YZ, sadece veriyi değil, beklentiyi de yönetmelidir. Çünkü YZ çağında beklentinin gerisinde kalan, aslında gerçeği sunmuş olsa bile yenilmiştir. Beklenti; aklın kurduğu Kalbin beklediğidir.
Yapay zekâya; 3 meziyet yüklersin, 4 sonuç verir: Seni “vizyoner” ilan ederler. Ama aynı YZ’ye 10 vaat yüklersin, 8’ini sunar: “kandırıldık” dersin. Oysa 8, hâlâ 4’ün iki katı. Buradaki fark; veri değil, beklentidir. YZ çağında kurumların en büyük sorunu; yapay zekâdan beklentiyi yönetmektir.
Aslında teknolojide geri kalmak veya veride hata yapmak değildir temel sorun. Asıl kriz; zekâyla oluşturulan beklentilerin yönetilememesidir. Çünkü insanlar akıllı sistemlerden sadece çözüm değil, sihir bekliyor. Ve o sihir gerçekleşmeyince, güven bitiyor. Teknolojiyi değil zihniyeti sorgulamalı.
ALGORİTMA DEĞİL, ALGIDIR ASIL GÜÇ
Yapay zekânın vadettiği dünya büyüleyicidir. Ama büyülenmek ile hayal kırıklığı arasında tek bir satır vardır: iletişim. YZ’yi yönetenler, sadece sistemin doğruluğuna değil; toplumun ona ne kadar inandığına dikkat etmek zorunda. Zira YZ; veriyi işler ama algıyı taşıyamazsa, başarısı yankı bulmaz.
Bugün birçok kurum YZ ile dijitalleşiyor, otomasyonla övünüyor, analizle karar alıyor. Ama çalışan, müşteri, vatandaş… Hâlâ o sistemi “anlamadıysa,” güvensizlik başlar. Ve beklenti, bir kez yara aldı mı gerçeği bile kabul ettiremezsiniz. Düşünsenize YZ var ama ona güven yok. Başarıyı unut gitsin.
2 SORU 2 CEVAP / YZ’DEN BEKLENTİYE DAİR…
YZ’de güven nasıl inşa edilir?
Her şey şeffaflıkla başlar. Kullanıcıya ne beklemesi gerektiğini söylerseniz, çıkan sonuç ona sürpriz değil güven olur. YZ’nin şeffaflığı, onu yöneten insanın şeffaflığı kadardır. Verinin güvenliği yetmez, niyetin doğruluğu da hissedilmelidir. Eğer niyetin halis değilse YZ’nin üretimi de sana habis olacaktır.
Kurumsalda beklenti yönetimi?
YZ sistemleri; söylenmeyeni bile tahmin eder hale geldi. Ama şirket, yöneticisi ya da kurum; bu sistemin arkasında “kendini garanti” altına almıyorsa, beklentiyle gerçek çatışır. YZ’nin doğruluğu yetmez, kurumun sözünü tutması gerekir. Nihayetinde sözünü tutmadığını YZ de fark edecektir.
NOT
“BEN ALGORİTMAYA BAKARIM” DİYEN, SİSTEMİ DE İZLER Mİ?
FED diyor ki; “ben veriye bakarım.” Ama biz, YZ sistemleri kurarken “ben rapora değil, yukarının niyetine bakarım” diyorsak… Güveni algoritmayla değil, alışkanlıkla boğarız. Bir yapay zekâ modeli; doğru çıktılar veriyor olabilir. Ama kurum o çıktıyı nasıl kullandığıyla anılır.
Beklentiyi karşılayamayan kurum; en doğru sistemle bile güven inşa edemez. Veriyi anlamayan yorumcu, beklentiyi yönetemez. Zekâ artar ama iletişim çöküyorsa; sistem değil, zihniyet hatalıdır.”
Bir yazılım çalışanından çok daha fazla şey beklenir artık. İş saatinden fazla değil; öngörü üretmesi, hızlı yanıt vermesi, duyguları anlaması istenir. Ama bu sadece kodla olmaz.
Aynı şekilde, bir şirketin YZ entegrasyonu; beklenenden hızlıysa alkışlanır. Ama bir gün sistem duraklarsa, kimse alt yapıyı sorgulamaz; herkes "neden bu oldu?" der.