İnsan orman yangını görüntülerini izlerken kötü oluyor. Sonra o yangınlarda sıcaklığın bin, evet 1000 dereceye ulaştığını duyunca mücadelenin ne kadar zor olduğunu daha iyi anlıyor.
Bin derece sıcaklığa yaklaşarak müdahale etmeye çalışanları görüyoruz; kısa kollu gömlekli, tişörtlü insanlar. İtfaiyeci kıyafetini ara ki bulasın. Niye yok; yok işte! Zaten ne var ki?
Yeterince yangın söndürme uçağı olmayan, hele hele yıllardır gece görüşüne sahip uçak edinmeyen bir ülkede itfaiyeci kıyafeti belli ki birilerine lüks geliyor.
Dünyalar kadar orman yandı ve yanmaya devam ediyor. Yanan yalnızca orman mı; insanlar köylerini, evlerini kaybediyor.
Ya o ateşin içinde can veren yüz binlerce hayvan; düşüncesi bile korkunç...
ÇİN’İN ÖRNEK ALINACAK MÜCADELESİ
Bu yangınlar hemen herkesi rahatsız ediyor, herkes nasıl bir çare bulunabileceğine kafa yoruyor. Bu çerçevede ben de bu ayın başında sosyal medya hesabımdan şöyle bir paylaşım yapmıştım.
“Teknik anlamda olabilirliği konusunda hiçbir fikrim yok ama tartışılması için gündeme getirmek istiyorum. Türkiye’nin elinde çok sayıda drone var, kısa sürede yenilerini de yapabilir. Bu drone’lardan havayla temas ettiğinde birden büyük bir alanı kapsayıp yangını söndürebilecek kimyasal bir malzeme bırakılamaz mı? Yangın söndürme tüplerinden esinlenerek söylüyorum. Ama çok daha geniş alanları kapsayacak şekilde. Bu önerim komik bile bulunulabilir. Ama üstünde düşünmeye değmez mi?”
Bir ay önce bunu yazdığımda yangınlar bu boyutta bile değildi. Şimdi ise çok daha fazla yerde yangın var ve bu yangınlarla klasik yöntemlerle başa çıkmanın zor olduğu ortada. Ne yangın söndürme uçağı sayısında artış var, ne gece görüşü olan uçak alınmış, ne yeterince insan gücüne sahibiz. Devreye traktörüyle su taşıyarak köylü girmiş, devreye beton mikserleri sokulmuş. Vatandaş çaresizlikten ne yapacağını bilemiyor.*** Bir yandan gözüm haberlerde, bir yandan da bu konularda diğer ülkeler neler yapıyor diye bakınıyorum. Sosyal medyada Çin’in yangınlarla ve özellikle orman yangınlarıyla mücadelede sergilediği mücadeleyi anlatan uzun bir paylaşıma rastladım. Bu paylaşımı yapan kişi on üç yıldır Şanghay’da yaşayan Evrim Kanbur.
Hani on parmağında on marifet denir ya, Evrim Kanbur da öyle biri; paylaştıklarını kaynak göstererek köşeme taşıyacağımı söyleyip kendisinden ne olarak söz etmem gerektiğini sorduğumda somut bir yanıt alamadım. Evrim Hanım, teknoloji, danışmanlık ve eğitim firması sahibi olduğunu, üniversitede yardımcı profesör olarak ders verdiğini ama akademisyen olmadığını belirtiyor. Ama konumuza dönersek Evrim Kanbur yangın kontrolüyle ilgili bir sosyal örgütlenmede ARGE üyesi.
Kanbur’dan biraz daha bilgi istedim, o ise gazetenin birkaç sayfasını dolduracak boyutta çok kapsamlı bir bilgi seti gönderdi.
Çin’de yangınla mücadelede, özellikle orman yangınlarıyla mücadelede teknolojiden nasıl yararlanılıyor, onu aktarmak istiyorum. Bu yıl olan oldu, artık yapacak bir şey yok da umarım bir yıl sonra bugünlerde yine aynı şeyleri konuşmayız.
Evrim Kanbur, Çin’de yangınlarla mücadelenin yalnızca insan gücüne dayalı geleneksel yöntemlerle değil, ileri düzeyde teknolojik altyapı ve yapay zeka destekli sistemlerle yürütüldüğünü özellikle vurguluyor.
Yapay Zeka ile Erken Uyarı Sistemleri Çin, ormanlık alanlara yerleştirdiği yüksek çözünürlüklü gece görüşlü kameralar ve insansız hava araçları ile gerçek zamanlı 7/24 görüntüleme yaparak yangın belirtilerini önceden tespit etmeye çalışıyor. Bu sistemler, yapay zeka destekli görüntü tanıma teknolojileriyle dumanı, sıcaklık değişimlerini ve olağan dışı parlamaları analiz ederek yangını başlamadan fark edebiliyor. Örneğin, Sichuan ve Yunnan gibi riskli bölgelerde bu sistemler yaygın olarak kullanılıyor.
