FİKRİ CİNOKUR/ANTALYA
Türkiye ile AB'nin tarımsal alanda iş birliğini ve ticaretini artırmak amacıyla Brüksel'de Türkiye AB Daimi Temsilciliğinde '’Daha Rekabetçi ve Sürdürülebilir Tarımsal Gıda Değer Zincirlerine Doğru’’ konulu toplantı düzenlendi.
Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakçıoğlu ev sahipliğindeki toplantıya, AB Daimi Temsilci Yardımcısı Bahar Güçlü, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü İkili Uluslararası İlişkiler Birim Başkanı Caroline Boeshertz, TİM Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan ve Mehmet Ali Can ile AB delegasyonu temsilcileri de katıldı.
BAİB Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan ve Mehmet Ali Can, Bulgaristan sınırında yaşanan sorunları anlatarak çözüm önerilerini sundu.
AB ile Türkiye'nin tarımsal alanda işbirliğinin önemine vurgu yapan Can, yaş meyve ve sebze sektörü temsilcileri olarak, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında karşılıklı anlayışa dayalı, yapıcı bir iş birliğinin geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.
Yaş meyve sebze sektörünün Türkiye–AB ticaretinde stratejik bir konuma sahip olduğunu anlatan Mehmet Ali Can, şunları kaydetti:
‘’2025 yılının Ocak–Ağustos döneminde gerçekleşen toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 34’ü Avrupa Birliği ülkelerine yapılmış, bu da yaklaşık 596 milyon kilogram ve 690 milyon dolar değerine karşılık gelmiştir. AB’ye en fazla ihraç ettiğimiz ürünlerimiz arasında domates, biber ve kiraz ilk sıralarda yer almaktadır. Bu rakamlar AB’yi yalnızca bir pazar değil, önemli bir ortak olarak göstermektedir. Türkiye, yakın coğrafyası, yüksek üretim kapasitesi ve yıl boyu kesintisiz tedarik imkânıyla AB için stratejik öneme sahip bir tedarikçidir.’’
TIR başına 1200-1800 Euro ek maliyet
İhracatta özellikle Bulgaristan Kapitan Andreevo sınır kapısındaki uygulamaların sektöre ciddi yükler getirdiğini anlatan Can, şöyle devam etti:
‘’AB’nin 2019/1793 sayılı regülasyonu kapsamında ürünlerimizin bir kısmı yüzde 10 ila yüzde 30 oranında analizlere tabi tutulmakta, tüm ürünlerde ise yüzde 100 bitki sağlığı kontrolü yapılmaktadır. Bu uygulamalar, ihracatçılarımız açısından gecikmelere ve TIR başına 1200–1800 Euro’ya varan ek maliyetlere neden olmaktadır. Yine de şunu özellikle belirtmek isterim ki, uyum konusunda kayda değer ilerlemeler sağlanmıştır. Örneğin, en fazla bildirime konu olan ürünümüz biberde 2020 yılında 108 olan RASFF bildirim sayısı, 2024’te 33’e, 2025 Eylül itibarıyla ise 21’e düşmüştür. Bu, ihracatçılarımızın gıda güvenliğine verdiği önemin ve yüksek standartlara uyum konusunda ilerleme kaydedildiğini açıkça göstermektedir."
İhracatçılardan AB’YE çözüm önerileri
Toplantıda çözüm önerilerini de anlatan Mehmet Ali Can, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Öncelikle, domates ve seçilen diğer ürünlerde analiz sıklıklarının kademeli olarak azaltılması için karşılıklı bir yol haritası oluşturulabilir. AB’ne giriş kapısında analizler sonucunda oluşan gıda israfı ve zaman kaybı gibi maliyetleri düşürmek amacıyla analize itiraz sonuçlanma süresi standart hale getirilerek, bağımsız laboratuvarda tekrar analiz yapılması sağlanabilir. Ayrıca, ülkemizin coğrafi işaretli ürünlerinden biri olan Bursa siyah inciri, lezzeti ve uzun raf ömrüyle Avrupa pazarında büyük ilgi görmekte, ancak iç kararma gibi tamamen doğal üretim sürecinden kaynaklanan ve insan sağlığına tehdit oluşturmayan durumların teknik engel haline gelmemesi için ortak bir anlayış geliştirilmesi önem arz etmektedir.’’
İklim değişikliğinin doğrudan etkilediği yaş meyve sebze sektörü için, yeşil dönüşüm, su verimliliği ve sürdürülebilir tarım konularında AB ile ortak projelerin yürütülebileceğini vurgulayan Can, ‘’AB ve Türkiye arasındaki ticari potansiyeli tam olarak gerçekleştirmek açısından bunun önemli olduğunu farkındayız.’’ dedi.