ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası yılın son Para Piyasası Kurulu toplantısında piyasa beklentilerine paralel 150 baz puanlık indirimle politika faizini yüzde 39,5’ten yüzde 38’e indirdi. Kasım enflasyon verisindeki iyimserlikle piyasa 150 baz puanlık indirimi fiyatlamıştı ancak uzmanlar 2026 sonu Merkez Bankası’nın ara hedefi yüzde 16’nın tutturulabilmesi için 100 baz puan hatta pas geçilmesi gerektiğini dile getiriyordu. Piyasanın 2026 sonu için enflasyon beklentisi yüzde 20-25 seviyelerinde. Uzmanlar 150 baz puanlık indirimle Merkez Bankası’nın yüzde 16’yı gerçekleştirilebilecek bir hedef olarak içselleştirmediği ve bu ara hedefin şubattaki ilk enflasyon raporu toplantısında değiştirilebileceğini vurguladı. Ancak TÜİK’in değişen hesaplama yöntemi ve aralık ile ocakta olumlu gelmesi muhtemel enflasyon verileriyle politika faiz indirimlerinin hızlanabileceğine de işaret edildi.
2025 yüzde 38 politika faizi ile kapandı
Merkez Bankası yılın son Para Politikası Kurulu kararını açıkladı. Bu karar Merkez Bankası’nın 2026 yılsonu hedefi olan yüzde 16 için ne düşündüğünün de mesajını vereceğinin beklenmesiyle de oldukça kritik bir toplantı olarak öne çıktı. 100 baz puan ile 150 baz puan indirim arasında faiz açısından değil ancak verilen mesaj açısından farklılık olacağına dikkat çeken uzmanlar 150 baz puanlık indirim kararı sonrasında 2026 sonu ara hedefinin farklılaştırılabileceğine işaret etti. Ancak uzmanlara göre değiştirilen enflasyon hesabı ve Merkez Bankası’nın veri setinin daha gelişmiş olması sebebiyle beklentilerin altında enflasyon gerçekleşmeleri görülmeye devam edebilir.
Merkez Bankası geçen yılı yüzde 47,5 politika faizi ile kapatmış bu yıl martta yaşanan siyasi gerilime kadar iki toplantıda indirim yapılsa da nisanda yeniden faiz artırılmıştı. Politika faizi temmuz, eylül, ekim ve aralıkta üst üste dört toplantıda indirilmiş oldu. Toplamda bu yıl yaşanan indirim 950 baz puan olarak gerçekleşti.
Büyümede öncü veriler piyasada farklı
PPK metninde en önemli değişiklik enflasyon paragrafında gerçekleşti. Metinde kasım ayında tüketici enflasyonu gıda fiyatlarındaki gelişmelerle beklenenden düşük gerçekleştiği belirtilerek enflasyonun ana eğiliminin eylül ayındaki artıştan sonra ekim ve kasım aylarında bir miktar gerilediğine işaret edildi. Üçüncü çeyrekte dönemlik büyüme öngörülenden yüksek gerçekleştiği yer alan PPK metninde son çeyreğe ilişkin öncü göstergeler talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğüne işaret ettiği kaydedildi. Ve önceki metinlerde olduğu gibi enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme işaretleri göstermekle birlikte dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği yer aldı. Uzmanlar bu paragrafta tutarsızlık olduğunu ileri sürerken yılın son çeyreğine ilişkin öncü verilerin büyümenin son çeyrekte de yüzde 4’ü işaret ettiği bunun da dezenflasyonu destekleyebilecek bir seviye olmadığını iddia etti.
İndirim hızı 200 baz puana çıkabilir
Uzmanlar aralık ayı enflasyonunun yüzde 1’in altında gelme olasılığının yükseldiğini 2025 yılının yüzde 30,7-30,8 seviyesinde bir enflasyonla kapatılabileceğini vurguladı. Ocak ayında ise yapılan revizyonların da etkisiyle düşük seviyede enflasyon görülmeye devam edilebileceğine işaret eden uzmanlar hem aralık hem de ocak düşük geleceği için Merkez Bankası’nın indirim hızının 200 baz puana çıkma olasılığının bulunduğuna vurgu yaptı. Ocakla birlikte uzmanlar Merkez Bankası’nın önden yüklemeli indirim trendine dönebilme ihtimali bulunduğunu kaydetti.
PPK metninde diğer tüm paragraflar önceki metinle aynı kaldı. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirileceği belirtilerek “Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” denildi.
Metinde “Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir” ifadesi yinelendi.
MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASI KURULU KARARI NASIL YORUMLANDI
Ara hedef güncellenecekse indirim alanı var
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay: Merkez Bankası kararı 2026 hedefi için ne düşündüğünün de mesajını verecekti. Eğer yüzde 16 ise hedefiniz indirim yapmamanız gerekiyordu. Enflasyonda mevcut koşullardaki gidişat yüzde 16 ara hedefi ile uyumlu değil ama ikinci bir şık daha var hedef daha önceki pratiklerde gördüğümüz gibi güncellenecekse yani yüzde 20-25 arasında bir yere gelecekse o zaman indirim alanı vardı. Aylık fiyat gelişmelerine bakıldığında ortalamalarda son iki ayı alırsanız önceki üç aya göre daha düşük. Onun bile gösterdiği yılsonu enflasyonu bile yüzde 23-25 civarlarında ve yüzde 16 ara hedefi arasında çok fark var. Merkez Bankası’nda bizim göremediğimiz bir şey olabilir.
İndirim hedefin yüzde 16 olmadığını teyit etti
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara: Merkez Bankası kasım enflasyonuna çok olumlu vurgu yapmadı, temkinli bir ton kullandı. Kararın piyasa etkisi sınırlı olacaktır. Öte yandan bu indirim merkez bankasının hedefinin yüzde 16 değil 20-25 aralığında olduğunu da teyit etmiştir.
Merkez Bankası rahat görünüyor
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç, Dr. Atılım Murat: Merkez Bankası’nın ekim ayındaki temkinli ve risk odaklı duruşundan aralık ayında özellikle gıda ve manşet enflasyonun beklentiden iyi gelmesiyle daha cesur bir faiz indirimine yöneldiği anlaşılıyor. Gıda fiyatları söyleminin riskten fırsata dönüşmesi metindeki en kritik değişiklik gibi görünüyor. PPK metnindeki özgüven kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Şöyle bir rahatlıkları olabilir. Merkez Bankası TÜİK’in enflasyon metodolojisinde yapacağı değişiklikleri de bildiği için bu yıl ona sorun yaratan kalemlerin ağırlığı düşeceği için daha güvenli olduğunu düşünüyor olabilir. İkinci kritik konu ise asgari ücret zammı. Merkez Bankası’nın bu rahatlığı asgari ücret zammının piyasa beklentilerinin altında kalacağının sinyali olabilir. Yoksa ne oldu da bir aylık enflasyondan yola çıkarak bu kadar rahatladılar? Merkez Bankası bugünkü adımıyla ve enflasyon konusundaki güvenli duruşuyla önümüzdeki aylarda faiz indirimlerinin devam edeceğinin de mesajını verdi.
Merkez Bankası iyimser bir yaklaşım sergiliyor
QNB Türkiye Baş Ekonomisti Erkin Işık: TCMB genel olarak olumlu gelişmelerin altını çizmeye devam etmekte ve bu doğrultuda iyimser bir yaklaşım sergilemektedir. Büyümenin üçüncü çeyrekte öngörülenden yüksek gerçekleşmesine rağmen, talep koşullarının enflasyona destek vermeyi sürdürdüğü belirtilmiştir. Enflasyon eğiliminde son iki ayda gözlenen oldukça sınırlı iyileşme ise güçlü şekilde vurgulanmıştır. Piyasa katılımcılarının enflasyon beklentilerinde bozulma olmasına karşın, reel sektör ve hanehalkı beklentilerindeki iyileşme ile genel enflasyon beklentilerinin toparlandığı ifade edilmiştir. Bu değerlendirmeler, olası risklere karşı temkinli bir yaklaşımı yansıtmamaktadır. Bu çerçevede, enflasyon beklentilerinde kısa vadede belirgin bir iyileşme beklemiyorum. Aynı şekilde, enflasyon eğiliminde önümüzdeki yılın hedefleriyle uyumlu ve kalıcı bir yavaşlama ihtimalini de oldukça düşük görüyorum. 2026 sonu TÜFE ve politika faiz tahminlerimizi yüzde 23 ve yüzde 28 olarak korumakla birlikte, kısa vadede gözlenecek enflasyon eğilimi, gelirler ve vergi politikalarına göre tekrar değerlendirmek gerekebilir.
