Çin Halk Cumhuriyeti'nde 21 bin kilometrelik Çin Seddi'nden sonra ikinci mucize gerçekleşiyor. 'Ölüm denizi' olarak adlandırılan Taklamakan Çölü yeşillendirilerek, Çin'in en büyük meyve bahçesi haline getiriliyor.
Çin deyince akla gelen ilk unsurlardan birinin Çin Seddi olduğu muhakkak. Dünyadaki uzaydan görünen tek yapı olan, uzunluğu 21 bin km’yi, yüksekliği kimi yerlerde 20 metreyi bulan Çin Seddi’nin 7. Yüzyılda inşa edildiği düşünüldüğünde, bir “mucize” olarak nitelendirmesi mümkün.
Ancak Çinliler durdurulacak gibi değil; tümünün inşası on yıllarca süren Çin Seddi’ne şimdilerde bir “kardeş” geliyor; Büyük yeşil duvar…
Sincan-Uygur Özerk Bölgesi hükümetinin davetlisi olarak, Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu, Türkiye-Çin Dostluk Vakfı ve Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi koordinasyonunda Sincan’ı ziyaret eden Türk gazeteciler, bu yeni “Çin mucizesine” de tanık olma fırsatı bulabildiler.
Sincan, dünyanın en büyük ikinci hareketli çölü olan Taklamakan Çölü’ne evsahipliği yapan bir bölge. “Ölüm Denizi” olarak da adlandırılan Taklamakan Çölü yaklaşık 337 bin 600 km2’lik bir alanı kapsıyor. Çölün yüzde 85’i ise hareketli kumlardan oluşuyor. Bu hareketli kumlar, yüzyıllar boyunca çölün genişlemesini, verimli arazileri de zaman içinde çöl haline getirmesini sağlıyor; Daha doğrusu, sağlıyordu.
Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1970’lerde başlayan projesi sayesinde, Taklamakan Çölü’nün tüm etrafı, yani 3 bin 50 kilometre ağaçlarla çevrildi, çöl bir anlamda “kilitlendi.”
SU, TANRI DAĞLARININ BAŞINDAKİ KARLARDAN GELİYOR
Çölün “kilitlenmesinin” son aşaması yeni tamamlandı; Son aşamada 2022’den bu yana toplamda 600 bin ağaç dikildi. Tüm proje kapsamında ağaçlandırılan bölge toplamda 30 milyon hektar alana ulaştı. Çöl etrafına dikilen ağaçlar, çöl kavağı ya da kırmızı söğüt gibi çöl ortamına dayaklı olanlardan seçildi. Çöllerin kilitlenmesi ile dikilen ağaçlarla birlikte, Çin’in 1949’da toplamda yüzde 10 olan orman örtüsü bugün yüzde 25’e kadar ulaştı.
Ancak Taklamakan’ın “kilitlenmesiyle” iş bitmiş değil; Çinli yetkililer asıl işin şimdi başladığını, ağaçlandırma çalışmasının çölün içlerine doğru devam edeceğini anlattılar Türk gazetecilere. Ağaçlandırma belli ki durmayacak, nesiller boyu devam edecek, ta ki Taklamakan çölü, Taklamakan Vahası olana kadar. 2025 yılında yaklaşık 800 bin hektarlık yeni ağaçlandırma planlanıyor.
Devasa “büyük yeşil duvar” projesinin ana kaynağı olan su ise, Sincan’ı çevreleyen Tanrı Dağları’nın tepelerindeki kar ve buzullardan geliyor. Suyu israf etmemek için damla sulama yöntemi kullanılıyor.
TEK BARAJLA 500 BİN NÜFUSA SU SAĞLANIYOR
Köylere su ulaştırmak için “su fabrikası” adı altında bir proje/ sistem geliştirilmiş. Türk gazetecilerin de ziyaret ettiği “su fabrikası” için 1 milyar 700 milyon Yuan yatırım yapılmış. Tanrı dağlarından gelen suyun bir barajda toplanmasını, bu barajdan motorlar aracılığıyla çok uzak köylere kadar ulaştırılmasını amaçlıyor proje. Toplanan 8 milyon metreküp su ilk barajda arıtılıyor, içme suyu haline getiriliyor. Buradan dev motorlarla, devasa, yaklaşık bin 500 metre uzaklığa ulaşan borulara veriliyor. Hemen her köyün yanında kurulmuş küçük istasyonlarda toplanıp, yeniden arıtılıyor. Buralardan da vatandaşların çeşmelerine kadar ulaştırılıyor. bir damla bile suyu kaybetme lükslerinin olmadığını anlatıyorlar Çinli yetkililer, kaybetmiyorlar da o suyu. Tek bir barajla yaklaşık 500 bin kişiye su sağlanıyor. Bölgede benzer barajlar, su arıtma ve iletim sistemleri kurulmaya da devam ediyor.
Su fabrikasında her yerde kameralar var. Sistemin çalışıp çalışmadığı bu kameralarla 7/24 izleniyor. arıza olduğu anda müdahale ediliyor. Otomatik işleyen sistemde insan unsuru, ancak arıza olduğunda devreye giriyor.
