Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 55'incisi dün İsviçre'nin Davos kasabasında başladı. Her yıl hükümet, iş dünyası ve sivil toplum liderleri, dünyanın istikrarını tehdit eden güncel meseleleri ve organizatörler tarafından 'açıklık ve iş birliği tutumu' olarak tanımlanan 'Davos ruhu' içinde bunlarla en iyi nasıl başa çıkılabileceğini tartışmak üzere Avrupa'nın en yüksek şehrine davet ediliyor. Bu yıl 20-24 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek olan zirve, 200'ü dünya çapında canlı yayınlanacak olmak üzere 300'den fazla oturuma ev sahipliği yapacak.
Katılımcılar arasında bugün Beyaz Saray'a resmen giren Donald Trump, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang, Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve Bangladeş Devlet Başkanı Muhammad Yunus gibi isimler yer alıyor. Vladimir Putin'in 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana Rus siyasi ve iş dünyası liderlerinin Davos'a katılımı yasaklanmıştı.
Akıllı çağ için işbirliği
İş dünyası ise JPMorgan CEO'su Jamie Dimon, Microsoft CEO'su Satya Nadella, Uber CEO'su Dara Khosrowshahi ve Goldman Sachs CEO'su David Solomon gibi en güçlü isimler tarafından temsil edilecek. Geçen yıl 'güveni yeniden inşa etmek' teması etrafında gerçekleşen zirvenin bu yılki teması Küresel Riskler Raporu’nda belirtilen yanlış bilgilendirme, dezenformasyon, aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma ve siber güvensizlik gibi risklerden yola çıkarak 'akıllı çağ için iş birliği' olarak belirlendi.
Foruma göre tema, WEF'in kurucusu Klaus Schwab'ın 'teknolojilerin dünyayı hızla yeniden şekillendirdiği ve bizi bir dönüm noktasına, sadece teknolojinin çok ötesinde bir çağa ittiği' yönündeki önerisine bir selam niteliğinde. Schwab'a göre teknolojinin hızla ilerlemesi 'insanlığı yüceltme ya da gerçekten parçalama gücüne sahip toplumsal bir devrimdir'. Organizatörler bu yıl, muhteşem teknolojik ilerlemelerin derin jeopolitik istikrarsızlıkla çarpıştığı benzersiz bir an yaşandığını düşünüyor.
WEF Genel Müdürü Mirek Dušek, “Bir yandan hızlı teknolojik ilerleme ve üstel inovasyon açısından oldukça benzersiz bir dönemden geçiyoruz, diğer yandan jeopolitik ve jeoekonomik olarak derin parçalanma güçlerini takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Eğer bu iş birliği eksikliği derinleşirse, WEF uzmanları GSYH'de Depresyon dönemi tarzı %7'lik bir kayıp yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Forumun Donald Trump'ın yemin töreniyle aynı gün açılması, giderek kutuplaşan bölünmenin hangi tarafında olduğunuza bağlı olarak, birden fazla endişe ya da sevinç katmanı ekleyebilir.
■ Oxfam: Milyarderlerin serveti artarken yoksul sayısı azalmıyor
İngiliz uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, zirvede “Sömürgeciliğin adaletsiz yoksulluğu ve haksız zenginliği” başlıklı eşitsizlik raporunu yayımladı.
Rapora göre, dünyanın süper zenginlerinin servetinin geçen yıl 2 trilyon dolar arttığını ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısının ise azalmadı. Dünya genelinde 2023'te 2 bin 565 olan milyarder sayısının, 2024'te 204 artarak 2 bin 769'a yükseldiği kaydedilen raporda, bu kişilerin toplam servetinin ise 12 ay içinde 13 trilyon dolardan 15 trilyon dolara ulaştığı, böylece geçen yıl, kayıtların tutulmaya başlamasından beri en büyük ikinci yıllık artışın yaşandığı belirtildi. Milyarderlerin servetinin 2024’te 2023’e göre üç kat daha hızlı arttığı aktarılan raporda, Dünya Bankası verilerine göre yoksulluk sınırının altında yaşayanların sayısının 1990'dan bu yana neredeyse hiç değişmediği ifade edildi.
Yoksulluğu azaltma konusundaki ilerlemenin durma noktasına geldiği vurgulanan raporda, dünya genelinde 3,6 milyar insanın günlük 6,85 doların altında bir gelirle yaşamını sürdürdüğüne ve bugün bu oranın dünya nüfusunun yüzde 44'ünü temsil ettiğine işaret edildi. Dünyanın 10 yıl içinde 5 dolar trilyonerine sahip olacağı tahminde bulunulan Oxfam'ın raporunda, milyarderlerin servetinin yüzde 60'ının "artık miras, tekel gücü veya tanıdık bağlantılarından geldiğine" dikkat çekildi.