EKONOMİ/ANKARA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, hükümetin, memur ve memur emeklisine 2026 ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027'nin ilk altı ayı için yüzde 4 ve ikinci altı ayı için yüzde 4 artış teklifi hakkında açıklama yaptı.
Taşcıer, hükümetin memur ve memur emeklilerine verdiği zam teklifine, “Dağ fare bile doğurmadı, iktidar şapkadan ‘kalıcı yoksulluk‘ çıkardı.” şeklinde tepki gösterdi.
Toplu sözleşme masasının, demokratik toplumlarda yalnızca rakamların pazarlık edildiği teknik bir platform olmaktan öte, sosyal devletin vatandaşına karşı sorumluluğunun sınandığı, emek ile sermaye arasındaki güç dengesinin yeniden tanımlandığı bir siyasal alan olduğunu belirten Taşçıer, “Bugün gördük ki, hükümetin sunduğu kabul edilemez ilk teklif, milyonlarca memur ve memur emeklisinin umut bağladığı toplu sözleşme masasını, ekonomik olduğu kadar sosyal ve siyasal açıdan da kritik bir kırılma noktasına taşımaktadır. İktidar marifetiyle emeğin değersizleştirildiği, kamu çalışanının onurunun görmezden gelindiği ülkemizde yeni bir sayfa açılmıştır.” dedi.
İktidarın 8. Dönem Kamu Çalışanları Toplu Sözleşmesi için 19 gün bekledikten sonra masaya getirdiği ilk teklifin memurun sofradaki ekmeğine el uzatan, çocuklarının geleceğini çalan bir gasp girişimi olduğunu belirten Taşçıer, şöyle devam etti:
“Masaya konulan bu irade, “emekçiyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” söyleminin boş bir propaganda cümlesinden ibaret olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu teklif, aslında hükümetin kamu emekçisine, memur emeklisine ve tüm ücretlilere verdiği değerin aynasıdır. Emeğe ve alın terine gösterilen bu kayıtsızlık, sendikal haklara ve toplumsal adaletin özüne yönelmiş açık bir saldırıdır. Eğer bu masa, hakkın ve adaletin masası olacaksa, ortaya konulacak teklif; TÜİK’in Hayalflasyonunu değil, gerçek enflasyonu, açlık ve yoksulluk sınırını, insanca yaşam hakkını temel almak zorundadır. Aksi halde bu süreç, emek tarihi açısından yeni bir utanç sayfası olarak anılacaktır.
Bu bakımdan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıkladığı 2026 yılı için yüzde 10 + 6, 2027 yılı için ise yüzde 4 + 4 zam önerisi akıl, mantık ve insafla açıklanabilecek bir yaklaşım değildir. 6,5 milyon memur ve memur emeklisine yöneltilen bu teklif, 'bütçe disiplini' adı altında meşrulaştırılan; emeğin gelirini sistemli biçimde azaltan, kaynakları emeğin sofrasından alıp sermayenin kasasına aktaran, sosyal devleti tasfiye eden planlı bir yoksullaştırma programıdır. “