Şans Sohbetleri'nde bu hafta ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ İsrail-İran çatışmasının Türkiye ekonomisi ve piyasaya olası etkilerini tartıştı.
Güldağ: İran'ın önceki İsrail saldırılarına eşit düzeyde cevap verememesinden dolayı, gerilim sürer ama çatışmalar sönümlenir görüşü hakimdi piyasada. Ama çatışmalar hafta sonunda da sürdü. İsrail'de de kayıplar var. İran, "İkinci bir duyuruya kadar Hürmüz Boğazı'ndan hiçbir geminin geçişine izin verilmeyecektir" dedi. İsrail ve İran arasında kalmayabilecek çatışma ve gerilimler Türkiye ekonomisini zorlayacak.
Ağaoğlu: Bu yıl Ocak ayında arızi olarak 81,75'leri görmüştü petrol fiyatı. Ama ana trend 12 Nisan 2024’teki 91,58’den bu yana aşağıya doğruydu. Varil başına 60 doların altını bekler olmuştuk.
Güldağ: Hatta bu sene 50 dolar altı da görülebilir dedin...
Ağaoğlu: O seviyeler bir süre rafa kalkacak. Yukarı yönlü riskler ise canlı olacak. Çünkü şu anda teknik analiz, grafik vesaire tarafı iyi işleyemez. Irak’ta, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Amerikan üslerine yönelik saldırı beklentisi ve Hürmüz Boğazı'nda işlerin daha da sarpa saracağı endişeleri canlı. Kaldı ki, dünya petrol ihracatının yaklaşık yüzde 30'u Hürmüz'den geçiyor.
Güldağ: Dünya petrol tüketiminin de yüzde 20'si. Fakat Hürmüz kapanırsa petrol fiyatı 100 doları aşar savı gerçekleşmedi.
Ağaoğlu: Şimdilik, İran, Hürmüz'ü kalıcı olarak kapatacak büyük bir askerî harekâta kalkışmayacak beklentisi ana senaryo. O yüzden petrol bunca füzeye rağmen 75 dolarlarda. Yoksa 90 milyon varillik günlük petrol üretimi olduğunu düşünürsek bunun yüzde 30'unun durması demek, çok ama çok ciddi bir problem. Fiyat 150 dolarda mı durur 200'de mi kestirmek çok zor.
Güldağ: Petrol fiyatlarındaki artış sürer ve de kalıcı olursa cari açığımıza ilave baskı yaratacak. Sadece yüzde 30-35 büyüyebilecek enerji faturası açısından değil. Turizmi ve havacılığı olumsuz etkileme olasılığı yüksek. Kamu harcamaları, savunma başta artacak. Bölgeye yakınlığımız ve de 'bundan sonra hedef önce Türkiye sonra Çin' spekülasyonları risk primimizi artırabilir. Petrolle birlikte doğal gaz fiyatları da yükselir. Üretim maliyetleri artar. Bu da mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını artıracaktır. Zaten zor giden enflasyonla mücadeleyi de ekonomiyi de olumsuz etkiler.
Ağaoğlu: Aynen. İşin içine doğrudan girmesek dahi, petrol ve muhtemel diğer emtia fiyatları üzerinden bize yansır. Kurlar üzerinde de bir baskı oluşacaktır. Bugün değil, yarın değil belki ama öbür gün mutlaka etkilerini görürüz. Kritik soru: ABD'nin çatışmalarda bizzat devreye girip girmeyeceği. Bölgeye en yakın NATO müttefiki Türkiye...
Güldağ: Malatya Kürecik'teki radarı 'devreden çıkar' talebi gelir komşudan. İşi İran'ı gözetlemek .
Ağaoğlu: NATO üyeliği gereği ABD'nin safında yer almak zorundayız. Ama İsrail'e de tepki var. Türkiye zor durumda kalır.
Güldağ: Mahfi Eğilmez hocam bu kaotik durumda "sigorta amaçlı altın bulundurun" diyor...
Ağaoğlu: Benzer yaklaşımların öne çıkacağı bir süreçteyiz. Altının 3.500 seviyesindeki bir önceki zirvesini kırıp 3.550’ye kadar gitmesine yol açabilir. 3.550’nin üstüne çıkıldığı takdirde 4.000 dolara gidilir. Bu hafta kritik. Şu anda yeni yüksekler görüldü ama yeni zirve görülmedi.
Güldağ: Mevduat faizi yüksek kalır bu durumda. Merkez Bankası, perşembe günü PPK'da faiz indirimini 'biraz gidişatı görelim' diyerek 24 Temmuz'a bırakabilir.
Ağaoğlu: Ben 19'unda bir indirim beklemiyorum zaten. TCMB, İran-İsrail geriliminin savaşa dönüştüğü ortamda, kur tarafında gereksiz birtakım beklentilere yol açmamak adına faizlerde bir değişiklik yapmayacaktır.
Güldağ: Repo ihalelerini izlemek lazım. Geçen hafta 100'er milyar liralık iki ihale yapıldı. Bu hafta da ağırlıklı fonlamayı haftalık 46'ya çekmek için repo ihalelerine devam ederse...
Ağaoğlu: Hiç zannetmiyorum.
Güldağ: İndirim ihtimali zayıfladı, doğru. Ama tamamen rafa da kalkmadı. Hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz hem de Bakan Şimşek yıl sonunda enflasyon 20'li rakamlarda olacak iddiasında... Öyleyse?