TUBA CANPOLAT/KİLİS
Suriye’de yaşanan gelişmeleri yakından takip eden Kilis’te iş dünyası da vatandaşlar da süreci gözlemliyor. Kilis Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hacı Mustafa Celkanlı, kentte akın akın bir göç durumumun olmadığını, Suriyelilerin bir yıl süreci gözlemleyip sonra gidip gitmeme kararı vereceklerinin duyumunu aldığını söyledi. Celkanlı, Kilis’in üçte ikisini oluşturan nüfusun Suriyeli olduğuna dikkat çekerek, göçün olumlu sonuçları olacağı gibi olumsuz sonuçlara da gebe olduğunu kaydetti.
Mevcut konjonktürü analiz etmenin zaman alacağını belirten Celkanlı, EKONOMİ Gazetesi’ne bölgeye dair önemli açıklamalarda bulundu. Celkanlı, büyük resme dikkat çekip dünya ülkelerinin Suriye’ye dair tutumlarının bölge için belirleyici olduğunu dile getirerek, Suriye’nin tam bağımsız-demokratik bir ülke olmasının bölge güvenliği için elzem olduğunu belirtti.
“Suriyeliler en az bir yıl süreci gözlemleyip sonra göç için karar verecek”
Yaşanan gelişmelerin ardından büyük bir göç dalgası oluşmadığını söyleyen Celkanlı, “Kilis’te akın akın bir göç durumu söz konusu değil, burada yaşayan Suriyeliler de mevcut konjonktürü analiz etmeye çalışıyorlar, bölgede neler olacak sorusuna zamanla yanıt bulacaklar. Geçici bir hükümet kuruluyor Suriye’de. Bu hükümet kimlerden oluşuyor bunun net bir bilgisi yok, 13 yıldır alınamayan bir ülke nasıl oldu da 13 günde alındı? Amerika-İsrail bu işin neresinde, bu soruların yanıtlanması lazım. Suriyeliler bu gerekçelerle şu anda tedirgin, İsrail geçtiğimiz günlerde Şam’ı bombaladı, şu an Halep ve Şam arasında televizyonlarda gördüğümüz dönüş konvoyları kendi ülkelerinde şehir değişikliği yapan kişiler. Kurtarılmış bölgelerdeki kişiler kendi şehirlerine dönüyor. İçerden öyle çok yoğun bir gidiş yok. Kilis’te yaşayan Suriyeliler de süreci izliyorlar. Önümüzdeki bir yıl içerisindeki durumu görmek isteyeceklerini söylüyorlar “dedi.
Yıllardır Türkiye’de yaşayıp düzen kuran insanların hemen göç kararı vermeyeceklerinin altını çizen Celkanlı, “Dönmek isteyenler olacağı gibi kalmak isteyenler de çok olacaktır. Burada düzen kuran, iş yapan, evini almış, çocuğunu okutmuş-evlendirmiş bir kesim var. Onlar düzenlerini bozmak istemeyecektir” şeklinde konuştu.
“Suriye’deki toprak bütünlüğü ve bağımsızlık bölge için önemli bir unsur”
Bölge için güvenliğin en önemli unsur olduğunu kaydeden Celkanlı, “Gerek Türkiye, gerek Avrupa ülkeleri tarafından Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve kalkınması noktasında ortak bir karar alırsa, Suriye’ye destek olalım denirse zaten oranın ayağa kalkması birkaç yıl alır. Süreç şu an çok sıcak. Öngörüde bulunmak noktasında da çok keskin ifadeler kullanmak doğru değil. Burada bir hesap var, ortalıktan birden bire kaybolmuş bir İran var. Yıllardır Esad’ın arkasında duran Rusya’nın birden bire tamamen çekilişi var. Gece İsrail Suriye topraklarına giriyor, nasıl bir plan var şu an bunu kestirmek mümkün değil. Biz nasıl böyle düşünüyorsak Türkiye’de yaşayan Suriyeliler de böyle düşünüyor” dedi.
"Kilis olası göçten hem olumlu hem olumsuz etkilenir"
Olası göçün kente etkilerinden söz eden Celkanlı, sözlerini şöyle tamamladı, “Suriye’de işler yolunda giderse ve göç tamamıyla gerçekleşirse bölgeye bunun hem pozitif hem negatif yansımaları olacaktır. Pozitif yansımaları bizim için önemli. Kilis Suriye’ye sınır bir kent. Orada ülkenin imarı demek bizim Suriye ile ticaretimiz demek, iş potansiyeli demek. Öte yandan olumsuz olarak Kilis’te iş gücünde bir kayıp yaşanacaktır. Özellikle vasıfsız iş gücünde kayıp yaşanır. Kilis bir tarım şehri ve tarımda Suriyeliler iş gücü olarak emek veriyor. İş gücümüzde aksaklık olacaktır. Kilis 100 bin nüfuslu bir kent iken Suriyeliler ile birlikte 300 bin nüfuslu bir kent haline geldi, bu nüfusa göre evler ve iş yerleri inşa edildi. Ancak önemli olan bölgenin refaha kavuşması. Umudumuz buradaki insanların kendi vatanlarına sağ salim dönmeleri. Arzu ettiğimiz şey, savaşsız bir ülkeye dönmeleri. Biz hiçbir insanın ateşin içine gitmesini arzu etmeyiz. Suriye’nin tam bağımsız, demokratik bir ülke olması bizim için önemli, onlar bizim komşumuz ve sınırdaki güvenlik için de toprak bütünlüğü zarar görmeden ülkelerinin muhafaza edilmesini umuyoruz. Komşudaki ateş sizi de yakıyor nitekim Türkiye bölgede yaşanan tüm olumsuzluğu derinden hissetti. Biz bu sürecin amelesi olduk, zorluğu Türkiye yaşadı. Bizim ümidimiz Suriye’nin tam bağımsız ve demokratik bir ülke haline gelmesi ve insanların vatanlarına dönmesi.”