KAPİTALİST SİSTEMLE KOMÜNİST SİSTEMİN BULUŞMASI; TİKTOK ÜZERİNDEN TİCARET…
Sincan’ın çölleşmemiş alanları ise, bir kıta büyüklüğündeki Çin’in “meyve bahçesi” konumunda; özellikle Kaşgar bölgesinde üzümden kavuna, karpuzdan incire kadar envai çeşit meyve yetiştiriliyor. Çin’in toplam meyve tüketiminin yüzde 50’si Sincan’dan karşılanıyor.
Su geldikçe üretim katlanıyor. üretim katlandıkça da, KOBİ’ler üzerinden bölge ekonomisi hareketleniyor.
Türk gazetecilerin ziyaret ettiği Albay adlı şirket de bu KOBİ’lerden biri. Sahibi Ubeydullah Ömer şirketi iki arkadaşıyla birlikte kurmuş. Ancak işe ilişkin fikir, Ömer’in babasının bir TikTok paylaşımıyla ortaya çıkmış.
Sincan bölgesindeki Turfan kentinde yaşayan Ömer’in babası bir gün ürettiği üzümleri, kavun, karpuz ve cevizleri Tik- Tok üzerinden paylaşmış. Bir anda Çin’in dört bir yanından meyveleri satın almak için binlerce mesaj yağmaya başlamış. Bu da internetten meyve, meyve suyu ve meyve kurusu satışı üzerine şirketin kurulmasının önünü açmış.
2019 yılında 3 kişi ile kurulan şirkette, şimdi 60 kişi çalışıyor. Şirketin binası Turfan belediyesi tarafından tahsis edilmiş. Übeydullah Ömer’e göre, komünist sistemde böyle iyi iş fikirleri olanların belediyelerden büyük destekler alarak, şirketlerini kurup büyütebiliyorlar. Nitekim şirket büyüdükçe, belediyenin tahsis ettiği mekanlar da genişlemiş. Şimdi Albay şirketi Çin’in dört bir tarafına posta yoluyla yaş meyve gönderiyor. Ömer, “ben çok şanslıyım. Çünkü Çin çok büyük. Ben Turfan’da küçücük bir kentten Çin’in dört bir yanına malımı gönderebiliyorum. Belediye destek vermeseydi, internet teknolojisi olmasaydı, kendi meyvesini yetiştirip tüketen bir kişi olarak kaldırdım. Şimdi işler o kadar iyi gidiyor ki, yeni yeni iş imkanları yaratabiliyor. Belediye de bana “Turfan’ın elçisi” ünvanını verdi” diyor.
Burada Çin’deki lojistik sisteminin gelişmişliğinin de etkisi büyük. Ömer, “bugün gönderdiğimiz yaş meyve, hiç bozulmadan ertesi gün Çin’in herhangi bir yerinde yaşayan tüketicinin eline geçiyor” diye anlatıyor sistemi.
En büyük reklam alanı ise Çin’de her yaştan yüz milyonlarca kişinin sıklıkla kullandığı TikTok ağı. “Tek bir video paylaşımı ile, bir milyon Yuan tutarında üzüm sattığımız oluyor” diye Tiktok’un kendi işi için önemini Çin Halk Cumhuriyeti'nde 21 bin kilometrelik Çin Seddi'nden sonra ikinci mucize gerçekleşiyor. 'Ölüm denizi' olarak adlandırılan Taklamakan Çölü yeşillendirilerek, Çin'in en büyük meyve bahçesi haline getiriliyor. Çin mucizesi; Büyük Yeşil Duvar ile çölü meyve bahçesine çevirdiler vurguluyor Ömer.
Teknolojik gelişme, Çin’de insanların gündelik hayatlarına da olumlu yansımış durumda. Çin’in kendi üretimi olan iletişim araçları çok yaygın ve sıklıkla kullanılıyor. O kadar ki, otellerde, mahalle yönetim alanlarında kendi TikTok videolarını çekmek isteyenler için özel odalar oluşturulmuş. Kimi turizm tanıtımı yapıyor, kimi ürettiği malı satıyor. Kimi ise TikTok’u ticaret için kullanıyor.
Kapitalist ekonomik sistemin komünist yönetim sistemiyle buluştuğu Çin’de artık hakim sınıfın “orta sınıf” olduğunu söylemek mümkün. Devasa şehirlerdeki altyapı, Batı’nın gelişmiş ülkelerini aratmıyor. İnsanların giyim kuşamından, kullandıkları aletlere kadar her şey Çin’in “gelişmekte olan ülke” konumundan, “gelişmiş ülke” konumuna geçişinin işareti gibi.
SİNCAN MEYVE SEBZE BÖLGESİ!
Ekonomik gelişmişlik hissini, Sincan’da Türk gazetecileri ağırlayan yetkililerin sözlerinden de anlamak mümkün. “Özgüvenimiz tam”, hemen her yetkili tarafından kullanılan ortak cümle. Dolayısıyla, Sincan bölgesindeki Uygur nüfusunun baskı altında yaşadığı iddiasına karşılık da, “Türkler gelsin, kendi gözleriyle görsünler” diyor Çinli yetkililer.
Sincan Özerk Bölgesi, Çin’de de çok meşhur olan meyve sebzeleri ile kültürü, tarihi ve turistik mekanları ile, Türkler için hiç yabancı olmayan mutfağı ile, kucak açmış, Türkiye’den gelecekleri bekliyor…