Zaman zaman kişiler kamu kurumlarına şartlı veya şartsız bağış olarak taşıt aracı vermektedir.
Bağışlar kamu gelirleri ve kamu kaynakları arasında yer almakla birlikte bağış yapan kişinin kamu idaresiyle ilişkisi ve yapılan bağışın türü konunun özel olarak irdelenmesini gerektirmektedir.
Özellikle bazı kamu kurumlarına bağış olarak verilen taşıt araçlarının lüks binek araç şeklinde olması nedeniyle söz konusu kurumların idarecilerin kullanımına verilmesi beraberinde menfaat çatışmasını da (conflict of interest) getirmektedir.
Öte yandan, nelerin nasıl bağış olarak kabul edileceğine ilişkin olarak özel yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Bu bağlamda, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre;
- Herhangi bir gerçek veya tüzel kişi tarafından, kamu hizmetinin karşılığı olarak veya kamu hizmetleriyle ilişkilendirilerek bağış veya yardım toplanamaz, benzeri adlar altında tahsilat yapılamaz.
- Kamu idarelerine yapılan her türlü bağış ve yardımlar gelir kaydedilir. Nakdi olmayan bağış ve yardımlar, ilgili mevzuatına göre değerlemeye tâbi tutularak kayıtlara alınır.
- Kamu yararına kullanılmak üzere kamu idarelerine yapılan şartlı bağış ve yardımlar, hizmeti yapacak idarenin üst yöneticisi tarafından uygun görülmesi halinde, bütçede açılacak bir tertibe gelir ve şart kılındığı amaca harcanmak üzere açılacak bir tertibe ödenek kaydedilir. Bu ödenekten amaç dışında başka bir tertibe aktarma yapılamaz.
- Bağış ve yardımlar, kullanılmadığı veya amaç dışı kullanıldığı için geri istenildiği takdirde, bütçeye gider kaydıyla ilgilisine geri verilir. Şartlı bağış ve yardımın zamanında kullanılmaması nedeniyle doğacak zararlar ile amaç dışı kullanım nedeniyle yapılan harcamalar sorumluluğu tespit edilenlere ödettirilir.
Aynı şekilde, 5393 sayılı Belediye Kanununa göre, şartlı bağışlar belediye meclisinin, şartsız bağışlar ise belediye başkanının onayına tabidir. Bu nedenle, belediyelerde söz konusu organların kararı olmadan belediyelerin herhangi bir şekilde bağış kabul etmesi yasal olarak mümkün değildir.
Bununla birlikte, bağışın üst yönetimin onayına tabi olması her şeyin bağış olarak kabul edilebileceği anlamına gelmez. 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli 1 ve 2 sayılı cetvelde sayılanlar dışındaki kamu görevlilerine (bakanlar, bakan yardımcıları, valiler, rektörler, kaymakamlar vb.) yabancı menşeli taşıt makam aracı olarak tahsis edilmeyeceğinden örneğin belediyeler (büyükşehir belediyeleri dahil) hibe yoluyla olsa dahi hiçbir şekilde yabancı menşeli binek taşıt aracı edinemezler.
Bu bağlamda, söz konusu kanuna istinaden yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararına göre 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli 1 ve 2 sayılı cetvelde sayılanlar dışındaki kamu görevlileri için hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek veya station-wagon cinsi taşıt edinilemez.
Kamu kurumlarınca edinilen taşıt aracının menşei kadar ne şekilde edinildiği de önem arz etmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere, kamu kurumlarıyla ihale ilişkisi olan kişilerin o kamu kurumuna bağış veya hibe şeklinde kaynak sağlaması beraberinde menfaat çatışmasını getirdiği gibi bağış veya hibe olarak verilen kaynağın maliyetinin telafisi için ihale konusu edimin eksik veya hileli yapılmasına da yol açabilir.
Bu nedenle, Kamu İhale Genel Tebliği’nde “İhale dokümanında ihale konusu işin yürütülmesi sırasında sözleşme konusu işlerin kontrolü, takibi gibi gerekçelerle idarece kullanılmak üzere araç, gereç, makine ve ekipmanın yüklenici tarafından temin edileceğine ilişkin düzenleme yapılmayacaktır.” şeklinde bir hüküm yer aldığı gibi Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinde de “İhale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgisi olmayan unsurları dâhil etmeyeceklerdir.” şeklinde bir hüküm yer almaktadır.
