Zeytinyağını sadece ekonomik bir değer olarak görmek haksızlık olur. Tarihi, kültürel, dini, gastronomik pek çok yönü var zeytinin. Antik çağdan beri yetiştirilmesi, hatta yaşı antik çağa yaklaşan anıt ağaçların hala ayakta olması zeytine tarihi bir anlam yüklüyor. Bu anlam, dini metinlerde, masallarda, efsanelerde yer almasıyla daha da güçleniyor. Zeytin ağacına, “ölmez ağaç”, “barış ağacı” gibi isimlerin verilmesi de bu tarihi arka planından kaynaklanıyor.
Ana vatanı Anadolu olarak kabul edilen zeytin bugün bütün Akdeniz Havzası’nda yetiştiriliyor. En çok zeytin ağacına sahip ülke ise açık ara İspanya. Türkiye ise son 20 yılda yaptığı atakla ikinci sıraya yerleşti. Devletin verdiği destekler sayesinde 2001 yılında 99 milyon olan zeytin ağacı sayısı bugün 205 milyona ulaştı. Bu durum zeytin ve zeytinyağı üretim rakamlarına da yansıdı. Türkiye geçen sene sofralık zeytinde en büyük üretici konumuna ulaştı. Zeytinyağında da İspanya’nın ardından ikinci oldu. Bu yıl rekoltede bir miktar gerileme olsa da artık her zaman listenin en üst kısımlarında olacağını söyleyebiliriz.
Bu baş döndürücü başarı hikayesinin ana aktörlerinden biri olarak da Akhisar öne çıktı. Devletin verdiği fidan desteği ile Akhisar’ın adeta talihi değişti. 2000’li yılların başına kadar Akhisar denince akla tütün, tütün denince de Akhisar gelirdi. Fakat, üretim ve işlenmesinin zorluğu, fiyatların siyasetçilerin iki dudağı arasında olması, 2002’de çıkan Tütün Yasası ile üretiminin sınırlanması gibi nedenlerle Akhisarlılar tütün tarımından hızla uzaklaştılar ve aynı hızla zeytinciliğe yöneldiler. Bugün Akhisar 17 milyon genç, verimli zeytin ağacıyla Türkiye zeytinciliğinin başkenti konumunda. Akhisarlı üreticiler yetiştirdikleri Gemlik, Domat, Uslu ve Ayvalık çeşitleri ile Türkiye zeytinciliğine yön veriyorlar.

Üretim artıyor tüketim düşüyor
Başta dedik ya zeytin sadece ekonomik bir değer değil. O yüzden Akhisarlıların bu ürünle ilgili çabaları ihracatın artırılması, farklı ürünler geliştirilmesi, yeni tesisler kurulması ile sınırlı değil. Bunun son örneği Akhisar Ticaret Borsası tarafından başlatılan “Haydi Türkiye, Kalp Kırma Zeytin Kır” kampanyası. Borsayı bu kampanyayı yapmaya iten ana sebep gençlerin kahvaltı alışkanlıklarının değişmesi. Bu durum sofralık zeytin tüketim rakamlarına da yansımış. Kendisi de bir zeytin yetiştiricisi ve sanayicisi olan Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat, kişi başı zeytin tüketiminin 5 kilogramdan 4 kilograma gerilediğine dikkat çekiyor. Alhat’a göre bunun başlıca nedeni kent yaşamının hızı ve çocukların reklamlarla ekmeğe sürülen çikolata gibi ürünlere özendirilmeleri.
Oysaki pek çok gastronomi otoritesine göre dünyanın en iyi kahvaltısı olarak nitelendirilen Türk kahvaltısının ana unsurlarından ikisi siyah ve yeşil zeytin. Sofralık zeytin üretiminde dünya liderliğine yükselmişken, kişi başı tüketimimizin gerilemesi üzüntü verici.
Amaç çocuklara zeytini sevdirmek
Akhisar’da başlatılan kampanyanın ana amacı çocuklara zeytini sevdirmek. Alper Alhat, bu yıl ilçede başladıkları zeytin kırma etkinliğinin Türkiye geneline yayılmasını umduklarını belirtiyor. Kendisine kulak verelim: “Kampanya kapsamında anaokullarında, ilk ve orta okullarda, çocuk parklarında minik ellere zeytin kırdırıyoruz. Zeytin sofraya dönerse, yeni nesiller de özüne döner. Akhisar İlçe Spor Kulübü’nün bisiklet sporcuları bu yıl hasat etkinliğine bisikletleri ile gelerek yeşil zeytinleri kırdılar. En Çok Kim Zeytin Kıracak Yarışması yaptık. Türkiye genelinde çocuklar ve aileleri ile zeytin kırma etkinlikleri düzenlenmeli. Minik eller zeytinle buluşsun, sofralar bereketle dolsun.”
Çevremde gördüğüm kadarıyla evlerde kenti zeytinlerini yapan çok sayıda aile var. Gerek yeşil, gerekse siyah zeytin yapımı emek yanında sabır ve dikkat istiyor. Çocukların bu süreçlere katılması zeytinin sadece kahvaltıda masaya gelen bir lezzet değil, bir kültür olduğu fikrine atılmış ilk adım olabilir. Umarım, Akhisar’dan atılan bu adım kısa sürede Türkiye geneline yayılır.
