Bu hafta açıklanan verilere göre merkezi yönetim bütçesi nisan ayında 178 milyar TL, yılın ilk dört ayında ise 691 milyar TL açık verdi. Bütçe verileri, kamuda sıkılaştırma söylemleri artsa da kamu harcamalarında beklenen konsolidasyonun henüz başlamadığını ortaya koyuyor. Gider kalemlerindeki hızlı artış ve faiz yükündeki sıçrama, 2025 yılı için öngörülen 1,9 trilyon TL’lik bütçe açığının yaklaşık yarısının yılın ilk dört ayında gerçekleştiğini gösteriyor. Bu oran geçen yılın aynı döneminde %26 düzeyindeydi.
Bütçenin detaylarına bakacak olursak, giderler yılın ilk dört ayında 4,3 trilyon TL’ye yükseldi. Bu tutar, bir önceki yılın aynı dönemine göre %45 ile enflasyonun üzerinde bir artışı gösteriyor. Giderlerdeki artış oranı aynı zamanda 2025 bütçesinin 2024 yıllı gerçekleşmesine göre artışı olan %37’nin de oldukça üzerinde kalıyor.
Faiz giderlerinde rekor artış
Bütçede en hızlı artan kalem faiz giderleri oldu. Yılın ilk dört ayında faiz harcamaları %99 oranında artarak 725 milyar TL’ye ulaştı. Böylece bütçede faize ayrılan pay, cari transferler ve personel giderlerinin ardından üçüncü sıraya yükseldi. Faiz giderlerindeki artış; yüksek enflasyon ve finansal risk priminin kamu maliyesi üzerindeki faturasını net bir şekilde yansıtıyor.
Tasarruf söylemi sürüyor ancak harcamalar artıyor
Faiz dışı giderlere bakacak olursak borç verme ve prim kaleminin dışındaki tüm giderlerin en az enflasyon kadar veya üzerinde arttığını görüyoruz. Bu da geçen yıl mayıs ayında açıklanan tasarruf paketinin uygulama düzeyinin sınırlı kaldığını ve kamu harcamalarında yapısal bir dönüşümün henüz gerçekleşmediğini gösteriyor.
Vergiler: gelir vergisi ikiye katlarken kurumlar yerinde saydı
Bütçe gelirlerinin 2025 yılında 12,8 trilyon TL’ye ulaşması hedefleniyor. Yüksek enflasyon ve faizlerin etkisiyle gelir vergisi yılın ilk dört ayında ikiye katlayarak 737 milyar TL’ye ulaştı. Öte yandan kurumlar vergisinde artış oranı, alınan birçok tedbire ve enflasyon düzeltmesine karşın yüzde 11 ile enflasyonun oldukça gerisinde kaldı.
Bütçede yeni önlemler alınır mı?
Önümüzdeki döneme bakacak olursak iç talepteki yavaşlamanın, başta dolaylı vergiler olmak üzere gelir performansını aşağı çekmesi olası duruyor. Bu da yılın tamamı için öngörülen 12,8 trilyon TL’lik gelir hedefi üzerinde önemli bir risk oluşturuyor. Benzer bir risk de 2025 yılı bütçe giderlerinin hedefi aşmasında söz konusu. Bu durum, bütçede yıl sonu için hedefinin yukarı yönlü revize edilmesine veya Hazine’nin ek önlem paketleriyle kamu maliyesini yeniden dengeye oturtma çabasına girmesine sebep olabilir. Ancak kamu maliyesinde vergi artışı kaynaklı yeni önlemler alınması; son iki yıldır gelir, vergi, para ve finansal politikalarla sıkıştırılan hanehalkı ve reel sektörün omuzlarına katlanılması zor bir yük yükleyecektir.