Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'ın "zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarından yargılandıkları davanın ilk duruşmasında mütalaa açıklandı.
5’er yıl 6’şar aya kadar hapis talebiyle yargılanan Aras ve Turan savunmalarında, üzerlerine atılı suçlamaların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, adil yargılamayı etkileme ve yanıltıcı bilgiyi yayma amacını taşımadığını dile getirdiler.
Aras, adresinin sabit olmasına rağmen, polis eşliğinde zorla ifadeye getirilmesini eleştirerek “Üzerime atılı suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamındadır” dedi. Söylediklerinin TÜSİAD tarafından hazırlanan kitapçıkta da yer aldığını hatırlatan Aras, iddianamede, konuşmalarının bağlamından koparıldığını savundu: Özellikle Kartalkaya faciasına vurgu yapan Aras, “Bir otele, restorana gittiğinizde standarda uygun işletildiğine güvenirsiniz. Bilirsiniz ki sorumlu makamlar denetimleri yapmıştır. Burada işletmeciye değil hukuka ve uygulanış biçimine güven duyulur. Önlem ve denetim sağlanamadığı durumlarda güven problemi ortaya çıkmaktadır. Konuşmamda da bu hususlara değindim. Özel sektör ve kamu görevini kim yerine getirmezdeyse, gerekli işlemlerin yapılmasını istemem doğaldır.” dedi.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da savunmasında, genel kurul konuşmasında gerçeğe aykırı bilgi vermediğini vurguladı. Turan, “Hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik değer kaybı ve Türkiye’nin en önde gelen iş insanlarının oluşturduğu bir sivil toplum örgütünün genel kurulunda bu ifadelerin kullanılması doğaldır” dedi. Turan, “Suçlanmama neden olan konuşmamda sadece hukukun üstünlüğünü savunmamız, bunu uygun hareket etmemiz gerektiğini vurguladım ve bunun ekonomiye etkisini vurguladım. Konuşma içeriği suç oluşturmaz, TÜSİAD’ın misyonu doğrultusunda tespit ve tavsiyelerde bulunmaktan ibarettir.” diye konuştu.
Mütalaa açıklandı
Duruşmada esasa ilişkin görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıklar Turan ve Aras'ın "zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından 1 yıl 10 ay 15'er günden 5 yıl 6 ay 15'er güne kadar hapis ve 50 günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılmasını talep etti.
Mütalaada ayrıca sanıklar hakkında uygulanan yurt dışı çıkış yasağı yönündeki adli kontrol tedbirinin devamına karar verilmesi istendi.
Söz verilen sanıkların avukatları mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar ve avukatlarına mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre verilmesine karar verdi.
Sanıklar hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar veren mahkeme, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, duruşmayı 23 Eylül'e erteledi.