Sanayi sektörleri uzun sayılabilecek bir süreden beri zorluk yaşıyor. 2018-2019 ve 2021-2023 döneminde uygulanan ekonomi politikalarının sonucunda, döviz rezervleri büyük oranda eriyen, cari açığı yükselen, ülke risk primi artan Türkiye ekonomisi, 2023 ortasında başlatılan rasyonel politikalara dönüş sürecinin maliye politikası ayağı eksik kaldığı için özellikle son bir yıldır sıkıntıda.
Sanayi üretimi yatay bir seyir izlerken, tüketimde canlı büyüme devam ediyor. Ancak, tüketimdeki bu büyüme, az sayıda kanalda gözlenebiliyor. Bunların başında hizmet sektörü, otomotiv ürünleri ve elektronik var. Sonuçta iç pazara ve ihracata yönelik üretim yapan sektörlerin büyük kısmında üretim ve satışlar zayıf bir performans gösterirken, artan finansman maliyetleri ve krediye zor ulaşma nedeniyle, EBİTDA’daların büyük bölümü faiz ödemelerine gidiyor.
Sıkıntı yaşayan sektörler arasında tekstil, hazır giyim, mobilya gibi emek yoğun olanlar dikkat çekiyor. PMİ endeksleri ve sektörel sanayi üretim endeksleri de bunu teyit ediyor.
Türkiye ihracatının lokomotiflerinden biri tekstil ve hazır giyim sektörü. Sektörün, Türkiye ihracatının emeklemeden yürümeye ve sonra da koşmaya başlamasında kritik bir etkisi var. Küresel düzeyde başarıya sahip olunan sektörün 50 yıllık büyüme hikayesinde, dışarıdan alınan imalat makinelerinin önemli bir rolü olduğuna şüphe yok. Sanayi üretiminde, sanayi sektörlerindeki işletme sayısında ve istihdam hacminde bu iki sektörün payı hep zirvelerde yer aldı. Bu bir açıdan sektörün gücünü göstermesi bakımından olumlu bir gösterge olsa da; sanayinin geneline yönelik risk açısından olumsuz. Türkiye genelindeki tüm sanayi girişimlerinin yüzde 20’sinin, yani her 5 sanayi işletmesinden birinin tekstil ve hazır giyimde faaliyet gösteriyor olmasını başka türlü yorumlamak zor. Bu, son bir yıldaki ekonomik yavaşlama döneminde neden sanayinin ve özellikle de tekstil ve hazır giyim sektörlerinin daha büyük sıkıntılar yaşadığını da açıklıyor. İşgücü maliyetlerindeki artış, özellikle hazır giyim tarafında istihdam edilen Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeye başlaması nedeniyle nispeten ucuz işgücünün kaybedilmesi, iç pazarda talebin ve üretimin yavaşlaması, ihracat pazarlarındaki talep büyümesinde yavaşlama ve bütün bunların üzerine yüksek kredi maliyetleri emek yoğun sanayi sektörleri üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. Bununla birlikte tekstil ve hazır giyim makine imalatı sektöründe durum bu kadar olumsuz bir resim çizmiyor.
Yıllar önce ithal makinelerin onarımı kök salmaya başlayan tekstil makineleri sektörü son dönemde gücünü artırıyor. Bundan 50 yıl önce sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen üreticiler, Türkiye’nin tekstil ve hazır giyimdeki uluslararası deneyimi arttıkça güçlerini ve sayılarını artırdı. Ancak, yerli nihai ürün imalatçılarının ithal makine talebini bitirmek kolay değil. İçerideki makine üreticileri bu nedenle bir taraftan yurtiçindeki pazar paylarını artırmaya çalışırken, bir yandan da ihracat için çalışıyor. Bunda da iyi bir performans gösteriyor.
2000’li yılların başında 100 milyon dolar civarında olan Türkiye’nin tekstil makineleri ihracatı 2024’te ilk kez 1 milyar doların üzerine çıktı. Bu, 2023’e göre yüzde 22’lik bir artış anlamına geliyor. Grafikte gördüğünüz gibi, sektörün ihracatındaki artış son yıla özel bir durum değil. Uzun dönemli ve istikrarlı bir artış var. Öyle ki, son 20 yılda 10 katına, 2013’ten bugüne neredeyse 3 katına ulaşmış bir ihracat rakamı görüyoruz.
