ABD’nin ay başında yayımladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nde, 1823’teki Monroe Doktrinine vurgu yapıldı. Buna göre, ABD arka bahçesi olarak gördüğü Latin Amerika’da tam hâkimiyet hedefliyor. Çin’in ve Avrupa'nın buradaki aksiyonları güvenlik tehdidi olarak görülüyor.
Trump yönetimi hafta sonunda el konulan petrol gemisinin Çin’e gittiğini ve satışın Maduro rejimini finanse ettiğini söylüyor. Çin, Venezuela’nın en büyük müşterisidir. Petrol fiyatının bu tarz olaylara tepki vermesi normaldir. Ancak önümüzdeki dönemin belirleyicisi, şu an denizde tutulan 1,3 milyar varil ham petroldür. Covid karantinaları nedeniyle petrol tüketiminin çöktüğü Nisan 2020’den bu yana görülen en büyük hacimdir. Rusya’nın ihracatı, 2022’deki Ukrayna işgalinden beri günlük 3,5 milyon varilde istikrarlı kaldı. Batı yaptırımları, küresel piyasaları ürkütmemek için hacimden ziyade Moskova’nın gelirini hedef aldı. Rusya’nın gölge filosu, petrolü Çin ve Hindistan’a ulaştırdı. ABD’nin Venezuela’ya uyguladığı deniz ablukası, ülkenin ihracatını günlük 500.000 varil azaltabilir. Maduro hükümetinin bütçesi için önemli olsa da günlük 100 milyon varillik dünya piyasasında bir yuvarlama hatasıdır. Gerek Rusya-Ukrayna barışının gerekse ABD kuşatmasının arz üzerindeki etkisi sınırlı kalabilir.
Türkiye ekonomisi için kritik bir gösterge olan brent petrolde 57 dolar fikrimi eylül başında yazdım. Geçen hafta 58 dolar seviyelerini gördü. Geç bile kaldı. Dezenflasyon sürecine destek açısından, fiyatın 50-60 dolar bandında kalması iyi olur.