Kararın yansıması nötr olacaktır
Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Orkun Gödek: Çok büyük oranda beklentilere paralel olarak yorumlanabileceğinden doğrudan kalıcı fiyatlama etkisi olmasını şu aşamada beklemeyiz. Ancak, son 1-2 hafta içerisinde 200bp seviyesine yönelik beklentilerin de oluşmaya başladığını düşündüğümüzde, karar öncesinde XBANK nezdinde alınan pozisyonların bir kısmında realizasyon ihtimalini göz ardı etmemekte fayda görüyoruz. Kamuoyu ile paylaşılan metindeki değişiklikler ise oldukça sınırlı. Duyurunun ikinci paragrafı, yakın zaman içerisinde açıklanan büyüme ve enflasyon verilerine yönelik değerlendirmeleri içeriyor. Sürpriz olmayacak şekilde kasım enflasyonunda gıda grubunun etkisi ile düşük gerçekleşme olduğundan bahsedilirken, büyümenin ise 3Ç’de öngörülenden yüksek seyrettiği, ancak, son çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin ise talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğüne işaret ettiğine atıf var. Nette faiz kararının yansımalarını nötr olarak değerlendirirken, geleceğe dair yönlendirmede farklı bir başlık söz konusu olmadığından düşüncelerimizin de değişmediğini belirtmek isteriz.
Likiditeyi sıkılaştırmaya yönelik ilave adımlar atılmalı
EMCAP Advisory Yönetici Ortağı Dr. İnanç A. Sözer: Merkez Bankası beklentilere paralel olarak faizleri 150 baz puan indirerek politika faizini yüzde 38,0’e çekti. Böylece yüzde 47,5 ile yıla başlayan politika faizi, enflasyonun 2024 sonundaki yüzde 44,4’ten muhtemelen yüzde 31’e gerilemesi sayesinde, enflasyondan görece daha temkinli bir indirimle 950 baz puan düşmüş oldu. Faiz indirimleri 2026’nın genelinde de, enflasyondan yüksek kalmakla birlikte, peyderpey gerileyecektir. 2025 yılı, uzunca zamandır savunduğumuz gibi, Türkiye’nin mevcut koşullarında faizden daha çok faiz dışı araçların enflasyonla mücadelede ve makroekonomik istikrarın sağlanmasında daha etkili olduğunu gösterdiği bir dönem olarak geride kalıyor. Öte yandan TCMB, rezerv biriktirmeyi bu denli önceliklendirmemiş olsaydı, enflasyonu daha iyi bir seviyede tamamlamak mümkün olabilirdi. Bu doğrultuda 2026’da likiditeyi sıkılaştırmaya yönelik ilave adımların gecikmeksizin atılması gerektiğine inanıyor ve rezervleri enflasyonla mücadele için daha etkin bir şekilde kullanılacağını ümit ediyoruz.
100-150 baz puanlık indirimlerle devam edilmeli
Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler: TCMB’nin yayınladığı politika metninde kasımda enflasyonun gıda fiyatlarındaki gelişmelerle beklenenden düşük geldiğini ve eylül-ekim döneminde yükselen ana eğilimin gerilediğini belirtiyor. Ana eğilimindeki düşüşe dikkat çekerken, gıda dışında ana eğilimde aslında bir yükseliş olduğunu söylemekten kaçınması bir miktar güvercin olarak yorumlanabilir. TCMB bunun dışında da, büyümenin 3. çeyrekte beklenenden güçlü gelse de, talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğünü belirtmeye devam ediyor. Daha önceki raporlarımızda da belirttiğimiz gibi, talepte biz TCMB’nin belirttiği kadar bir yumuşamayı henüz görmüyoruz. Bunlar dışında, TCMB’nin para politikasına ilişkin mesajlarını verdiği sonraki paragrafta geçen toplantıya göre hiç değişiklik olmadığını görüyoruz. Buna göre, TCMB para politikası adımlarının ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğini belirtmeye devam ediyor. Mevcut koşullarla politika faiz adımlarında bir hızlanma beklemiyoruz. Bugünkü karardan sonra kasım TÜFE enflasyonu beklentilerin oldukça altında gelse de, enflasyonun ana eğiliminde gıda dışında bir iyileşme olmadı, hatta çekirdek enflasyonda bir miktar yükseliş görüldü. Bunu eylül-ekimdeki sapma ve 2026 sonu için iddialı yüzde 16 (13-19 aralığı) dikkate alındığında, TCMB’nin politika faiz indirim adımlarını artırması için şu aşamada bir gerekçe görmüyoruz. TCMB’nin de para politikası adımlarının dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğini belirtmeye devam etmesi bu görüşümüzü destekliyor. TCMB bu bağlamda, faiz indirim adımlarını, örneğin net mevduat getirilerinin (%17,5 stopaj sonrası) geçmiş enflasyonun altına düşmesine izin vermeyen bir hızda gerçekleştirmesini bekleriz, ki bu da 100-150 bazpuanlık adımları destekliyor. Öncelikle, asgari ücret artışını ve de kritik ocak enflasyonunu görmeden TCMB’nin temkinli duruşu koruyarak indirimlere en fazla 100-150 puanlık adımlarla devam etmesi daha ihtiyatlı bir duruş olacaktır.