Fed’in bağımsızlığı hususunda Trump’ı eleştirenler, ‘‘Türkiye keyfî bir uygulamayla Eylül 2021-Kasım 2022 döneminde faizi indirdi. Enflasyon hâlâ kontrol altına alınamadı’’ örneğini veriyorlar.
Siyasetçilerin merkez bankalarına müdahale etmeleri dünyanın her yerinde benzer sonuçlar yaratıyor. ABD veya gelişmekte olan bir ülke fark etmiyor. İtibar kaybı yaşanıyor. Para biriminden, finansal varlıklardan çıkışlar yaşanıyor.
Rusya Merkez Bankası Başkanı Nabiullina’nın 2013’te göreve başlamadan önceki şartı işine karışılmamasıydı. Rusya’nın otoriter lideri Putin bunu kabul etti. Rusya 2014’te Kırım’ı ilhak ettikten sonra, Rus Rublesi çöktü. Enflasyon beklentilerini dizginlemek amacıyla, Merkez Bankası politika faizini yüzde 5,5’ten yüzde 17’ye yükseltti. Pandemi döneminde, Rusya-Ukrayna savaşı başladıktan sonra, faizler gerektiğinde hızla artırıldı. Nabiullina geçen yıl ayrılmak istedi. Putin onaylamadığı gibi, görev süresini beş yıl uzattı.
ABD’nin ticaret konusunda Çin ile ilgili söylemi desteksiz değildir. Ancak meselenin gümrük tarifeleri üzerinden çözülmeye çalışılması hatalıdır. Bunun da finansal piyasalara bir bedeli oluyor. Trump piyasalarda oluşan hasarı Fed üzerinden dengelemeye çalışıyor. Faiz indirimi için baskı yapıyor. Ama zayıf büyümeyle, ama politize olmuş birisinin Mayıs 2026’da Fed başkanı olmasıyla, ABD’de faiz zaten indirilecektir. Akademisyenler, piyasa profesyonelleri, Fed’in bağımsızlığı hususunda Trump’ı eleştirirken, ‘‘Türkiye keyfî bir uygulamayla Eylül 2021-Kasım 2022 döneminde faizi indirdi. Enflasyon hâlâ kontrol altına alınamadı’’ örneğini veriyorlar. Bu küresel tartışmanın içinde keşke bu şekilde geçmeseydik.