Tekstil makinelerinde gerek Türkiye’nin genel ihracatı, gerek makine sektörünün ihracatına kıyasla çok daha iyi bir görünüm var. Üstelik hedef pazarların neredeyse tamamına yayılan bir artıştan bahsediyoruz. İlk üç Pazar olan Birleşik Krallık’ta yüzde 35, Rusya’da yüzde 20, Almanya’da yüzde 37 yükseliş dikkat çekiyor.
Oransal bazda en yüksek artışın Mısır’da olması pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Son dönemde çok sayıda Türk tekstil ve hazır giyim işletmesinin üretimini Mısır’a kaydırmaya başladığı malum. Bu durum, Mısır’ın makine talebini de artırıyor.
Makine, Türkiye için uzun yıllar boyunca dış ticarette büyük açık verilen sektörlerden biri oldu. Son yıllarda bu eğilim yavaş da olsa tersine dönüyor. Türkiye artık, en büyük makine ithalatçılarından biri olmaktan öte, ihracatçılar arasında adından daha yüksek sesle söz ettiriyor.
Sektörün temel göstergelerine yönelik TÜİK tarafından açıklanan en güncel veri 2023 yılına ait. 2023 yılında tekstil-giyim eşyası ve deri imalatına yönelik makine üreten 1345 firma bulunuyor.
İşletme sayısında önceki yıla göre yaşanan cüz’i gerileme ile çalışan sayısında da bir düşüş gözleniyor. 2022’de 14 bine yakın olan istihdam, 2023’te 12 bin 500 civarına geriledi.
Sektörün cirosu yıllık ortalama dolar kuru ile hesaplandığında 2022 yılında 1,35 milyar dolara ulaşmış durumda idi ve bu sektörün gördüğü en yüksek ciro düzeyi olarak karşımıza çıkıyordu. 2023’te ciro 1,1 milyar doların altına indi.
Sektörün üretim göstergelerinde, hemen her sektöre olduğu gibi Covid-19 döneminde önemli bir daralma yaşanıyor. 2020 ortalarında dip yaptıktan sonra hızla artışa geçen üretim 2022 sonu-2023 başında zirveye ulaşıyor. Tekstil makinelerine yönelik sanayi üretim endeksi bu süreçte 40’tan 160’a yani dört katına ulaşıyor.
2023’ün başlarında daralmaya başlayan üretim hacmi, son iki yılı sadece dört ayında artış gösterebildi. 2024’te de gerileme gösteren sanayi üretimi, artan ihracat ile birlikte ele alınca, sektörde iç talebin ciddi bir yavaşlama içinde olduğuna işaret ediyor. Nitekim son aylarda tekstil ve hazır giyim sektörlerinden gelen olumsuz haberler, bu iki sektörün makine talebinin gerilemesini de açıklıyor.
2024, dünya çapında tekstil makine dış ticaretinin gerilediği bir yıl oldu. Küresel ithalatın 27 milyar dolara indiği geçen yıl Türkiye’nin ithalatı ise yüzde 25 düşüşle 1,52 milyar dolar oldu. Bu düzey ile Türkiye, ABD, Çin ve Hindistan’dan sonra en fazla tekstil makinesi ithal eden dördüncü ülke idi.
İhracat tarafı ise az önce okuduğunuz gibi güçlü bir artışla 1 milyar 68 milyon dolara ulaştı. Bu, Türkiye’yi ilk kez dünya ihracatından yüzde 4 pay alma düzeyine taşıdı.
“Türkiye tekstil ve hazır giyim ürünlerinde kaybettiği enerjiyi, tekstil makineleri imalatı ile telafi ediyor.” gibi bir cümleyi hiçbir zaman kuramayacağız. Zire makine sektörü, nihai ürün sektörüne göre çok daha küçük. Ancak tekstil makineleri imalatı ve ihracatımız sessiz ama istikrarlı bir yükseliş içinde gibi görünüyor.