Merve YİĞİTCAN – İSTANBUL
Konkordato sayısı yılın ilk beş ayında 500’e dayanırken, kararların mahkemelerde yeterli teknik inceleme yapılmadan aceleyle alındığı iddia ediliyor. Alacaklıların mağdur olmasından yakınan İş dünyasının bir endişesi de konkordatoların zincirleme etki yaratması.
Finansman ve talep koşullarının bozulduğu bir dönemden geçen iş dünyasının yeni korkusu konkordatolar oldu. Yılbaşından bu yana 491 şirket için konkordato kararı alınırken, firmalar arasında güven erozyonu yaşanıyor. Vadeli mal satmak konusunda kılı kırk yarmaya başlayan firmalar, bu dönemi ‘daha az iş, daha az müşteri’ diyerek atlatmaya çalışıyor. Konkordatoların zincirleme etkisinden endişe eden iş dünyası, kararların etkin inceleme yapılmadan aceleyle alınmasından yakınıyor.
Konkordatotakip.com sitesinin Basın İlan Kurumu verilerinden EKONOMİ için derlediği bilgilere göre, yılın ilk 5 ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 491, kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı ise 202 oldu. 2020 yılının tamamında 419, 2021 yılında 454, 2022 yılında ise 404 konkordato başvurusunun kabul edildiği göz önüne alındığında ilk 5 aydaki başvurular bahsi geçen dönemleri şimdiden geride bıraktı. Geçen yılın tamamında ise 519 konkordato kararı alınırken, bu senenin sonunda sayının 1000’e ulaşmasından endişe ediliyor.
Tekstil ilk sırada, inşaat ikinci
Aynı zamanda ilk 5 ayda konkordato başvurusu reddedilen dosya sayısı 233 olurken, 44 şirket için de iflas kararı verildi. Geçen yılın tamamında iflas kararı verilen dosya sayısı ise 65’ti. Öte yandan konkordatoların dağılımına bakıldığında, tekstil 35 konkordato kararı ile en riskli sektör olarak dikkat çekerken, tekstil ve konfeksiyonda toplam konkordato sayısı 48’e ulaşıyor. İkinci sırada 27 konkordato ile inşaat gelirken, mobilya sektörü de 19 konkordato ile dikkat çekiyor.
Hızlı konkordato şüphe yaratıyor
Finansman koşullarındaki bozulma ve işin sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin tırmanmasına yol açan konkordato başvuruları iş dünyasının da son dönemde en sıcak gündemlerinden biri. EKONOMİ’ye konuşan iş dünyası temsilcileri, mahkemelerin nitelikli teknik inceleme yapmadan hızlı bir şekilde konkordato kararı almasından şikayetçi. Zira konkordato kararı alan şirketler borçlularına karşı korunurken, alacaklılar için herhangi bir önlem yok. 700 güne çıkan tasdik kararlarının ciddi mağduriyet yarattığını belirten iş dünyası temsilcileri, konkordato yolu ile suistimallerin önüne geçilmesi için daha etkin inceleme süreci talep ediyor. İş dünyasında genel kanı konkordatoların zincirleme etkisinin daha ağır bedellere neden olabileceği yönünde.
Fayat: Piyasada güven sorunu yaşanıyor
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, hazır giyim sektörünün hem ihracatta fiyat tutturamama hem de iç piyasada finansman maliyetleri ve uzun vadelerle boğuşmak zorunda kaldığını söylerken, “Haliyle nakit akışında büyük zorluklar yaşanıyor. 1 yıl vade isteyen firmalar olduğunu duyuyoruz. Ancak sektörde son dönemde yaşanan sıkışıklık istemeden de olsa bazı olumsuz sonuçlar doğurmakta, bu da sektörde güven kaybına sebep olmaktadır. Genel itibarıyla piyasa vadeleriyle işleyen süreç, bu vadelerin de kısaltılması hatta peşin ödeme talep edilmesiyle daha da zorlaşıyor ve üretim süreçleri değer zincirini kaybediyor maalesef” diye konuştu.
