FİKRİ CİNOKUR/ANTALYA
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ekim ayı meclis toplantısı Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci yönetiminde gerçekleştirildi.
ATB Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çandır, Dünya, Türkiye ve Antalya ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurulan Cumhuriyet’in, emeğin, üretimin ve alın terinin en yüce değer kabul edildiği bir yaşam biçimi olduğunu belirten Çandır, şöyle konuştu:
‘’Bu topraklarda üreten çiftçimiz, ürününe değer katan tüccarımız ve ihracatla ülkemizin refahına katkı sunan girişimcimiz, Cumhuriyet ekonomisinin temel gücüdür. Antalya Ticaret Borsası olarak üretimden ticarete uzanan zincirin her halkasında sürdürülebilirliği güçlendirmeyi, emeği yüceltmeyi ve adil bir ekonomik düzeni desteklemeyi görev biliyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da aynı inanç ve kararlılıkla çalışarak, üretimle, ticaretle ve alın teriyle büyüyen bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.‘’
Antalya’da hasat dönemi başladığını, ancak ilkbaharda yaşanan tarımsal don olayı nedeniyle rekoltelerde önemli kayıplar yaşandığına belirten Çandır, şunları kaydetti:
‘’Antalya’da hasat dönemi başlamıştır. Nar, elma, armut, zeytin, yaş sebze ve kesme çiçekte üretim devam etmektedir. Nar üretimi beklentinin yüzde 25 altında, ancak kalite ve ihracat açısından başarılıdır. Armut ve elmada don nedeniyle rekolte yüzde 60 düşmüştür. Zeytinde rekolte beklentinin üçte biri oranında düşük olup 55 bin ton zeytin, 8 bin ton zeytinyağı tahmini yapılmaktadır.’’
"Maliyetler döviz fiyatlarından en az iki kat hızlı arttı"
Son beş yıldır yurt içi maliyetlerin döviz fiyatlarından en az iki kat hızlı artmasının, ihracatta fiyat rekabetinde gerilemeye ve pazarda tutunma zorluklarına neden olduğuna dikkat çeken Çandır, şöyle devam etti:
‘’Eylül ayı verileri de bu tabloyu açık biçimde göstermektedir. Türkiye ihracatı aylık yüzde 2,8, yıllık yüzde 4,7 artarken, Antalya ihracatı aylık yüzde eksi -8,6, yıllık yüzde eksi -3,5 azalmıştır. Tarım ihracatı ülke genelinde aylık yüzde eksi -0,9, yıllık yüzde eksi -0,1 azalırken; Antalya’da aylık yüzde eksi -15,7, yıllık yüzde eksi -0,5 düşmüştür. Yaş meyve-sebze ihracatı ise ülkemizde aylık yüzde eksi -10,2, yıllık yüzde eksi -7,2, Antalya’da aylık yüzde eksi -27,8, yıllık yüzde eksi -2,5 azalmıştır. Bu veriler, ihracatı standarda dayalı ürünlerle yapılan kentimizin, ülke ortalamasının dahi gerisine düştüğünü göstermektedir. İhracattaki bu düşüşün iki temel nedeni vardır. Yurtiçi maliyet artışları ile döviz kuru arasındaki dengesizlik ve küresel piyasalarda artan keyfi korumacılık uygulamalarıdır. İthalatımız ise bunun tam tersi konumunda ve kontrolsüz şekilde artmaktadır.’’
"İthalat dalgasından korunmak için akılcı politikalar uygulanmalı"
Çandır, 2022 yılında 32 trilyon dolarlık dünya ticaret hacminin rekor olarak tarihe geçerken 2025 yılında bu rakamın 25 trilyon dolar civarında gerçekleşmesinin beklendiğini kaydetti.
Dünya ekonomisinde Kuzey Atlantik Paktı ağırlıklı yapının yerini Pasifik Paktı bir yapıya bırakmaya başladığına dikkat çeken Ali Çandır,’’Bu dönemden en çok yararlanan ekonomiler başta Çin olmak üzere Hindistan, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Malezya gibi ülkeler olurken Türkiye benzer bir hamleyi gösteremedi. Şimdilerde dünya; daha az ve daha zorlu ticaret ile ülke içi ağırlıklı büyüme stratejilerine dönmüş durumdadır. Ülkemiz ve kentimiz ekonomisini bu dönüşün yaratacağı kolaycı ithalat dalgasından korumak için akılcı politikalar üretmek zorundayız.’’ dedi.
"Antalya ekonomisi Türkiye ortalamasının altında kaldı"
Güncel ekonomik verilere göre Antalya’nın 2025 yılı Eylül itibarıyla ülke ortalamasının altında bir performans gösterdiğini vurgulayan Çandır, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Kurulan şirket sayısı Türkiye’de yüzde eksi -4,7, Antalya’da yüzde eksi -16,6 azalmıştır. Protestolu senet tutarı ülkemizde yüzde 54, Antalya’da yüzde 104 artmıştır. Karşılıksız çek tutarı ülkemizde yüzde 28, kentimizde yüzde 16 artmıştır. Çekle işlem hacmi Türkiye’de yüzde 10 artarken, Antalya’da yüzde eksi -7 azalmıştır. Kredi kullanımı ülkemizde yüzde 42, kentimizde yüzde 50 artmıştır. Ticari kredilerde artış ülkemizde yüzde 35, kentimizde yüzde 61; tarımsal kredilerde ise ülkemizde yüzde 51, kentimizde yüzde 54 olmuştur.’’
"Coğrafi işaretli ürünlerde etkin pazar oluşturabiliriz"
Coğrafi işaretli ürünlerin, Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu anlatan Ali Çandır, ‘’Üreticilerin tescile uygun üretim yapması, etkin denetim mekanizmaları ve üretici bilincinin güçlenmesiyle bu alanda kısa sürede güçlü bir pazar oluşturabiliriz. Berry sektörü hızla büyümektedir. Çilek, maviyemiş, ahududu ve böğürtlen gibi ürünlerde Avrupa, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri önemli pazarlar sunmaktadır.’’ dedi.
 
                         
                                 
                                 
                                                     
  
  
  
  
  
 