Adeta Türkiye otomotiv sanayisinin küresel tedarik zincirindeki olgunluk seviyesini temsil eden endüstriyel bir başarı olarak; B segmentinin Avrupa’daki referans modeli Clio, 6. nesliyle de Bursa’daki Oyak-Renault fabrikalarında banttan inmeye başlıyor. Türkiye’nin mühendislik ve üretim kalitesiyle karar verici bir merkez olduğunu teyit edercesine, günde 1.000 adedi aşan üretim kapasitesi ve bugüne kadar 5 milyon Clio’nun Bursa’dan tüm Türkiye ve dünyaya sevk edilmiş olmasıyla, yeni neslin de arkasındaki lojistik ve endüstriyel güveni gösteriyor. 1990’dan bu yana 17 milyonluk satış başarısına ulaşan bir modelin en güncel ve en teknolojik bu versiyonunun da üretim sorumluluğunun Bursa’ya verilmesi, fabrikadaki yüzde 50’yi aşan yerlilik oranı ve Renault Technology Türkiye gibi bir Ar-Ge yapılanmasının varlığıyla doğrudan ilişkili...
Teknik açıdan incelendiğinde yeni Clio, bulunduğu segmentin sınırlarını zorlayarak üst segment standartlarını küçük sınıfa indirme stratejisini benimsiyor. CMF-B platformunun bu en yeni uyarlamasındaki aks mesafesi ve iz genişliği artışları, sadece iç hacim ferahlığı için değil, sürüş dinamikleri ve yol tutuş karakterini de iyileştiriyor. Özellikle aerodinamik sürtünme katsayısının Cd 0,30 seviyesine çekilmesi ve ön cam sütunlarındaki yeni yalıtım çözümleri, bu sınıfın en büyük handikabı olan rüzgar ve yol gürültüsünün azaltılacağına işaret ediyor. En son GSR güvenlik regülasyonlarını karşılayan 29 sürüş destek asistanı ve sadece mekanik değil yazılımsal altyapı olarak da “dijitalleşen otomobil” kavramına uyum sağlamasını sağlayan Google entegre OpenR Link sistemi, Bursa’daki üretim hattının yüksek teknoloji entegrasyonuna ne denli iyi hazırlandığını da hatırlatıyor.
Kaputun altındaki düşük emisyon ve verimlilik odaklı, revize hibrit sistemi de, yine Bursa’daki Horse Powertrain tezgahlarında evrim geçirerek 1.6’dan 1.8 litre hacme ve 160 beygir güce ulaşmış. Şehir içi sürüşlerin yüzde 80’ini elektrikli modda yapabilme kabiliyeti ve 89 gr/km gibi iddialı karbon salımıyla Avrupa’nın katı çevre normlarında Clio’nun elini güçlendirecek bu önemli kozun yanında; Türkiye özelinde benzin-LPG kombini Eco-G 120 motoruyla da 1.450 km menzil vaadi sunacak. Fakat, giriş seviyesindeki 1.2 lt 115 HP TCe motorun asıl hacmi oluşturacağı da bizim tahminimiz.
Yüzde 33,9’u döngüsel ekonomiden elde edilmiş malzemesiyle Şubat 2026’da yollara çıkarken, sadece 6. nesil Clio’nun değil sürdürülebilirliğe odaklanmış Oyak-Renault fabrikasının ve dolayısıyla Türkiye otomotiv endüstrimizin de, “büyüyen”, daha “kaslı” ve yeni “premium teknoloji”lerle nasıl yukarı tırmandığına şahit olacağız.
Clio, B-Hatchback pazarındaki liderliğini korumaya ve Türkiye’nin katma değerli ihracat kalemindeki ağırlığını da artırmaya devam edecek. Fakat, asıl önemlisi, mühendisliğinden işçiliğine kadar Bursa’nın imzasını başarıyla taşıyan bu küçük otomobilin, Türk otomotiv sanayisinin küresel arenadaki en büyük güçlerinden biri olması...
