EKONOMİ/İZMİR
İzmir Ticaret Odası (İZTO), İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği’nin (ETO) iş birliğiyle, Organik Tarım Günü kapsamında Sürdürülebilir Bir Gelecek için Organik Tarımı Planlıyoruz başlıklı panel düzenlendi. Etkinlikte, organik tarımın geleceği, sürdürülebilirlik vizyonu ve sektörün yol haritası ele alındı.
Panelin açılışında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, organik tarımın yalnızca bir üretim yöntemi değil, aynı zamanda ekosistem ve halk sağlığı için stratejik bir model olduğunu vurguladı. Türkiye’nin organik üretimde dünyada ilk 20 ülke arasında yer aldığına dikkat çeken Kestelli, “Yeşil Mutabakat’ın getireceği sorumlulukları doğru yönetebilirsek, küresel fırsatları da değerlendirebiliriz. Bu noktada sertifikasyon maliyetlerini azaltmak, tüketici farkındalığını artırmak ve üreticiyi güçlü desteklemek önceliklerimiz olmalı.” dedi.
İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler ise İzmir’in zengin üretim desenine sahip olduğunu belirterek, “İncirden zeytine, narenciyeden arıcılığa kadar geniş bir tarımsal yelpazeye sahibiz. Odamız, kamu ve özel sektörle iş birliği içinde, üretimde kaliteyi ve ihracatta rekabet gücünü artıracak yatırımları destekliyor. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri bunun somut örneğidir.” ifadelerini kullandı.
Ege’nin öncü rolü
EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, bölgenin organik tarımdaki öncülüğüne dikkat çekerek, “Bizim için sadece ihracat rakamlarını artırmak değil, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek de sorumluluğumuzun merkezinde. Biofach Fuarı’nda 28 yıldır Türkiye’yi temsil ediyoruz. Ayrıca aflatoksinli incirlerin biyogaza dönüştürülmesi projemiz, döngüsel ekonomiye katkı sağlayarak uluslararası ödül kazandı.” dedi.
“Toprak, su ve gıda stratejik unsurlar”
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Başak Egesel ise iklim değişikliği, su kısıtı ve artan nüfusun tarımsal üretimi zorladığını belirtti. Organik tarımın öncelikli alan olarak seçildiğini ifade eden Egesel, “Üç yıllık destekleme modelimiz ile organik ürünler ilave olarak desteklenecek. Ayrıca AB mevzuatıyla uyum için özel bir çalışma grubu oluşturduk.” bilgisini verdi.
Sektör temsilcileri deneyimlerini paylaştı
Açılış konuşmalarının ardından ETO Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy’un moderatörlüğünde “Organik Tarımın Geleceği” paneli gerçekleştirildi. Akademisyenlerden özel sektör temsilcilerine uzanan geniş katılımda, organik tarımın mevcut durumu, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.
Konuşmacılar, sağlıklı ve güvenilir ürünlere olan talebin dünya genelinde arttığına işaret ederek, Türkiye’nin tarımsal çeşitliliği ve üretim birikimi sayesinde organik tarımda güçlü bir potansiyele sahip olduğuna vurgu yaptı. Bu potansiyelin doğru değerlendirilmesi halinde ülkenin uluslararası rekabet gücünün artacağı dile getirildi.
Ortak akılla yol haritası
Etkinliğin çalıştay bölümünde ise katılımcılar sürdürülebilir üretim, belgelendirme, iç ticaret, ihracat, bilgi paylaşımı ve yasal düzenlemeler başlıklarında masalara ayrılarak öneriler geliştirdi. Çalıştay çıktılarının rapor halinde kamuoyu ve sektör paydaşlarıyla paylaşılacağı belirtildi.