İREM CEYLİN DEMİRCAN/İZMİR
Turizmde sezon, Ramazan ve Kurban Bayramları’nın erken tarihlere denk gelmesiyle birlikte yüksek doluluk oranlarıyla açıldı. Ancak yüksek sezon olan temmuz ayına gelinmesine, okulların kapanmasına rağmen özellikle kıyı kesimlerde otellerin ve sahillerin beklentinin altında doluluk yaşanıyor Sektör temsilcileri, Türkiye’nin hem yerli hem de yabancı turistler nezdinde “pahalı ülke” algısına sahip olmasının bu durumu tetiklediğini belirtiyor.
“Umudumuz ilerleyen aylarda rezervasyon taleplerinin artacağı yönünde”
Bayram döneminde doluluk oranlarının yüzde 95 seviyelerine yükseldiğini ifade eden Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler, “Kurban Bayramı tatilinin kısa kalması bu bereketin daha uzun zamana yayılmasına engeldi. Yükselen maliyetler, baskılanan dövizle karlılık marjının giderek düşmesine rağmen bayramlarda yine de turizmcinin yüzü güldü. Şimdi bayram sonrası nispeten bir yavaşlama ve doluluk oranlarında düşüklük söz konusu. Ayrıca dünyadaki rakiplerimizle rekabet gücümüzün zayıflamasının da, iç pazar da ekonomik zorluklardan dolayı vatandaşlarımızın tatillerini daha kısa tutma zorunluluğu hissetmelerinin payı da var. Ancak Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında rezervasyon taleplerinin artacağını ve yıl hedeflerinin gerçekleştirilebileceğini tahmin ediyor ve umuyoruz.” dedi.
“Yerli turist artık araba yakıtının ücretini bile zor karşılıyor”
Turizm sektörünün çok hassas dengeler üzerine kurulu bir sektör olduğunu ve hem Türkiye’nin çevresinde yaşanan savaşların hem de Türkiye’deki yüksek enflasyon ve girdi maliyetlernin gelen turisti etkilediğini dile getiren Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur, “Turizmcinin maliyetlerini çok yükseldi. Bu maliyetler turizmciyi gerçekten çok zor durumda bıraktı. En basiti yurt içinde okullar tatil oldu. Gelen yok. Niye yok? Yakıta gelen zamlardan sonra insanların sadece arabayla bir yere gelip gitmesi en az 10 bin TL tutuyor. Önceden 10 bin TL’ye gelip bir hafta tatilini yapıp dönüyordu. Durumumuz çok kötü. Deniyor ki 60 milyon turist 60 milyar gelir. Bu aman ne kadar güzel bir gelir diyeceğimiz bir şey değil. Niye değil? Eskiden 35 milyon turist gelirken biz 45 milyarla 50 milyar arasında gelir elde ettiğimize göre demek ki bu işte bir yanlışlık var. Anlatabiliyor muyum?" diye konuştu.
“Türkiye, Avrupa'nın en pahalı destinasyonu konumunda”
Şu an sezonun beklenenin çok altında geçtiğini ifade eden Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) İzmir Bölge Temsil Kurulu Başkanı Kıvanç Meriç, “Yüksek sezon veya sezona girmişiz gibi bir durum söz konusu değil. Rakamlar bayramdan sonra bayağı bir düştü. Bu saatten sonra Türkiye sadece iç pazar değil dış pazarda da çok pahalı bir ülke konumuna geldi. Dövizin yükselişiyle enflasyon yükselişi eş olmadığı sürece arada oluşan makas tamamıyla maliyetlere bindiriliyor, satış fiyatlarına bindiriliyor. Dolayısıyla Avrupa'nın sahil bölgelerinde en yüksek konaklama, en yüksek gıdası olan ülke durumunda yaşıyoruz. En üzücüsü de kendi vatandaşımız bile artık kendi ülkesine tatil yapmıyor.” ifadelerini kullandı.