Murat KÜÇÜK
EKONOMİ ve Octet Türkiye iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Piyasalarda Son Gelişmeler ve Ekonomik Beklentiler’ başlıklı webinarda gündeme dair önemli konular, uzman isimlerce masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın yaptığı webinarın katılımcıları Octet Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selim Seval, İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin ve EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar oldu. Seçimden sonra ekonomide önemli kararların alınacağı beklentisinin piyasaya hakim olduğunu dile getiren Hakan Güldağ, mevcuttaki gibi geniş kapsamlı bir torba kanunun da beklenmediğine dikkat çekti. Güldağ, açıklanan ekonomik programın ise piyasaların beklentisini karşılamadığını hatırlattı.
“Türkiye’nin model sorunu var, çözüm dijital merkezli yeni sistem”
En büyük 20 ekonominin de Türkiye’nin benzeri sorunlar ile boğuştuğunu dile getiren Prof. Dr. Emre Alkin, “2030’a doğru gelişmiş ülkelerden başlayacak küresel bir fırtına öncesinde, Türkiye ve benzer ülkelerin doğru yolda olmadığına kanaat getirdim. Kamu harcamalarının borçlanma yerine vergi gelirleri ile finanse edilmesi doğru bir yöntemdi ama Maastricht Kriterleri odaklı politikaya geçiş nedeniyle bu yönelimden vazgeçildi. Bu yöntemle maalesef milletin tasarrufu eridi. Vergi gelirlerinin artırılması kötü değil fakat vergiyi tabana yaymadan süreci ilerletmek, bugünkü enflasyonist ortamı yarattı” dedi. Ekonominin başına gelen yeni ekibin eski sistemin kuralları ile ekonomiyi yönetemeyeceğini belirten Emre Alkin, köklü değişikliklere gidilmesi gerektiğini savundu. Finansal kaynağa ulaşmanın hükümetlerin para harcama şehveti nedeniyle giderek zorlaştığını sözlerine ekleyen Alkin, yaşanan tüm bu finansal problemlerin çözümünü finansal teknolojilerde gördüğünü söyledi.
Finansal teknoloji şirketleri kaynağa erişimde çözüm oluyor
Türkiye’deki kamu ve özel tasarrufun büyümeyi finanse edemediğini hatırlatan Octet Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selim Seval, bu noktada dış kaynağa ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Dış kaynağa erişimde birçok etkenin olduğunu belirten Dr. Selim Seval, “Türkiye genel olarak daha gerçekçi ve ölçülebilir ekonomik modellere geçmelidir” dedi. Türkiye’nin bozuk mali altyapısının kısa vadeli çözümlerle düzeltilmeye çalışıldığına dikkat çeken Dr. Seval, “Bu hamleler çözüm olmuyor, bizim daha kökten reformlara ihtiyacımız var. Fakat finansa erişim probleminin de acil çözülmesi gerekiyor. Kısa vadede bizim gibi krediye erişimi kolaylaştıran, kullanılmayan limitlerin kullanılmasını sağlayan finansal teknoloji şirketleri bir çözüm” şeklinde konuştu.
2 büyük sorun: Nitelikli insana erişememek ve dijital karşıtlığı
Finansal teknolojileri Türkiye’de yerleştirme sürecinde 2 önemli sorun yaşadıklarını söyleyen Dr. Seval bunları şu sözlerle açıkladı: “İlki nitelikli insan gücüne erişememek. Yetiştirdiğimiz çok değerli yazılım ve finans uzmanı, bugün ya yurt dışında ya da Türkiye’den yurt dışı firmalar için çalışıyor. İkinci problem de zihinsel bariyerlere takılmak. Şirketlerimiz ne kadar büyük olursa olsun dijital dönüşüme eğimli değiller. Konfor alanına hapsolan birçok şirket bu nedenle dijital dönüşümünü tamamlayamıyor. Bu noktada iş dünyasında gençleşmeye ihtiyaç olduğunu gözlemliyorum. Özellikle bu zorlu dönemde, KOBİ ya da büyük şirket fark etmeksizin tüm şirketlerin likiditeyi ve işletme sermayesini yönetebilmesi için dijitalizasyona geçmesi gerekiyor.”
“FİNANSAL DEMOKRASİ DİJİTALİZM İLE SAĞLANABİLİR”
Türkiye’nin ekonomide giderek merkeziyetçileştiğini söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin şu bilgileri paylaştı: “Batı sistemi ile devlet kapitalizmini birlikte yürüten bir imaj çiziyoruz. Oysaki Türkiye’nin bir model sorunu var ve bu yeni modeli dijital merkezli oluşturmaktan başka çaresi yok. Bu nedenle bizim için fi nansal teknolojiler diğer ülkelerden çok daha önemli. Kayıt dışı ekonomin önüne geçmek için kağıt parayı ortadan kaldırmalı ve dijital paraya geçmeliyiz. Türkiye’de fi kri olan insanların küresel kaynağa ulaşabileceği bir sisteme ihtiyaç var.” Kredinin demokratik bir enstrüman olduğunu söyleyen Alkin, “Sokaktaki vatandaştan da çok iyi fi kirler çıkabilir. Bu nedenle onun da krediye ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. Halihazırda bankacılık sisteminin bu derece demokratik olduğunu sanmıyorum. İstediğimiz fi nansal demokrasi dijital sistemler ile sağlanabilir. Bu durum eşit rekabet ortamını da getirecektir” şeklinde konuştu.