MERVE YİĞİTCAN
İstanbul Sanayici ve İş İnsanı Dernekleri Federasyonu (İSİDEF) tarafından düzenlenen İSİDEF Ekonomi Zirvesi, 4 Aralık Perşembe günü Sheraton İstanbul Esenyurt’ta gerçekleşti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan ile çok sayıda iş insanı ve akademisyenin konuk olarak yer aldığı etkinlikte, Türkiye ekonomisinin genel görünümü ile riskler ve fırsatlar masaya yatırıldı. Zirve kapsamında gerçekleştirilen oturumlarda Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Prof. Dr. Emre Alkin, Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak ile EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz sunumlarıyla yer aldılar.
Zirvenin açılışında konuşan Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, önemli mesajlar verdi. Konuşmasında TÜRKONFED’in kısa bir süre önce Antalya’da gerçekleştirdiği zirveye değinen Sönmez, ‘Küresel Kırılma Döneminde Türkiye’ temasıyla gerçekleşen toplantının çıktılarını paylaştı. Bugün dünyada güç dengelerinin yeniden kurulduğu; küreselleşme, serbest ticaret ve karşılıklı bağımlılık üzerine kurulan sistemin geçerliliğini neredeyse yitirdiğine dikkat çeken Sönmez, ülkelerin kendi kendine yetme arayışında olduğu bir güvenlik ekonomisi çağına geçiş yapılmakta olduğunu vurguladı.
“Özgür Tort’un açıklamaları eleştiri değil çağrı”
Türkiye’nin dört bir yanından gelen iş dünyası temsilcileri ile bu yeni dünya düzeninde Türkiye’nin nasıl konumlanması gerektiğini tartışmaya açtıklarını dile getiren Sönmez, “Zirvede önemli çağrılar yapıldı. Sanayide inovasyon ve teknolojiye dayalı geçiş üzerine bir çağrı yaptık. Sanayi politikalarının yeniden devletlerin kontrolüne geçtiği bu dönemde savunma, enerji, yarı iletkenler ve modern tarım gibi konularda stratejik politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledik. Verimlik artışına yönelik kurumsal ve teknolojik adımlar, nitelikli insan kaynağı ve özellikle işgücünün yapay zeka ile bir arada çalışacak şekilde dönüşmesi gerekliliğini vurguladık. Yeşil ve dijital dönüşümde KOBİ’lerimiz nezdinde olgunlaşma ve dönüşüm fırsatlarını yakalama çağrısı yaptık. Rekabetçi ve ihracata dayalı ekonomi vurgusu da konuşmalarda öne çıktı. Migros CEO’su Özgür Tort’un ‘yüzde 100’ünü kendi ülkemizde üretip ihraç edebileceğimiz ürünlerin yüzde 95’ini ithal etiğimizi’ duyurması ve orta- küçük ölçekli sanayicinin özellikle tarıma yönelik sanayiye geçiş yapmazsa ülkemizde ürün üretip satacak duruma gelemeyeceğiz demesi, bana göre bir eleştiriden çok; sanayiciye, kamuya ve tarım sektörüne çok kıymetli bir çağrıydı” ifadelerini kullandı.
“Finansmana erişimde çözüm bekliyoruz”
2026’da Türkiye ekonomisinin bir dengelenme yılına gireceğine dikkat çeken Sönmez, şöyle devam etti: “Enflasyonla mücadele döneminde çok ciddi zorluklarla karşılaştık. KOBİ’lerimizin büyüme planlarını askıya aldığı bir dönemdeyiz, finansman erişim sorunları her geçen gün daha da büyüyor. Rekabet gücümüz aşındı. Dünya rekabetçilik sıralamasında 1 yılda 13 sıra birden geriledik. Gelir dağılımında ayrışma, iç talep odaklı sektörel zorluklar ve istihdam kayıpları söz konusu. Bu nedenle yeni yılda finansmana erişim sorunlarında yeni çözümler bekliyoruz. Vadelerin uzaması, faiz ve kur dengesinin sağlanması şart. Vergi yükünün adil olması ve adil denetlenmesi gerekiyor. Buna karşın tünelin sonunda ışığı gördüğümüzü umut ediyoruz. 2026 sonuna doğru finansal istikrarda nesnel bir iyileşmenin hissedileceğini düşünüyoruz. Elbette bu yıl da zorlanacağız. Ancak hem Anadolu’da gördüğümüz direnç ve kararlılık hem de zirvemizde dile getirilen umutlu olma çağrıları gücümüzü bize hatırlatıyor.”
“Türkiye’nin iş insanları güçlü bir geleneğin temsilcisi”
İSİDEF Başkanı Ayşe Nur Selçuki Yılmaz, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, 2025 yılının küresel ekonomilerde ve Türkiye ekonomisinde yeni bir eşik anlamına geldiğini söyledi. Dünyada dijital dönüşümün hızlandığı, yeşil mutabakatın üretim ve ticaretin kurallarını yeniden yazdığı, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemin içinde olunduğunu anlatan Selçuki Yılmaz, “Bu dönüşüm sürecinde Türkiye’nin jeostratejik konumu, üretim gücü ve girişimcilik kapasitesi aslında bize büyük bir rekabet avantajı sağlıyor. Anadolu’daki sanayi ve KOBİ’lerden İstanbul’daki sanayi kümelerine uzanan geniş bir ekosistem bugün artık sadece iç pazara değil küresel değer zincirlerine entegre olma iddiası ile yol alıyor” dedi. İSİDEF olarak yeni dönemin üç temel dayanak üzerine kurulması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Selçuki Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi verimlilik ve teknoloji odaklı üretim, dijitalleşme. Yapay zeka ve veri tabanlı yönetim modelleri artık sadece büyük firmaların değil tüm işletmelerin rekabet gücünü belirliyor. İkincisi yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik. Küresel piyasalarla uyumlu, karbon ayak izini azaltan, sürdürülebilir üretim modelleri hem fırsatlar hem de zorunluluklar içeriyor. Üçüncüsü ise nitelikli insan kaynağı ve kapsayıcı büyüme. Gençlerimizin potansiyelini açığa çıkaran kadın istihdamını güçlendiren, eşitsizlikleri azaltan bir ekonomik düzen, kalıcı refahın en önemli şartı. Bu 3 alan yalnızca birer politika hedefi değil, aynı zamanda iş dünyamızın dinamizmini besleyen birer vizyon unsuru. Ekonomi yönetimi reel sektör ve finansal sistem arasında kurulan sağlıklı iletişim belirsizlikleri azaltır, yatırımı güçlendirir, üretim kapasitesini ve aynı zamanda refahı artırır. Biz iş dünyası olarak her dönemde olduğu gibi bugün de çözümün bir parçası olma iradesine sahibiz.” “Zor zamanlar her ülkenin tarihinde olur. Fakat bugün elimizde hiç olmadığı kadar da güçlü bir avantajımız var” diyen İSİDEF Başkanı, “Bilgiye erişim hızlandı, teknoloji demokratikleşti, pazarlar çeşitlendi. Türkiye’nin iş insanları her koşulda ayakta durmayı, üretmeyi ve değer yaratmayı başaran güçlü bir geleneğin temsilcisidir” diyerek sözlerini tamamladı.