DİLAY HATİP
Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY’nin Jeostratejik Görünüm 2025 raporuna göre küresel seçimler sonrası politik atmosferdeki değişim, ekonomik rekabet ve egemenlik, jeopolitik çekişmeler bu yılki en önemli risklerin başında yer alıyor. Birçok ülkenin seçim ortamını deneyimlediği bir yılın ardından bu yıl yeni yönetimlerin küresel ekonomiyi nasıl şekillendireceği yakından takip ediliyor.
EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, şirketin geçen yıl yaptığı tahminlerin %76’sının gerçekleştiğini hatırlatarak bu yılki senaryolar hakkında bilgi verdi.
Büyükavşar, bugünkü politikaların en büyük etmenlerinden birinin göçmenlik konusunda atılacak adımlar olduğunu belirtirken, gelişmekte olan ülkelerden veya gelişmemiş ülkelerden, gelişmiş ülkelere olan göçün yapısının izleneceğini söyledi.
Vergi artışı bekleniyor
Büyükavşar bu yıl için bir diğer büyük beklentinin şirketlerden ve yüksek gelirli şahıslardan alınan vergilerin artacağı olduğunu aktardı. Dünyadaki bütün ülkelerin artık olması gerektiğinden daha fazla borçlu olduğunu vurgulayan Büyükavşar, Japonya’nın yanısıra Çin’in ve İtalya’nın da ciddi anlamda bir borç yükü içinde olduğunu söyledi.
Hükümetlerin ekonomik egemenlikleri ve rekabet güçleri için 2025’te ekonomik güvenlik önlemlerini artırmasını öngördüklerini söyleyen Büyükavşar, kaynaklara erişim konusunda özellikle minerallerin ve elektrikli araç bataryalarında kullanılan metallerin nerelerden kimler tarafından çıkarılacağı ve bunlara ne oranda izin verileceği yakından izleneceğini belirtti.
Aynı zamanda dijital teknolojinin stratejik öneminin artması nedeniyle yeni düzenlemelere yönelecek olan hükümetler karşısında ise yapay zeka algoritmaları ve ağ altyapısı etrafındaki stratejilerle yatırım fırsatlarını değerlendirmesi gerektiğini ekledi.
Öte yandan jeopolitik savaşlar karşısında ise şirketlerin olası risk senaryolarıyla dayanıklılığı artırmak için bugünden operasyonel değişiklikleri belirleyip uygulamaları, yöneticilerin siber güvenliği ve veri dayanıklılığını inşa etme, araştırma ve geliştirme planlarıyla yatırımlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği aktarıldı.
Avrupa ve ABD'nin %48'i göçmen karşıtı
Özellikle gelişmiş ülkelerin göçmen politikasıyla ilgili hassasiyeti olduğunu belirten Büyükavşar, yakın zamanda yapılan bir İpsos anketinde Avrupa ve ABD halkının %48’inin göçmen karşıtı olduğunun görüldüğünü aktardı.
Büyükavşar, yalnızca Trump ve ABD özelinde değil, diğer ülkelerin de artık daha çok kendi ekonomilerini korumaya yöneldiği popülist politikaları benimsemenin yükseleceğini söyledi. Bunun da yalnızca gümrük vergileriyle değil birlikte çalışabileceği ülkelerle ticareti yoğunlaştırma üzerinde de yapılacağını ekledi.
Bu karşıtlığın ekonomileri pozitif yönde etkilemeyeceğini düşündüklerini vurgulayan Büyükavşar, yaşlı nüfusun yüksek olduğu ve bu yaşlı nüfusa bakmak için gerekli genç nüfusu yeterli olmadığı bir gelişmiş ülkelerin göçmenlere ihtiyacı olduğunu hatırlattı.