Uydu Destekli İzleme ve Haritalama Uydu ve navigasyon sistemleri kullanılarak yangın bölgeleri anlık olarak izleniyor. Uydu verileri sayesinde yangının yayılma yönü, rüzgar hızı ve sıcaklık gibi değişkenler analiz edilerek yangın söndürme stratejileri anlık olarak güncelleniyor.
İnsansız Hava Araçları (Drone) ile Söndürme ve Gözetleme Yangın bölgesine ulaşılması zor olan durumlarda yangın söndürme drone’ları kullanılıyor. Bu drone’lar hem gözetleme hem de yangın söndürücü kapsül veya kimyasal bırakma amacıyla görev yapıyor. (Benim acaba olabilir mi dediğimi Çin çoktan yapmış.) Ayrıca termal kameralarla yangının merkezi tespit edilip insanlı ekiplere veri aktarılıyor. 2024’ten itibaren devasa boyuttaki drone’lar ile yangınların ortasına su bombası atma yöntemi uygulanıp sonuç alınmaya başlandı.
Amfibik Yangın Uçakları ve Helikopterler On iki ton suyu tek seferde taşıyabilen ve suya inip kalkabilen dev amfibik uçaklardan da yararlanılıyor. Bu uçaklar Çin’in ormanlık bölgelerinde aktif olarak görev alıyor. Ayrıca helikopterler de yangın bölgelerine hızlı müdahale sağlamak üzere donatılmış. Amfibik uçakların gece görüş sistemiyle karanlıkta da operasyon yapabilmesi, onu kritik saatlerde vazgeçilmez hale getiriyor.
5G Tabanlı Yangın Komuta Merkezleri Bazı şehirlerde kurulan 5G destekli yangın kontrol merkezleri, anlık olarak yüzlerce sensörden, drone’lardan ve kameradan gelen veriyi analiz ederek gerçek zamanlı dijital yangın haritaları oluşturuyor. Bu haritalar sayesinde komuta merkezleri ekipleri dinamik olarak yönlendirilebiliyor.
Robotik Sistemler Özellikle endüstriyel yangınlarda, ısıya dayanıklı robotlar kullanılıyor. Bu robotlar alevin kaynağını tespit ediyor ve söndürücü kimyasal püskürtüyor.
Yapay Zeka ile Kaynak Tahsisi ve Risk Analizi Yapay zeka destekli yazılımlar, hava durumu verilerini, bitki örtüsünü, insan faaliyetlerini ve geçmiş yangın verilerini analiz ederek risk haritaları çıkarıyor. Bu sistemler, yangın çıkma ihtimali yüksek bölgeleri önceden belirliyor ve itfaiye birimleri buna göre önceden konumlandırılıyor.
Yunnan’da Uygulanan Entegre Yangın Sistemi Yunnan eyaleti, Çin’in en ormanlık bölgelerinden biri olarak yapay zeka + drone + 5G + uydu izleme kombinasyonunu pilot bölge olarak ilk uygulayan yerlerden biri. Bu bölgede çıkan yangınlara müdahale süresi, geleneksel yöntemlere göre yüzde 70 oranında hızlandı.
DİĞER ÜLKELERDE DE BENZERLERİ VAR
Bu tür uygulamalar yalnızca Çin için geçerli değil elbette. ABD, Avustralya, Kanada gibi ülkelerde de Çin’dekine benzer uygulamalar söz konusu.
Öncelik yangını önleme, en azından azaltmaya veriliyor. Bu amaçla doğayla uyumlu bir koruma yöntemi olarak kontrollü yakma yöntemleri uygulanıyor. Bu şekilde orman altındaki kuru örtünün azaltılması amaçlanıyor. Ayrıca bu ülkeler vatandaşın eğitimine de büyük önem veriyor.
İstenildiği kadar önlem alınsın, yangın kaçınılmaz olarak çıkıyor. O durumda da hızlı karar alarak doğru ekipman ve iyi organize olmuş bir sistemle işe koyulmak gerekiyor.
İşte Türkiye’nin eksiği de bu. Çin’i uzun uzun anlattım. Yangınlar yalnızca Çin’de değil, ABD, Kanada ve Avustralya’da da erken aşamada uydu görüntüleri, termal kamera sensörleri, drone’lar ve yapay zeka destekli analizlerle belirleniyor.
Kanada ve Güney Afrika’da kriz anında kimin ne yapacağı çok kesin çizgilerle belirlenmiş ve buna dayalı bir sistem uygulanıyor. Bu sayede ordu, itfaiye, gönüllüler ve yerel yönetimler tam bir uyum içinde görev yapıyor. Şimdi diğer ülkelerde yapılanlara bakınca, insan acı bir şekilde şunu düşünmeden edemiyor:
“Türkiye’de ormanların yanması gayet normal!”