CANAN SAKARYA / ANKARA
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılı bütçe görüşmelerinde muhalefet partilerinin asgari ücretle çalışan oranının yüzde 40’lar ile oldukça yüksek düzeyde olduğuna yönelik eleştirileri yanıtladı. Yılmaz, “SSK sigortalarının yüzde 42’si asgari ücretten bildirilmekle birlikte fiiliyatta ilave verilen ücretler nedeniyle, gerçekte bundan daha düşük bir oran olduğunu tahmin ediyoruz. Burada kayıt dışılığın iki boyutu var. Bir tanesi “tam kayıt dışılık” diğeri de “eksik kayıtlılık” dediğimiz hadise. Dolayısıyla asgari ücret prime de esas bir ücret olduğu için bu alanda, maalesef, eksik kayıtlılık hadisesiyle de karşılaşıyoruz. Yüzde 42 midir asgari ücret alanlar? Olmadığını tahmin ediyoruz ama bunun, tabii, ölçümlemesi ayrıca yapılmak durumundadır” dedi.
Bütçe görüşmelerinde öne çıkan asgari ücretle ilgili değerlendirmelere yanıt verirken ‘ denge’ vurgusu yapan Yılmaz, “Şu anda bir müzakere süreci var, kamu, işçi kesimi ve işletmeler, burada bir denge mutlaka bulunacaktır. Bir taraftan çalışanlarımızın talepleri var, bir taraftan da küçük işletmeler, emek yoğun işletmeler başta olmak üzere esnafımız, daha çok küçük işletmeler, emek yoğun işletmeler etkileniyor. Bu işletmelerin ayakta kalmasını sağlayacak ama çalışanlarımızın da taleplerini karşılayacak bir yaklaşımın burada mutlaka gözetileceğini düşünüyorum. İşletmelerimizin sürdürülebilirliğini sağlayan, kayıt dışılığı teşvik etmeyen, rekabet gücümüzü koruyan ama aynı zamanda sosyal talepleri karşılayan bir yaklaşımın bu çerçevede gözetileceğini ifade etmek istiyorum” dedi.
“Halep ordaysa arşın burada”
Yılmaz, vergi yükünün ağırlığı konusundaki eleştirileri yanıtlarken, “Türkiye’de vergi yükü uluslararası alana göre yüksek midir, değil midir? Hani “Halep oradaysa arşın burada” diye bir söz var, rakamsal olarak bakmamız lazım. 2022 verilerine göre vergi yükümüz yüzde 20,9’dur yani millî gelirimizin yüzde 21’ine yakın bir seviyede. Aynı dönemde OECD’de bu yük yüzde 34, AB ülkelerinde yüzde 41,2. Yani “Bizde vergi oranları çok yüksek.” argümanı bu mukayeseyle baktığınızda çok da geçerli değil. Bu çerçevede, 2023 yılı vergi yükümüz ise yüzde 23,5 seviyesine gelmiş durumda. OECD ülkeleri içinde en düşük vergi yüküne sahip 5’inci ülke konumundayız” değerlendirmesi yaptı.
■ Vergi gelirleri nereye harcanıyor?
Vergi harcamalarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Yılmaz, 2025 yılı için vergi gelirlerimizin yüzde 27’sine tekabül eden 3 trilyon 5 milyar lira vergi harcaması hesaplamış durumdayız. Bunlar nereye gidiyor? 536,1 milyar lirası yatırımların teşvik edilmesi için kullanılıyor. İş gücü piyasasının geliştirilmesi ve istihdamın teşvik edilmesi için 876,8 milyar lira vergi istisnamız var. Eğitim, sağlık ve sosyal amaçlı işler için; engelliler, yaşlılar, emekliler, şehit, dul ve yetimler için 259,2 milyar lira ayırıyoruz. AR-GE ve yenilik tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi için 147,3 milyar TL’lik vergi harcamamız var. Tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi için 199,8 milyar yine bir vergi istisnamız söz konusu. Bunlar içindeki en yüksek kalem, asgari ücrete uyguladığımız vergi istisnasıdır. Sadece asgari ücretliler için değil, asgari ücrete kadar tüm gelir gruplarından vergi ve damga vergisi almıyoruz. Gelecek yıl için tek başına bu kalem tüm bu vergi harcamalarının yüzde 28,4’ünü oluşturuyor. Bu da kime gidiyor? Çalışanlara gidiyor, çalışanların gelirlerini dolaylı olarak artırmış oluyor, çalışan başına 35 bin lira civarında bir katkı sunmuş oluyoruz” dedi.