
Konteyner hatlarının iki yıla yakın süredir Ümit Burnu’nu dolaşarak sürdürdüğü taşımacılıktan sonra Kızıldeniz rotasına kademeli dönüşü, 2026’da küresel ticaretin en kritik gelişmelerinden biri olacak. Kızıldeniz’i ve Akdeniz’i bağlayan Süveyş Kanalı 2019–2023 arasında güçlü bir trafik ve yük hacmi artışı yaşarken, 2024 yılında gerilim ve rotadan kaçış nedeniyle ciddi darbe almıştı. 2025 verileri, özellikle Temmuz–Ekim dönemi ve Ekim ayında görülen gemi geçiş artışı, rotanın yeniden canlandığını gösteriyor.
Süveyş Kanalı küresel mal ticaretinin yüzde 15’inden fazlasını, konteyner trafiğinin ise iki katına kadarını yönetirken, bu rotaya dönüşün yakında zamanda başlaması bekleniyor. 2023 sonunda başlayan Husi saldırıları sonrası şirketler rotalarını Ümit Burnu’na kaydırmış, bu uzun rota konteyner navlunlarında ve kâr marjlarında toparlanma yaratmıştı. Ancak Kızıldeniz geçişinin yeniden başlaması Asya–Kuzeybatı Avrupa hattında 3.000 deniz milinden fazla ve yaklaşık 10 gün tasarruf sağlayarak küresel filo kapasitesinin yaklaşık yüzde 6’sını serbest bırakacak.
Gazze ateşkesi sonrası Maersk ve Hapag-Lloyd, koşullar uygun olduğunda geçişe dönmeye hazır olduklarını açıkladı. CMA CGM de deniz kuvvetleri desteğiyle yürüttüğü sınırlı seferleri kısa sürede genişletmeyi planlıyor.
Önce tıkanıklık, sonra fiyatlarda düşüş baskısı
ING tarafından yapılan analize göre, dönüşün ilk etkisi, gemilerin beklenenden erken varması nedeniyle Avrupa limanlarında tıkanıklık olacak. Bu durum konteyner terminallerinde gecikmelere ve kısa dönemli navlun artışına yol açabilir. Değişimin Çin Yeni Yılı›na denk gelmesi riskleri artırıyor.
Yeni gemilerin sulara inmesi de fiyatı etkileyecek
Seyir planları yeniden oturduğunda ise fiyatlarda güçlü bir aşağı yönlü baskı bekleniyor. 2026’da sipariş defterindeki yeni gemilerin devreye girmesiyle kapasite daha da büyüyecek. Clarksons verilerine göre Kasım 2025 itibarıyla sipariş defteri mevcut filonun yüzde 32’sine denk geliyor. Düşük talep artışı ve maliyet tasarrufları, navlun düşüşünü dengelemekte yetersiz kalacak. Yavaş seyir fazla kapasiteyi bir miktar absorbe etse de eski gemilerin hurdaya ayrılması zaman alacak.
Şirketler temkinli: Güvenlik sigorta ve istikrar şart
Rotaya dönüşün önümüzdeki altı ayda mümkün olmasına rağmen taşıyıcılar temkinli ilerliyor. Süveyş geçiş sigorta primlerinin düşmesi gerekiyor. Ayrıca Cape Town merkezli programların istikrar kazanmasının ardından firmalar, ikinci bir rota değişikliğinin yaratacağı çifte bozulmadan kaçınmak istiyor.
Tanker ve dökme yük etkisi sınırlı
Konteyner taşımacılığı dönüşten en fazla etkilenecek segment olurken, tanker ve dökme yük gemilerinde rotaya bağımlılık daha düşük. Bu alanlarda korumacılık ve ticaret kalıpları belirleyici olmaya devam edecek. Karadeniz– Güney Yarımküre gibi rotalarda mesafe kısalabileceği için fiyatlara sınırlı yansıma bekleniyor.
Rakamlar önemini ortaya koyuyor
- 2019-2024 döneminde Süveyş Kanalı’ndan toplam 121.902 gemi geçti ve toplam net tonaj 7,154 milyar tona ulaştı. X2023’te kanalda rekor sayıda 26.434 gemi geçiş yapmıştı.
- Kızıldeniz’deki gerilim ve rota değişiklikleri nedeniyle 2024’te gemi geçişleri yüzde 50’ye yakın düşmüş; o yıl yalnızca 13.213 gemi kanaldan geçti.
- 2025’in Temmuz–Ekim döneminde ise trafik toparlanmaya başladı ve 4 aylık periyotta toplam 4.405 gemi kanal geçişi yapıldı; bu gemiler toplam 185 milyon ton yük taşıdı.
- 2025 Ekim ayında kanaldan geçen gemi sayısı, düşen trafikten bu yana en yüksek aylık geçiş düzeyi olarak açıkladı.
Türkiye’nin dış ticaretine etkisi kademeli olacak
Yerli armatörler, konteyner hatlarının Kızıldeniz rotasına dönüşünün küresel ölçekte navlun piyasasında bir normalleşme beklentisi yarattığını ancak bunun Türkiye’nin dış ticaret taşımalarına etkisinin hızlı ve belirgin olmayacağını vurguluyor. Kızıldeniz geçişinin yeniden açılmasıyla ton-milin azalması konteyner bazında navlunların düşme eğilimini beraberinde getirse de armatörler son bir yılda alternatif rotalar nedeniyle katlandıkları ilave yakıt, zaman, sigorta ve güvenlik maliyetlerini hâlâ fiyatlarına yansıtmış durumda. Bu nedenle, rotanın normalleşmesi navlunlarda bir gevşeme yaratabilir ancak bu yansımanın ihracatçı açısından kısa vadede keskin bir düşüş şeklinde olması beklenmiyor; etkinin daha çok kademeli ilerleyeceği belirtiliyor.
Özellikle Türkiye’nin yoğun olarak kullandığı Uzakdoğu– Akdeniz hattında navlunların kalıcı olarak gerileyebilmesi için geçiş güvenliğinin tam olarak sağlanması, taşıyıcıların yeniden kapasite planlamasına dönebilmesi ve sigorta primlerinin anlamlı ölçüde düşmesi gerektiği ifade ediliyor. Bununla birlikte armatörler, piyasanın yeni normale oturması sürecinde navlunları hızlı şekilde düşürme konusunda da temkinli davranacaklarını belirtiyor. Bu çerçevede sektör temsilcileri, yakın dönemde sert düşüşler yerine yumuşama eğilimlerinin görülebileceğini, asıl fiyat dengelenmesinin ise daha uzun vadeye yayılacağını dile getiriyor.