AHMET USMAN/İZMİR
Kullanım çeşitliliği ve çevreci özellikleri nedeniyle geleceğin parlayan ham maddelerinden biri olmaya aday olan kenevir konusundaki gelişmeler İzmir’de gerçekleştirilen Sürdürülebilir Gelecek İçin Kenevir isimli çalıştayda masaya yatırıldı.
Çalıştayda, Türkiye’nin, 2050 yılında 100 milyar dolar büyüklüğe erişeceği tahmin edilen kenevir pazarından büyük bir pay alabileceği dile getirildi.
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve Tekstil Mühendisleri Odası (TMO) İzmir Şubesi tarafından EİB hizmet binasında gerçekleştirilen çalıştayda kenevirin uzun yıllardır ihmal edildiğini dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Çağlar Bağcı, “Kenevir, kullanım çeşitliliği ve çevreci özellikleri sayesinde geleceğin parlayan hammaddelerinden biri olmaya aday. Bu yönüyle sadece bir ürün değil, aynı zamanda sürdürülebilir sanayi politikalarının yapı taşlarından biri olma potansiyeli taşıyor. Sektörümüz için artık sürdürülebilirlik yalnızca bir tercih değil, kaçınılmaz bir gereklilik. Özellikle 2026’da yürürlüğe girecek AB Yeşil Mutabakatı regülasyonları, sektörümüzün doğal elyaflara yönelmesini kaçınılmaz hale getiriyor. Bu bağlamda kenevir, yalnızca çevre dostu bir alternatif değil, aynı zamanda yeni regülasyonlara uyum sürecinde de sektörümüz için kritik bir çözüm olacaktır.” dedi.
“Yeşil dönüşüm için büyük potansiyele sahip”
Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Muzaffer Kayhan da kenevirin sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm açısından büyük potansiyele sahip olduğunu belirterek, “Kenevir, çok yönlü kullanımı, çevre dostu üretim özellikleri ve yüksek ekonomik potansiyeli ile öne çıkan bir bitki. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde ise dayanıklı ve uzun ömürlü olması, UV ışınlarına karşı yüksek direnç, geri dönüştürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir ve doğal antibakteriyel özelliği sayesinde tercih ediliyor.” diye konuştu.
“Ekolojik dönüşümün doğal bir parçası olmaya aday”
Kenevir konusunda danışmanlık hizmetleri veren Nebahat Kılıç, Türkiye’de uzun yıllardır kenevir konusunda çalışma yapılsa da hala alınacak çok yol olduğuna dikkat çekti. Bu ürünü ve sektörü Türkiye’de sürdürülebilir hale getirmeye çalıştıklarını vurgulayan Kılıç, “Fakat aşılması gereken pek çok teknik, tarımsal, politik, yönetimsel, sektörel darboğazlar mevcut. Sektörde hala organize olmayan mikro yapılar söz konusu. Talep yok ve potansiyel oyuncular talep oluşturmak yerine, ‘talep oluşsun ben üreteyim’ mantığıyla bakıyorlar. Kooperatifleşme, devlet destekli Ar-Ge merkezlerinin kurulması, makineleşmenin teşvik edilmesi, yerli makine üretimi, teknoloji transfer programları, kümelenme stratejileri bu sıkıntıların aşılmasına katkı sağlayabilir.” dedi.
Kenevirin sürdürülebilir ve ekolojik dönüşümün doğal bir parçası olmaya aday olduğunu ifade eden Kılıç, “Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2050’ye kadar kenevirin dahil olduğu ürün pazarının büyüklüğü 100 milyar doları aşacak. Şu an bu pazarda Çin ve Fransa en etkili ülkeler olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin bundan pay alma potansiyeli büyük. Kenevir, biyoplastik, tekstil, yapı malzemeleri, gıda, kağıt, kompost, enerji sektörlerine entegre edilebilecek bir ürün. Bu konudaki farkındalığı artırmamız lazım.” diye konuştu.
“Çevre dostu bir alternatif”
İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin her şekilde hissedildiğini belirten Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tuğrul Tamtürk, “Sürdürülebilirlik kavramı da tüm sektörler için vazgeçilmez bir pusula haline geldi. Tekstil sektörü de bu dönüşümün bir parçası olmak zorunda. Geleceğin lifi olarak adlandırılan kenevirde potansiyel çok fazla. Hızlı büyümesi sayesinde atmosferden önemli miktarda karbondioksit emen bu bitki, aynı zamanda biobozunur özelliği ile çevre dostu bir alternatif. Kenevirden elde edilen lifler dayanıklılığı ve doğal yapısıyla tekstil ürünlerine üstün nitelikler kazandırıyor. Tohumları da gıda ve kozmetik sanayinde, sapları ise biyokompozit malzeme ve enerji üretiminde değerlendiriliyor. Bu özellikleri keneviri döngüsel ekonomiye mükemmel şekilde uyum sağlayan bir hammadde haline getiriyor.” diye konuştu.