Anadolu mutfağının farklı lezzetleriyle ‘restoran markaları’ geliştiren Niş Mutfak İşletmeleri Kurucusu Caner Aksu ile sohbet ediyoruz. 2016’da başlayan girişimcilik öyküsünde 9 restoran markası ile 30 şubeye ulaşmış durumda. Çalışan sayısının ise 500’ü aştığını belirtiyor. Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın yeğeni olan Caner Aksu, yaklaşık 10 yıl dayısının ‘akaryakıt ve petrokimya hammadde tedarik’ işlerinde çalıştıktan sonra girişimci olmaya karar vermiş. Aksu şöyle başlıyor anlatmaya: “1984 Kars (Çıldır) doğumluyum. Çıldır sonradan Ardahan’a bağlandı, 6 yaşıma kadar köyde büyüdüm, 8 yaşındayken de İstanbul’a geldik. Babam Cabbar Aksu o dönemde Esenyurt’a, Gürbüz dayımın yanına gelip birlikte seçim kampanyası yapmışlar. İkisi aynı zamanda kuzenler, yani annem ile babam kardeş çocukları. Dayım hep başarılı bir karakter olarak hayatımızdaydı.

Ben de ondan çok etkilendim. Liseyi bitirince dayımın akaryakıt istasyonunda kasada çalışmaya başladım. Sonra satın almaya geçtim, sonra da turizm okumak için Muğla’ya gittim. Yaz aylarında otellerde çalıştım. Okul bitince İstanbul’da da bazı otellerde çalıştım ama en sonunda turizmin bana uygun olmadığına karar verdim. Girişimci olmak istiyordum. Dayımın istasyonunda çalışırken de ona sürekli yeni projeler götürüyordum. Sonra yine dayımın kimya işine geçtim, plastik hammaddeleri satışı yapıyorduk, fabrikaları, üretimi gördüm, 5 sene de böyle devam ettim. Ticareti tam anlamıyla öğrendim diyebilirim. İstasyon ve kimya işi 10 sene sürdü.”
Kendi işimi okul arkadaşımla kurdum
Girişimci olma hayalini gerçekleştirmek için üniversite yıllarında Muğla’da ev arkadaşı olan Erdal ile yola çıktıklarını anlatan Caner Aksu, şöyle devam ediyor: “O, Ambarlı’da çalışmaya başladı ve sık görüşüyorduk ki ortak iş kurmaya karar verdik. İlk sermayeyi o koydu. Bazı markalar planlamıştım ve ‘Kars Kahvaltıcısı açalım’ dedim. Kardeşim Tamer ile de mimariyi oluşturduk. Ancak yeni marka olduğumuz için bize kimse yer kiralamıyordu, ilk çabamız başarısız oldu. O arada benim kızım doğdu ve gelene gidene döner ısmarlarken, Erdal’da ziyaretimize geldi ve yine iş konuştuk; ‘dönerci mi açsak’ dedim. ‘Kahvaltıcı işini pek tutmamıştım ama dönerci olur’ deyince Erdal’dan yine sermaye aldım ve Bahçeşehir’de dönerci açtık, adını Heybet Döner koyduk. 9 ayda da yatırımımızı çıkardık, ben iki yıl bizzat kasada durdum, sonra bayilikler vermeye başladık. İşler yoluna girdiğinde eşimle tatil amaçlı Londra’ya gittik ben gıda işinde ilham kaynağımı orada buldum. Babaji’nin Anadolu mutfağından esinlendiği restoranını gördüm, çok beğendim. Hikayesini araştırdım; sokak lezzetlerini dünyaya tanıtmış bir isim. Türk mutfağını da işlemiş. Ben de orada karar aldım ve tamamen ‘Anadolu mutfağımıza odaklanacağım’ dedim. Döndüm Erdal ile konuştum ve yeni şubeler açtık. Böyle 7 yıl kadar Erdal ile işleri büyütmeye devam ettik. Sonra Gürbüz dayım ‘melek yatırımcı’ olarak geldi. Şu anda 9’u faal, 11 markamız var. Çalışan sayımız 500’ü aştı, Niş Mutfak ana şirketimiz. Bütün markalarımız için Anadolu lezzetlerinden esinlendik.”
Tella ve Heybet, İstanbul dışına da yayılacak
Caner Aksu, Heybet Döner’in 8, Tella Kebap’ın 10 şubesi bulunduğunu, bu iki markanın İstanbul dışında diğer şehirlere de franchising yöntemiyle yayılacağını belirtiyor. Aksu, “Kendimi ‘restoran girişimcisi’ olarak tanımlıyorum. Tek hayalim de Londra’dan başlayıp Avrupa’ya Anadolu mutfağını yaymak. Kars’ta da Gürbüz Dayım 30 odalı bir butik otel açtı. Oraya Kafkas mutfağı kurdum. Şu anda Heybet Döner, Tella Kebap, Pürtelaş, Har Kanat, Garmon, Gravyer, Kaburgacı Aybaz, Fabrika Tantuni ve Goşto (Kürtçe gurme demek) ile şubelerimiz var. Yakın gelecekte de Piraziz Köfte, Gakgo Büfe, Zahle Ocakbaşı ve Kazzy Pub markalarıyla yeni mutfaklar kuracağız” diyor.