TCMB’nin kredi musluklarını açacağını düşünmüyorum. Zaten doğru bir iletişim politikasıyla, beklentileri daha iyi yönetmek için, 2026 enfl asyon tahmini yüzde 12’den 16’ya yükseltildi.
Merkez Bankası, iki yıldır süren parasal sıkılaşma döneminde, reel sektörün temerrüt oranlarında kayda değer bir artış yaşanmadığını haziran ayında belirtmişti. Kurum, politikanın sıkılaşmasından önce firmaların iyi pozisyonlar aldıklarını ve finansal durumlarının güçlü olduğunu söyledi. Temerrüt riskini azaltmak için şirketlerin varlık satışlarına gitmediklerini vurguladı.
Reel sektörün şikâyetleri devam ediyor. Merkez konuya bilimsel bakıyor. Örneğin dünkü enflasyon raporunda, hassas konulardan olan, borçların ertelenmesi anlamına gelen konkordatoyla ilgili bir soru geldi. Yıldan yıla bakıldığında burada belirgin bir yükseliş var. Şirketler iflas ediyorlar manşeti sürekli görülüyor. TCMB Başkan Yardımcısı Hatice Karahan bu soruya, ‘‘Konkordato başvurusu yapan şirketleri; istihdam yaratma, ihracat yapma, satışlar, gibi kriterler üzerinden inceliyoruz. Buna göre, bu şirketlerin toplam içindeki payları, çok düşük olarak, binde yedi civarındadır.’’ cevabını verdi. Sunum, verilen cevaplar, farklı şekilde değerlendirilebilir. TCMB’nin kredi musluklarını açacağını düşünmüyorum. Zaten doğru bir iletişim politikasıyla, beklentileri daha iyi yönetmek için, 2026 enflasyon tahmini yüzde 12’den 16’ya yükseltildi.
Herkeste iki senenin yorgunluğu gözleniyor. Bazı kesimler artık sabır göstermek istemiyorlar. Önümüzde kabaca bir yıllık süre var. Bu zaman diliminde isimler değişse de, para politikası duruşu değişmez.