Küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği, üretim üslerinin çeşitlilik kazandığı bir dönemde, Asya-Pasifik bölgesi giderek daha fazla dikkat çekiyor. Bu dönüşümün merkezinde yer alan Tayland, egzotik turizminin yanı sıra istikrarlı makroekonomik göstergeleri ve gelişmiş altyapısı ile öne çıkıyor. Tayland’ın gelişen ekonomisi ülkemiz açısından da yeni iş birliği ve ticaret fırsatları sunuyor.
Güneydoğu Asya’nın en stratejik noktalarından birinde yer alan Tayland, bölgesel bir üretim ve lojistik merkezi olma yolunda ilerliyor. İhracata dayalı büyüme modeli, güçlü altyapı yatırımları ve doğrudan yabancı sermaye girişleri bu ekonomik yükselişi destekleyen temel unsurlar. Hizmet sektöründeki cazibesi ile öne çıkan Tayland’ın ekonomik yapısı büyük ölçüde hizmet sektörü etrafında şekillenmiş olsa da, sanayi ve tarım sektörleri hâlen önemli bir istihdam kaynağı olmayı sürdürüyor. Otomotiv ve elektronik sektörleri, sanayi üretiminin omurgasını oluştururken, turizm sektörü döviz girdilerinin çeşitlenmesinde kilit bir rol oynuyor.
Son yıllarda Tayland, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve bölgesel entegrasyon gibi temalar etrafında yeni bir kalkınma paradigması geliştirme arayışında. Özellikle küresel şirketlerin "China+1" stratejileri doğrultusunda Çin dışında alternatif üretim üsleri arayışı, Tayland’a yönelik artan ilginin bir başka sebebi. Diğer taraftan Çin’in yavaşlayan büyüme hızı ve ABD-Çin geriliminin küresel tedarik zincirleri üzerindeki etkisi, Tayland gibi ülkeler için jeopolitik belirsizlikleri artırıyor.
Makroekonomik göstergelere bakıldığında, Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre Tayland ekonomisinin 2025 yılında cari fiyatlarla 546 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. 2026 yılında ise bu değerin sınırlı bir artışla 557 milyar dolara çıkacağı öngörülüyor. Dünya ekonomileri sıralamasında 30. sırada yer alan Tayland, yaklaşık 7.800 dolarlık kişi başına düşen gelir seviyesiyle Asya-Pasifik bölgesindeki orta-üst gelirli ekonomiler arasında konumlanıyor. Ekonomik büyümenin 2025 yılında yüzde 1,8 düzeyinde, 2026 yılında ise yüzde 1,6 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Sektörel dağılım açısından ekonomide hizmetler yüzde 58,5’lik payı, imalat sanayi yüzde 32,9’lık payı, tarım sektörü yüzde 8,6’lık payı oluşturuyor.
Enflasyon cephesinde ise Tayland düşük fiyat değişimleri ile dikkat çekmekte. Yıllık ortalama enflasyon oranının 2025 yılında yüzde 0,7 seviyesinde gerçekleşmesi, 2026 yılında ise hafif bir artışla yüzde 0,9’a yükselmesi bekleniyor. Bu veriler, ülkede fiyat istikrarının büyük ölçüde korunduğunu göstermekte. İşgücü piyasası verileri de dikkat çekici nitelikte. 2025 yılı sonu itibarıyla işsizlik oranının yalnızca yüzde 1 olacağı öngörülüyor.
Tayland’ın dış ticaret performansı da güçlü bir görünüm sergiliyor. 2023 yılında yaklaşık 280 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen ihracat, 2024 yılında yüzde 7’lik bir artışla 300 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde ithalat rakamları da benzer bir eğilim izleyerek, 292 milyar dolardan 310 milyar dolara yükseldi. Makineler, motorlu kara taşıtları, kauçuk ve kauçuk esaslı ürünler, mücevherler, plastikler ve plastikten mamul eşyalar Tayland'ın ana ihracat kalemleri. İthalat tarafında ise yine makineler, mücevherler, demir ve çelik ürünleri, motorlu taşıtlar ve plastikler en fazla ithal edilen ürünler arasında başı çekiyor.
Ticaretin coğrafi dağılımını incelendiğimizde, Tayland’ın ihracatında yüzde 18’lik payla ABD’nin ilk sırada bulunduğunu görüyoruz. Yüzde 12’ik payla Çin ve yüzde 8’lik payla Japonya, Tayland’ın en fazla ihracat gerçekleştirdiği diğer ülkeler olarak sıralanıyor. İthalat tarafında ise Çin, yüzde 26’lık payla Tayland’ın en büyük tedarikçisi konumunda. Japonya yüzde 9 payla ikinci, Tayvan ise yüzde 7 payla üçüncü sırada geliyor.
Tayland’ın toplam hizmet ihracatı ise yaklaşık 56,7 milyar dolar düzeyinde. Bu tutarın yüzde 52,4’ü turizm ve seyahat hizmetlerinden, yüzde 31,8’i diğer iş hizmetlerinden, yüzde 10,7’si yük ve yolcu taşımacılığından kaynaklanıyor. Hizmet ithalatı ise yaklaşık 65 milyar seviyesinde. İthalat kalemleri arasında yük ve yolcu taşımacılığı yüzde 33,5 ile ilk sırada yer alırken, diğer iş hizmetlerinin yüzde 29, turizm ve seyahat hizmetlerinin yüzde 17,8’lik payı bulunuyor.
Türkiye ile Tayland arasındaki dış ticaret verileri, dengenin belirgin şekilde Tayland lehine olduğu gösteriyor. Türkiye'nin Tayland'a yönelik ihracatı 2023 yılında 281 milyon dolar seviyesindeyken, 2024 yılında bu tutar 291 milyon dolara yükseldi. Buna karşılık, Türkiye’nin Tayland’dan gerçekleştirdiği ithalat 2,21 milyar dolardan 1,68 milyar dolara geriledi. Türkiye 2024 yılı itibarıyla Tayland ile olan ticaretinde 1,39 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı verdi.
Türkiye'nin Tayland'a gerçekleştirdiği ihracat kompozisyonu, ürün bazında çeşitlilik gösteriyor. En fazla ihraçta gerçekleştirilen ürün grupları arasında inorganik kimyasallar, makineler ve mücevherler öne çıkıyor. Ayrıca, Türkiye’den Tayland’a ihracat potansiyeli taşıyan diğer ürünler arasında medikal cihazlar, mutfak eşyaları, altın ve değerli metaller, demir-çelik ürünleri ile elektrik bağlantı elemanları bulunuyor. Öte yandan, Tayland’dan ithal edilen başlıca ürünler makineler, motorlu kara taşıtları ve kauçuk esaslı eşyalar olarak sıralanıyor. Tayland, ASEAN ve RCEP gibi bölgesel ticaret anlaşmalarına taraf olması sebebiyle, Asya-Pasifik bölgesinde geniş bir ticaret ağına erişim olanağı sunuyor. Bu yapısıyla Türkiye ile Tayland arasında imzalanacak olası bir Serbest Ticaret Anlaşması, iki ülke arasındaki ticarete olumlu yansıyacağı gibi, Türkiye’nin Asya-Pasifik pazarlarına erişimini güçlendirecek stratejik bir zemin oluşturabilir.