Kamu kurumlarıyla ihale, ruhsat, izin başvurusu vb. ilişkisi olan kişilerin o kamu kurumuna bağış veya hibe şeklinde kaynak sağlaması beraberinde menfaat çatışmasını getirdiğinden bu husus Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te de yasaklanmıştır.
Bu bağlamda, bir kamu kurumuna bağış yapan kişinin o kamu kurumuyla ihale, ruhsat, izin vb. bir başvuru ve ilişkisinin olup olmadığı incelendikten sonra bağışın kabul edilmesi önem arz etmektedir.
Kamu kurumlarınca taşıt edinimi; taşıtın mülkiyetinin devri şeklinde gerçekleşebildiği taşıtın mülkiyeti karşı tarafta kalmak üzere taşıtın bedelsiz olarak kamu kurumunun (aslında kurumun üst yöneticisinin) kullanımına verilmesi ve söz konusu taşıtın sürücü, akaryakıt, bakım onarım vb. giderlerinin taşıtın maliki tarafından karşılanması yoluyla da gerçekleşebilmektedir. Söz konusu ikinci yol, özellikle taşıt edinimine ilişkin mevzuatın getirdiği sınırlamalardan kurtulmak ve taşıt kullanımına ilişkin olarak kanıt bırakmamak amacıyla yapılmaktadır. Bununla birlikte, etkin bir denetim kamu kurumlarınca söz konusu yolla kullanılan taşıt araçlarını da tespit edebilir.
Bir taşıt aracının mülkiyeti karşı tarafta kalmak üzere taşıtın bedelsiz olarak kamu görevlisinin kullanımına verilmesi kamu görevlisine menfaat sağlanması anlamına geldiğinden menfaati sağlayan kişi ile kamu görevlisi açısından rüşvet, görevi kötüye kullanma vb. adli sorumluluk ile disiplin sorumluluğunu gerektirir. Nitekim, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinde de “Vakıf, demek, sandık, banka, birlik, firma, şahıs ve benzeri kuruluş veya kişilere ait taşıtlar, kamu kurum ve kuruluşlarınca izin alınmadan hiçbir şekilde kullanılmayacaktır.” şeklinde bir hüküm yer almaktadır.
Sonuç
Bağış kamu gelirleri ve kamu kaynakları arasında yer almakla birlikte bağış yapan kişinin kamu idaresiyle ilişkisi ve yapılan bağışın türü ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelendikten sonra bağışın kabul edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda;
1- 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli 1 ve 2 sayılı cetvelde sayılanlar dışındaki kamu görevlileri için hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek veya station-wagon cinsi taşıt edinilemez. Bu nedenle, belediyeler (büyükşehir belediyeleri dahil) hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek taşıt aracı edinemez.
2- Kamu idaresiyle ihale ilişkisi bulunan kişilerden ihale konusu işin yürütülmesi sırasında sözleşme konusu işlerin kontrolü, takibi gibi gerekçelerle idarece kullanılmak üzere taşıt aracı edinilemez.
3- Hibe yoluyla edinilecek taşıtın türü (binek araç, kamyonet, otobüs vb.) ne olursa olsun söz konusu taşıt aracı bağış olarak kabul edilmeden önce bağış teklifinde bulunan kişinin o kamu kurumuyla ihale, ruhsat, izin vb. bir başvuru ve ilişkisinin olup olmadığı incelenmelidir.
4- Bir taşıt aracının mülkiyeti karşı tarafta kalmak üzere taşıtın bedelsiz olarak kamu görevlisinin kullanımına verilmesi kamu görevlisine menfaat sağlanması anlamına geldiğinden menfaati sağlayan kişi ile kamu görevlisi açısından rüşvet, görevi kötüye kullanma vb. adli sorumluluk ile disiplin sorumluluğunu gerektirir.
KAYNAKÇA
Ahmet ARSLAN; Kamu Harcama Kılavuzu, 6. Baskı, Ankara.