MEHMET KAYA/ANKARA
İnsan ve hayvan sağlığı alanında küresel faaliyet yürüten biyofarmasötik şirketi MSD’nin, hayvan sağlığı bölüm birimlerinden Kanatlı ve Balık İş Birimi Direktörü Mustafa Söylemez, insan ve hayvan sağlığının birlikte ele alındığı çok disiplinli “Tek Sağlık” yaklaşımının sürdürülebilir protein arzı açısından da önem taşıdığını vurguladı. Söylemez açıklamasında, başta kanatlı et, yumurta olmak üzere protein kaynaklarının sürdürülebilirliği ve arzının bilimsel temelli yaklaşımlarla mümkün olabileceğini belirtti.
Dünya nüfusundaki artış, iklim değişikliği gibi gelişmelerin ekonomik ve çevre açısından sürdürülebilirliğin önemini ortaya koyduğunu, şirketlerinin Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini tam olarak hayata geçirebilmesi için çözümler bulunduğunu belirten Mustafa Söylemez, üreticiler, veteriner hekimlere yönelik bütüncül çözümlerinin tüketici güveni ve gıda güvenliği açısından da rol oynadığını söyledi.
“Hayvan sağlığı olmadan insan sağlığını korumak mümkün değil.” diyen Mustafa Söylemez, BM’nin tanımladığı yaklaşımlardan biri olan "Tek Sağlık" yaklaşımıyla, aşılama, antibiyotik direnciyle mücadele, hayvanlardan geçebilen (zoonotik) hastalıklar ve taşıyıcı (vektör) kaynaklı hastalıkların önlenmesi açısından bilimsel yaklaşımın çözüm sunduğunu savundu. Mustafa Söylemez, “Kanatlı ve su ürünleri sektörlerinde hastalıkların önlenmesine odaklanan yenilikçi çözümler sunuyoruz. Aşı teknolojilerimiz ve dijital sağlık izleme sistemlerimiz sayesinde hem verimi artırıyor hem de antibiyotik kullanımını azaltarak daha güvenli gıda üretimine katkı sağlıyoruz.” diye konuştu.
Kanatlı hayvanların çevresel ayak izlerinin düşüklüğü ve besin değerleriyle sürdürülebilirlik için önemli olduğunu hatırlatan Mustafa Söylemez, bu alanda, çiftlik düzeyinde koruyucu sağlık çözümlerinin hayvan sağlığını artırıcı olması yanında, üreticinin ekonomik avantajına da odaklandığını; daha kaliteli ve güvenilir ürünlerin ortaya çıkmasını sağladığını anlattı.
Söylemez, üretim aşamasından itibaren izlenebilirlik ve şeffaflığın kritik önemine işaret ederek, tüketicilerin bilinç düzeyi arttıkça, kalite yanında üretim ve yetiştirme koşullarının önemli hale geldiğini, şirket olarak gıda güvenliği için üreticilerle birlikte çalıştıklarını, bunun da riskleri aza indirmeyi sağlayan etkenlerden biri olduğunu vurguladı.