Türkiye üretmek ve ürettiğini satmak zorunda olan bir ülke… Oysa şimdiki ekonomi politikaları, beton bakış açısıyla şekilleniyor. Tarım perişan, beton yeniden tırmanışta. Nereye koşuyoruz?
Türkü böyle diyor. Büyüme rakamlarına bakınca bu türkünün nakaratını duyar gibi oluyorum; Tarlaya ektim beton, bitmedi yedi enflasyon. Tıpkı 3’ncü çeyrek büyümesinde olduğu gibi… İnşaat sektörü %13,9 artarken, tarım sektörü; %12,7 azaldı. Tüketerek büyüme sarmalından çıkamamışız.
Sanayi, bir şeyden çok üretmek demektir. Türkiye, üretmek ve ürettiğini satmak zorunda olan bir ülke… Çin’den İtalya’ya dek, sanayisi ekonomi içinde %20’den fazla olan yegâne ülkeyiz ama son yıllarda sanki bizi sanayiden uzak tutan ekonomi politikaları uygulanmaya konmuş gibi görünüyor.
BÜYÜMEDEKİ KALİTE BOZULMASI DOLUDİZGİN
Büyüme verilerine derinlemesine bakınca dikkatimi çeken husus, sanayie düşman bir ekonomi yönetiminin, üretime dair yeni riskler oluşturduğudur. Eğer tüketerek büyüyorsanız ki Türkiye ekonomisi şu anda tüketerek büyümüş, tükettiniz şey tükendiğinde siz de çaresiz tükenirsiniz.
Küçülen bir büyüme zaten ekonomiyi soğutma gayretinin eseri. Ancak ekonomiyi yanlış yerden soğuttukları da aşikâr… Neticede iç talebi fazla daraltamamışlar. İstihdama yaramayan, dış ticaret açığını büyüten, gelir dağılımını daha da bozan bir büyüme. Kısaca ülkeyi küçülten bir büyüme.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Küçülten büyümeye dair…
En büyük sorun?
Kârsızlık, yüksek maliyet ve finansmana erişim güçlüğü… Yetmezmiş gibi katma değeri yüksek ürün gamına geçemeyen sanayicilerimiz. Kamu kaynaklarını zombi şirketlere aktarma ahmaklığımız…
Peki, çare nedir?
Hükümetin zihin değişikliğine gitmesi… Sanayicinin ileri teknoloji üretimine geçişi… İşletmelerde faktör verimliliğini arttırılması… Yetmez; işbirliği&işbölümü ile ölçek ve verimliliğin yakalanması…
NOT
ÜLKE EKONOMİSİNDE KALICI KOPUŞ RİSKİ
Ekonomi yönetimi şu anda top çeviriyor. Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemine geçişten bu yana bozulan makroekonomik dengeyi toparlayamıyor, vergi salarak ve ceza yağdırarak bütçeye kaynak aktarılıyor. Bu gidişatın sonuna Dünya Bankası yeni bir ad takmış; “kalıcı kopuş.” Durum budur…
BÜYÜME LÛGATI
Üreterek büyüme: Tüm sektörlerin, özellikle imalat sanayi ve tarımın katkı verdiği büyüme
Tüketerek büyüme; Hükümet ve hane halkı harcamaları üzerinden ortaya çıka büyüme
Büyüme kalitesi: İstihdama yarayan, ihracatı destekleyen ve kalkınmaya dönüşen büyüme
Şişme: TÜİK’in açıkladığı son büyüme verisinde olduğu gibi. Karındaki bebek değil, gazmış meğer