Bugün, Nasıl Bir Ekonomi gazetemizin kuruluşunun 3. yıldönümü… Bu kadar kısa sürede EKONOMİ’nin başvuru noktası olmasının temelinde elbette, Türkiye’nin en büyük gazetecilerinin imzaları var… Bu önemli başarı, otomotivde bir benzer hikayeyi aklıma getirdi…
Bir telefon görüşmesi, bir şirketin kaderini ve dolayısıyla küresel otomotiv endüstrisinin seyrini değiştirebilir mi?.. 2021 yılında, ABD yaptırımlarının gölgesinde, Xiaomi'nin geleceğini tartıştığı o acil toplantıda, "Telefon satışlarımız durursa ne olacak?" sorusu havada asılı kaldığında, kurucu Lei Jun'ın verdiği cevap, bir hayatta kalma stratejisinden çok daha fazlasıydı:
"Otomobil yapacağız!”
Bu karar, sadece yeni bir ürün kolu yaratmakla ilgili değil, varoluşsal bir dönüşümle ilgiliydi. O andan itibaren, sıradan bir elektrikli araç hikayesi değil, "Yeni Çin"in teknoloji devlerinin sahneye çıkışını simgeleyen farklı bir devrimin ilk adımı atılmış oldu.

Çevresindeki herkes, NIO'nun William Li'si ve XPeng'in He Xiaopeng'i de dahil olmak üzere, geleneksel otomotiv oyuncularıyla ortaklık kurmasını, hazır altyapıları kullanmasını ve riski minimize etmesini tavsiye etti. Ancak Lei Jun'ın felsefesi netti: Kestirme yollar ve başkasının teknolojisine bağımlılık, sürdürülebilir bir liderlik inşa etmez.
"Eğer yapacaksak, tamamen bizim teknolojimizle, tamamen bizim kontrolümüzde" diyerek, 30 Mart 2021'de, 10 milyar Yuan'lık yani yaklaşık 1.5 milyar dolarlık ilk yatırımla Xiaomi Otomobil’i kurdu. Sektördeki şüpheci bakışlara ve "Telefon şirketi, araba yapar mı?" sorularına rağmen, inanılmaz bir azmin ve stratejik bir vizyonun temelleri atıldı.
Bu vizyon, 28 Aralık 2023'te tanıtılan ve 28 Mart 2024'te satışa sunulan SU7 sedanı ile somutlaştı. Ardından, doğrudan Tesla Model Y'nin hedef pazarına giren YU7 SUV modeli 26 Haziran 2025'te piyasaya sürüldü. Ve nihayet, 10 Temmuz 2025'te Xiaomi, 500.000'inci aracını teslim ederek, başlangıcından itibaren sadece rekor bir sürede bu eşiği aşmış oldu. Bu rakam, sadece bir üretim-satış başarısı değil, otomotiv endüstrisinde "hız" kavramının yeniden tanımlandığı bir dönüm noktası oldu!
Bu başarının arkasında, geleneksel bir otomobil üreticisinden beklenmeyecek derinlikte ve hızda hayata geçirilmiş bir ekosistem yatıyor. 380.000 kişinin iş başvurusu yaptığı, BMW kökenli tasarımcıların estetiği şekillendirdiği, 1000'den fazla mühendisin seferber olduğu devasa bir operasyondu bu. Çin'in dört bir yanında 12.000'den fazla mağaza, sadece telefonu değil, artık otomobili de satıyor ve anlatıyor. Mayıs 2025'te 298, Haziran'da 37 yeni mağazanın açılması ve 153 servis merkezinin kurulması, satış sonrası hizmet ağının da aynı hızla örüldüğünü gösterdi. Beijing Yizhuang'daki 840 milyon dolarlık fabrika yatırımı ve Temmuz 2024'te Çin hükümetinden alınan bağımsız araç üretim lisansı, bu operasyonun sürdürülebilirliğinin altına çizilen kalın harfler oldu.
Ancak asıl devrim, metal ve lastiğin ötesinde, yazılımda yaşandı. 15 Kasım 2024'te tanıtılan Xiaomi Hyper Autonomous Driving (HAD), şirketin otomotivdeki asıl fark yaratan gücünü ortaya koydu. Bu sistem, şehir içi karmaşık trafikte, park alanlarında, zorlu hava koşullarında ve beklenmedik süprizlerde, aracın kendini adeta yeniden programlayabilmesini vaat ediyor. Bu, "yarı otomatik" sürüş destek sistemlerinden çok, "tam akıllı" bir seviyeye işaret ediyor. Xiaomi'nin bir telefon ve akıllı cihaz üreticisi olarak sahip olduğu veri işleme, bulut bilişim, kullanıcı arayüzü ve yapay zeka entegrasyonu birikimi, onu bu alanda Tesla gibi belalı rakiplerine kıyasla benzersiz bir konuma taşıyor.
Nihayetinde Xiaomi, otomobili, tekerlekli bir akıllı telefondan farksız, daha büyük bir ekosistem cihazı olarak konumlandırıyor. SU7, sadece A noktasından B noktasına götüren bir araç değil; sürücünün Xiaomi telefonu, evindeki akıllı lambaları, kliması ve diğer cihazlarıyla kusursuz bir etkileşim kurabildiği, yazılım güncellemeleriyle her ay daha da gelişen, nefes alan bir platform. Bu yaklaşım, Toyota, BMW veya Hyundai'nin geleneksel otomobil üretim felsefesinden kökten farklı. Bu, Apple'ın iPhone ile yarattığı kapalı devre, kullanıcıyı merkeze alan ekosistem modelinin, dört tekerlek üzerindeki yansıması, adeta…
İki yıla ulaşmadan yarım milyondan fazla araç, sadece Çin'in değil, küresel otomotiv ve teknoloji endüstrileri için bir uyarı, aslında… 2021'de dalga geçilen "telefon şirketi", 2025'te yıllık 350.000'den fazla üretim kapasitesi, 2026 için 500.000 birimlik hedefi, Tesla'ya kafa tutan SUV'u ve "tam akıllı" sürüş teknolojisiyle tartışmasız bir ağır sıklet haline geliyor…
Lei Jun, bir tehdidi, tarihin en hızlı otomotiv büyüme hikayelerinden birine dönüştürdü. Xiaomi artık sadece bir araba yapmıyor; veri, yazılım ve donanımın birleştiği yerde, otomotivin geleceğinin nasıl inşa edileceğine dair somut, ulaşılabilir bir yol gösteriyor.
Bu, kestirme bir yol değil, yolun yeniden yapımı! Dünya’dan Nasıl Bir Ekonomi’ye doğru uzanan yol gibi…