ALİ ŞAHİN/BURSA
Kuruluşu 1985 yılına dayanan Bursa Deri İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi ilk genel kurulunu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirerek Bursa Deri İhtisas ve Karma OSB ana sözleşmesini oy birliği ile kabul etmişti. Bölgede faaliyette bulunan 112 işletmede yaklaşık 3 bin 500 kişi istihdam edilirken toplam 500 milyon dolarlık bir üretim yapıldığını hatırlatan Bursa Deri İhtisas ve Karma OSB Başkanı Murat Çağlar, “Hızlandırılan ruhsatlandırma süreçleri ile birlikte parsel doluluğunda %50’nin üzerine çıktık. Bölgemizdeki parsellerin %95’i şu anda tahsisli ve en azından inşaat ruhsatı verilmiş durumda. 20’ye parselde yatırım devam ediyor. 15 parselde ise 2025 içerisinde inşaata başlanacak. Yapılan yatırımlar ile birlikte artan kapasite sonucunda bölgemiz Türkiye’nin birinci, Avrupa’nın ise üçüncü büyük baş ham deri işleme kapasitesine ulaştı. Bölgenin karma sektörlere açılmasıyla birlikte Kimya ve gıda başta olmak üzere birçok farklı sektörden üreticimiz bölgede yatırım yaptı” dedi.
“Günlük 20 bin deri işleyebiliyoruz”
Bursa Deri İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi olarak ana iş kollarında et endüstrisinin bir yan atığı olan deriyi alarak tamamen ekonomiye kazandırdıkları bir ekosistem barındırdıklarını anlatan Çağlar, “Burada günlük 20 bin büyükbaş hayvan derisi işleyebilecek kapasiteye sahibiz. Bu da Türkiye’de yapılan kesimin %80’ine denk geliyor. Bu sebeple bölgemizdeki firmaların farklı ülkelerden ham deri ithal edip onu yarı mamul haline getiriyor. Bölgemizde işlenen ham deri tabaklandıktan sonra ilgili konfeksiyon işlemine hazır hale getirilirken her proseste oluşan atık farklı bir alanda kullanılıyor. Deri organik bir madde olduğu için süreç içerisinde kolajen’den sığır jelatinine kadar birçok yan ürün oluşuyor. Bu ürünler gıda sektöründe 180 farklı alanda yer alıyor. Deride işlem öncesi ve sonrası çıkan aminosasitler ise bölgemizdeki gübre fabrikaları aracılığı ile organik gübrelere dönüştürülerek sürdürülebilir tarımın geliştirilmesinde kullanılıyor.” ifadelerini kullandı.
Sanayiciye ek külfet getirmeden kaynakları doğru kullanarak bölgenin gelişimini sağlayacak yatırımları da hayata geçirmeye özen gösterdiklerini hatırlatan Çağlar, “Kuvvetli altyapısı ile bölgemiz yatırım konusunda oldukça cezbedici bir hal aldı. Fiber optik bağlantıya kadar sanayicimizin ihtiyaç duyduğu tüm altyapıyı sağladık. Bölge yönetimde liyakatı esas alan kurumsal bir yapı oluşturarak hizmet kalitesini yükselttik. Bölgemize bir itfaiye binası ve jandarma karakolu kazandırırken itfaiye binasını tefrişatı ve itfaiye aracı ile birlikte teslim ettik. Bu birimler Bursa Deri İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi dışında çevre alanlara da hizmet verirken güvenlik ve yangın konusunda elimizi güçlendirdi. Bununla birlikte bölgemizin bir iştiraki olan geri dönüşüm tesisi ile bölgemizdeki birçok atığın geri kazanımını sağlarken hem sanayicimizi önemli bir yükten kurtarıyor hem de bölgedeki yatırımlarımız için de ilave kaynak yaratıyoruz” dedi.
