
Elektrikli araçlardan savaş uçaklarına, rüzgâr türbinlerinden akıllı telefonlara kadar modern ekonominin yapı taşını oluşturan nadir toprak elementleri (NTE), yeniden jeopolitik bir güç mücadelesinin merkezine oturdu. Çin’in mevcut kısıtlamalarını bir yıl askıya almasının Batı’ya “zaman kazandırıcı” bir hamle olduğunu söyleyen uzmanlara göre sektörde savaş daha yeni başlıyor. Zira tedarik endişeleri artan Avrupa, ABD ve Kanada birbiri ardına yeni stratejiler açıklarken, yerli üretim altyapısını kurmak için hızlı davranmak zorundalar.
ABD, Japonya ve Güney Kore ile son haftalarda imzaladığı anlaşmalarla tedariki çeşitlendirme çabasına hız vermesi sonrasında Avrupa Birliği (AB) ve Kanada da bu sektörde stratejik adımlar atıyor.


*ABD Başkanı’nın Asya turunda yapılan mutabakatlar, Vietnam, Malezya ve Tayland gibi ülkelerde üretim ve işleme projelerine ortak yatırım öngörüyor. Amaç, Çin dışındaki tedarik zincirlerini güvence altına almak.
*Avrupa Birliği de benzer adımlar atıyor. AB Komisyonu, Çin ile “özel bir iletişim kanalı” kurarak ihracat izinlerinin hızlandırılmasını ve Avrupa şirketlerinin taleplerine öncelik verilmesini kararlaştırdı. Ancak uzmanlara göre bu, Pekin’in ticari baskı araçlarını devre dışı bırakmak yerine sadece “idari bir rahatlama” sağlayacak.
*Kanada ise sektöre 2 milyar Kanada doları tutarında egemen fon ayırarak madencilik yatırımlarını hızlandırıyor. Ottawa, vergi indirimleri ve keşif teşvikleriyle, kuzeydeki yatakları küresel pazara entegre etmeyi planlıyor.
Rafineri kurmak en az 5 yıl gerektiriyor
ING’nin emtia stratejistleri hazırladıkları bir raporda “Nadir elementler artık bir sonraki ticaret savaşı silahı” değerlendirmesini yapıyor. Rapora göre mevcut “ateşkes”, tedarik zincirlerine kısa vadeli bir nefes aldırsa da, kalıcı çözüm yalnızca Batı’nın yerli madencilik ve rafinasyon kapasitesini artırmasıyla mümkün olacak.
Ancak bu kolay bir süreç değil. Yeni bir nadir element rafinerisi kurmak beş yıl, bir maden işletmesini faaliyete geçirmek ise on yılı bulabiliyor. Üstelik Batı ülkelerinde çevre standartları ve işçilik maliyetleri Çin’in çok üzerinde. Bu nedenle, Pekin’in kontrolü kısa vadede kırılması zor bir üstünlük olmaya devam ediyor.
Talep yıllık ortalama %5.1 artacak
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre, 2024–2030 arasında NTE talebi yıllık yüzde 5,1 oranında artacak. En büyük artış elektrikli araç motorlarında ve rüzgâr türbinlerinde bekleniyor. Talep eğrisi yukarı yönlü seyrederken, arz tarafındaki kırılganlık küresel ekonomi için yeni bir “stratejik bağımlılık” riski yaratıyor.
Uzmanlar, Çin’in mevcut kısıtlamalarını bir yıl askıya almasının Batı için “zaman kazandırıcı” bir hamle olduğunu, ancak bu sürenin yerli üretim altyapısını kurmak için etkin kullanılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde nadir element piyasasındaki rekabet, enerji dönüşümünü yavaşlatan yeni bir darboğaz haline gelebilir.
Çin gücü elinde tutuyor
Çin, 1990’lardan bu yana düşük maliyetli üretimi, çevre toleranslı politikaları ve yoğun devlet desteğiyle bu sektörde mutlak hâkimiyet kurdu. Bugün küresel NTE maden üretiminin yüzde 70’ini, rafinasyonunun yüzde 90’ını ve mıknatıs üretiminin neredeyse tamamını gerçekleştiriyor. Bu da kritik teknolojilerdeki tedarik zincirlerinin büyük ölçüde Pekin’e bağlı olduğu anlamına geliyor.
Modern ekonominin anahtarı
Neodimyum, disprozyum ve terbiyum da dahil olmak üzere kimyasal olarak ilişkili 17 elementten oluşan nadir toprak elementleri (NTE), modern ekonomilerin işleyişi için olmazsa olmazı olarak nitelendiriliyor. Nadir toprak elementleri, akıllı telefonlardan rüzgar türbinlerine, elektrikli araç motorlarından gelişmiş askeri sistemlere kadar her şeyin anahtarı olarak görülüyor.