Önel: Malın depoda beklemesi daha güvenli
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, enflasyonla mücadelenin sonucu olarak finansmana erişimde yaşanan zorlukların ve yavaşlayan talebin KOBİ’lerin içinden çıkılmaz bir duruma soktuğunu söylerken, birçok işletmenin tasfiye ya da konkordato ile mühlet kazanmaya çalıştığına dikkat çekti. Son çeyrekte konkordatoların daha da hızlanmasının beklendiğini vurgulayan Önel, piyasanın buna önlem olarak yılbaşından bu yana ‘daha az iş, daha az müşteri’ tutumunu takındığını dile getirdi. Önel, “Kimse alacağını riske etmek istemiyor, temkinli davranıyor. Alacağınızı alamama riskine karşı malınızın depoda kalması daha güvenli” ifadelerini kullandı.
Maliyeti 2-7 milyon TL arasında değişiyor
Konkordato süreçlerinde son yaşanan gelişmeleri, konkordato komiserliği ve konkordato avukatlığı da yapan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Türkay Özdemir ile konuştuk. Konkordato kararı alınan dosya sayısı kadar ret verilen dosya sayısında da artış olduğunu belirten Özdemir, “Eskiden toplam başvuruların yüzde 70-80’i için geçici mühlet kararı verilirken, bu oranın yüzde 50’lere düştüğünü görüyoruz” dedi. Konkordatoyu kötüye kullananların da olabileceğine işaret eden Özdemir, “Ancak kötüye kullanmak için de para gerekiyor. Şirketin büyüklüğüne göre değişmekle beraber bir konkordato sürecinin toplam maliyeti 2 milyon TL ile 7 milyon TL arasında değişiyor” dedi. Konkordato projelerinde şirketin marka değerinin gereğinden yüksek gösterildiğini, bunun da yanıltıcı olabildiğini vurgulayan Özdemir, “Konkordato projelerinde marka değeri ‘işler iyi giderse’ ihtimaline göre hesaplanıyor. Mahkemede de hakim bu marka değeri ile şirketin kendini kurtarabileceğine kanaat getirebiliyor. Bu nedenle konkordato değerlendirme sürecinde şirketin marka değerinin etkisi düşük olmalı; demirbaş, duran varlıklar ve stoklar dikkate alınmalı” ifadelerini kullandı.
8 bini aşkın şirket daha ‘tasfiye’ dedi
Konkordatolar kadar şirket kapanış ve tasfiyeleri de yılbaşından bu yana sert yükseldi. TOBB’un açıkladığı Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistikleri’ne göre, Ocak-Nisan döneminde kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27,4 artarak 7 bin 158’e çıktı. Buna karşın ilgili dönemde kurulan şirket sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 18,6 azalarak 35 bin 998 oldu. Yani kurulan her 5 şirkete karşın 1 şirket kepenk indirdi. Yanı sıra yılın 4 ayında tasfiye kararı alan şirket sayısı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 8 bin 485’e çıktı
Çekte karşılıksız oranı artıyor
Krediye erişimi zayıflayan piyasada dolaşımı artan çeklerde de durum daha iyiye gitmiyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, ocak-nisan döneminde bankalara ibraz edilen çek tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artarken, bankalara ibrazı sırasında karşılıksız çıkan çek adedi aynı dönemde yüzde 95 artarak 75 bine çıktı. İlk 4 ayda bankalara ibraz edilen çek tutarı ise yüzde 90 artışla 2,2 trilyon TL olurken, aynı dönemde karşılıksız işlemi yapılan çeklerin tutarı yüzde 293 artarak 43 milyar TL’ye ulaştı. Ocak-nisan döneminde karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen çeklere oranı ise tutar bazında olarak yüzde 2’ye, adet bazında da yüzde 1,3’e çıktı.