“3 büyük proje hayata geçireceğiz”
Bölgede yatırımların da devam edeceğini ve ilk etapta 3 büyük projeyi hayata geçireceklerini belirten Murat Çağlar, “Şu an 8 bin metreküp olan arıtma tesisimizin kapasitesini 12 bin metreküpe yükseltirken kullandığı teknolojiyi de ileri seviye arıtmaya çıkaracağız. 15 milyon dolarlık maliyeti olan bu yatırım şu anda proje çizim aşamasında. Bununla birlikte yüzey sularını topladığımız ve sadece deri firmalarının kullanımına izin verdiğimiz göletimizin yüzeyine yüzer GES inşa edeceğiz. Bu proje tamamlandığında arıtma tesisimiz ve idari binamızın tüm enerji ihtiyacı bu tesisten karşılanırken yüzey buharlaşmasının da önüne geçeceğiz. Ayrıca geri dönüşüm tesisimizde de %100 kapasite artışına gidiyoruz.” diye konuştu.
Deri sektöründe gelişen teknolojinin bölgede karşılık bulduğunu ve firmaların çevre yatırımlarının da arttığını söyleyen Çağlar, “Deri imalat endüstrisi için dünyanın önde gelen çevre sertifikasyonundan sorumlu, kar amacı gütmeyen çok ortaklı bir kuruluş olan LWG’nin altın sertifikasına haiz 11 işletmemiz bölgede üretim yapıyor. Bu sayıyı daha da artırmak adına üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız. Atığı kaynağında yok edecek, üretimdeki geri kullanım süreçlerini artıracak her türlü çalışma için firmalarımıza önder olacağız.” dedi.
“Deri ismi koruma altına alınmalı”
Sektördeki sorunlara da değinen Murat Çağlar, “Ürünlerde kullanılan deri oranında bir azalma söz konusu. Örneğin ayakkabıda kullanılan deri oranı %15’e kadar geriledi. Deri organik bir malzeme olduğu için hava alır ve ayak sağlığını korur. Ayrıca uzun ömürlüdür ve tamir edilebilir. Bu ürünlerin raflarda yer alırken karşısında mudili olarak suni yollarla üretilmiş ürünlerin yer alması tüketiciyi de yanılttığı için şikayet oranını yükseltiyor. Organik yapıdaki ürünün suni olarak üretilen muadilinin orjinalinden ayrışması için aynı ismi kullanmamanız gerekiyor. Ama deri ürünlerin suni muadillerine de ‘suni deri’ ifadesi kullanılıyor. Tüketiciyi yanıltan bu ifadenin kullanılmaması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Tüketici deri aldığını zannederek farklı bir şey alıyor ve bu da tüketici hakem heyetlerine şikayet olarak dönüyor. İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerde ‘Deri’ koruma altında ve başına bir sıfat getirilemiyor. Bizde de benzer şekilde koruma altına alınarak ‘suni deri’, ‘vegan deri’ gibi tabirlerin kullanımına yasak getirilmeli.” dedi.
“Kurban derileri doğru muhafaza edilmiyor”
Yaklaşan Kurban bayramında ciddi bir kesim olacağını ve ortaya çıkan derilerin doğru saklanması gerektiğini söyleyen Çağlar, “Ülkemizde ham yetersiz olduğu için farklı ülkelerden ithalatlar söz konusu. Bununla birlikte yaklaşan kurban bayramında da Türkiye’de 1 yılda yapılan kesimin %20’si 4 günlük süreçte yapılacak. Bu kesimlerde milli bir servet olan ve girdiği oranda mamule dönüşen derilerin doğru saklanması çok önemli. Derinin et tarafı tuzlanıp serin bir yerde muhafaza edilerek toplama noktalarına ulaştırılması gerekli. Ayrıca derinin kalitesinin korunması ve daha hijyenik bir kesim için de uzman kasapların yer aldığı kesim noktalarının kullanılması da önemli.” diye konuştu.
Son yıllarda kurban bayramındaki sıcak havalar ve doğru saklanmayan birçok derinin ekonomiye kazandırılamadığını hatırlatan Çağlar, “Geçen sene neredeyse bütün küçükbaş derileri toprağa gömülmek zorunda kaldı. Ekonomik değeri azaldığı için küçükbaş hayvan derisinin toplanması ile ilgili de aksaklıklar oldu. Bu yıl benzer senaryolar olmaması için doğru uygulamalar ile deriyi muhafaza etmeliyiz.” diye konuştu.