadar tasarruf sağlanacak. Ayrıca bu binalar sayesinde, doğaya yılda 600 milyon ton eş değerinde karbondioksit salınımının da önüne geçilecek.