Dijitokrasi, insanı yönetmeyen ama onu yutan bir sistem düzenidir. Veri varsa değer de olmalı. Algoritmaları kodlayanlar, bu çağın gizli baronları, tiranları olacaksa YZ, iblise dönüşebilecektir.
Şu anda yaşadığımız çağın adı; dijitokrasi… Veri kutsanıyor, algoritma yüceltiliyor ama insan unutuluyor. Sistem tıkır tıkır işliyor görünüyor ama işleyen sadece yazılım, işlemeyen ise sorumluluk.
YZ her şeye cevap veriyor ama hiçbir sorumluluk almıyor. Kimileri buna “algoritrokrasi” de diyor.
Biliriz ki insanı dışarda bırakan sistemler, sadece veri üretir ama değer üretmez. Ve biz bunu ilerleme sanıyoruz. Bilinsin ki YZ çalışırsa değil, insan unutursa tehlikelidir. Veriyi yücelttik, değeri küçülttük. Kod yazdık ama karakter yazmayı unuttuk. Çünkü dijitokrasi, sorumluluğu değil, raporu önemser.
KODUN VAR AMA KİMLİĞİN YOKSA DÜZEN BOZULUR
Çalışan sistem, düzeltilmemiş bir ahlakı, sonsuza dek olmasa da uzun süre gizleyebilir. YZ çok güçlüdür; ancak yönlendirilmemişse, tarafsızlığın maskesiyle hatayı normalleştirir. Sistem çalışıyorsa sorun yok sanılır. Ama asıl soru şudur; sistem kimi dışarda bıraktı? Kimi dijital köle, bağımlı yaptı?
Ben buna “etik körü algoritma” diyorum. Çalışır ama düşünmez. Veriyle konuşur ama vicdan susar. Sorgulayanı değil, güncelleme yapanı takdir eder. Bu düzende sorun çözülmez, görmezden gelinir.
Ve hatalar log dosyalarında değil, vicdan kayıtlarında birikir. Bu durumda çürüme kaçınılmaz olur.
2 SORU 2 CEVAP / Dijitokraside yaşamaya dair…
Dijitokrasi nedir?
Kodun yasa, algoritmanın anayasa olduğu sistemdir. Ama bu düzende en büyük boşluk; ahlaki protokol eksikliği… Sistem var, kayıt var, rapor var… Ama hesap yok, sorumluluk yok, vicdan hiç yok. Karar süreçlerinde insan yok sayılıyorsa, algoritma doğru sonuç verir ama yanlış hayat üretir.
İnsan ne yapmalı?
Bu çağda insan nasıl var olur sorusuna verilebilecek en net cevap; “kodla değil, duruşla” olmalı. YZ sistemlerini sorgulayan, sorumluluğu paylaşan, veriye değer katan insan kalır. Sisteme değil, sistemin değerine yön verenler ayakta kalır. Gerisini bekleyen, algoritma bağımlısı ve giderek kaybedilen akıl.
NOT
YAPAY ZEKÂLI AMA VİCDANSIZ DDİJİTALLEŞME İNSANI UNUTACAKTIR
Her şeyi ölçer olduk ama ne hissettiğimizi bilmez hale geldik. Her şeye puan verdik ama kimseye değer vermez olduk. Veri devrimi; hesap makinesi gibi işleyen ama ruhsuz bir çağ başlattı. Dijitokrasi; çalışan sistemin, bozuk toplumu maskelediği bir düzendir. Ahlakı, vicdanı dışarıda bırakmıştır zira…
“Kod doğruysa karar doğru sayılır ama o kararda insan yoksa sadece işlem yapılır, adalet değil, soğukluk üretilir.” Sinema tarihinin kült filmleri arasına giren Matriks, tam da bunu anlatır. Düşünen makinenin insanı gereksiz ve zararlı bularak yok etme gayreti… Herkes kendi Neo’sunu bulamayabilir.
En kötü demokraside dahi bizi yönetmesin için kimi seçtiğimizi, en azından görerek bilirdik. Dijitokraside ise kararlarımızı, tercihlerimizi, varlıklarından emin dahi olamadığımız kodlar belirleyecektir. Bu kodları yazanlar da dijitokratik rejimlerin güç baronları, tiranları olacaktır.