ŞEBNEM TURHAN
Gedik Yatırım Genel Müdürü Ersan Akpınar, borsaya yerli ve yabancının dönüşü için getiri-risk dengesinin cazip olması gerektiğini vurgulayarak “Bu dengenin oluşabilmesi için de en kritik faktör, orta ve uzun vadeli öngörülebilirliğin artması” diye konuştu.
Akpınar, Borsa İstanbul endekslerinde son günlerde yaşanan pozitif seyir ve devamlılığına yönelik EKONOMİ’nin sorularını yanıtladı. Borsa İstanbul endekslerinin, yıl boyunca dalgalı bir seyir izledikten sonra özellikle son haftalarda yeniden yükseliş eğilimine girdiğini vurgulayan Akpınar, BİST100’ün 11 bin puanı aşmasının, yatırımcıların risk iştahının arttığını ve piyasada toparlanma sinyalleri görüldüğünü gösterdiğine işaret etti.
Pozitif seyrin devamının kritik unsuru para politikası
Bu görünümün devamı için kritik belirleyici unsur para politikası olacağına dikkat çeken Akpınar “Faiz indirim sürecinin sürmesiyle son haftalarda yakalanan ivmenin önümüzdeki aylarda da devam etmesini bekliyoruz. Eylül ve ekim aylarından sonra ise piyasanın yönünün yurt içi ve yurt dışı politik gelişmelere bağlı olacağını düşünüyoruz. Şu aşamada endeks hedefimiz 13.400. Ancak politik risk priminin düşük kalması halinde öngörülebilirlik artacağından, ekonomik toparlanma ve şirket karlarını da destekleyeceğinden yılın son çeyreği ve 2026 yılında daha yüksek seviyeler görmek mümkün” dedi.
Akpınar, borsadan çıkan yatırımcının geri dönme ihtimali elbette mümkün olduğunu ve Borsa İstanbul’da değer açısından hâlâ çok yüksek bir potansiyel bulunduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Ancak ister yerli ister yabancı olsun yatırımcının geri dönmesinin temel motivasyonu, borsanın alternatif yatırım araçlarına kıyasla daha yüksek getiri sağlayacağına inanmak. Yani getiri-risk dengesinin cazip olması gerekiyor. Bu dengenin oluşabilmesi için de en kritik faktör, orta ve uzun vadeli öngörülebilirliğin artması.”
Borsadan çıkanın ana tercihi mevduat ve PPF
Bireysel yatırımcıların ana tercihinin, mevduat ve para piyasası fonları (PPF) olduğunu kaydeden Akpınar, “Kurumsal yatırımcılar ise faizlerin ilerleyen dönemde düşeceği beklentisiyle, getiri potansiyelini şimdiden sabitlemek amacıyla Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ve Özel Sektör Tahvilleri (ÖST) gibi daha risksiz sabit getirili ürünlere ağırlık verdi. Bu eğilim, önümüzdeki dönemde hem sermaye piyasalarının derinliği hem de yatırımcı davranışlarının seyrini şekillendirecek” dedi.
Halka arzların başlaması için zemin oluşuyor
Akpınar, mevcut piyasa koşullarının, halka arzların yeniden başlaması için giderek daha uygun bir zemin oluşturduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Faizlerin gevşemesi, sabit getirili enstrümanlardan hisse senetlerine yönelimi teşvik edebilir ve yeni halka arzların talep tarafını güçlendirebilir. Öte yandan 2024 yılında 57.3 milyar TL’lik fon toplanmasına rağmen yatırımcı ilgisinde gözlenen azalma, piyasanın temkinli bir seyir izlediğini gösteriyor. Bu nedenle yeni halka arzların başarısı, yatırımcı güveninin yeniden inşa edilmesine bağlı olacak. Ayrıca SPK’nın onay süreçleri ve düzenleyici çerçevenin esnekliği, arzların zamanlamasında belirleyici bir faktör olmaya devam ediyor. Şu an başvuru aşamasında olan şirketlerin varlığı, arzların tekrar başlamasına yönelik potansiyelin yüksek olduğunu gösteriyor. Tüm bu unsurlar bir arada değerlendirildiğinde, makroekonomik görünümdeki iyileşme ve yatırımcı iştahındaki olası canlanmayla halka arzların yeniden başlaması beklenebilir.”
Piyasa bütünlüğünü koruyacak ek tedbirler alınmalı
Gedik Yatırım Genel Müdürü Akpınar, Borsa İstanbul ve SPK’nın regülasyonları, piyasa işleyişini düzenleyerek yatırımcı güvenini koruma ve sermaye piyasalarının istikrarını sağlama amacı taşıdığını söyleyerek “Ancak şeffaflığın artırılması için; örneğin finansal raporlamalarda uluslararası standartların daha etkin uygulanması, önemli bilgilerin zamanında ve anlaşılır şekilde kamuya açıklanması, denetim ve gözetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, algoritmik ve yüksek frekanslı işlemler gibi alanlarda piyasa bütünlüğünü koruyacak ek tedbirlerin devreye alınması, halka açık şirketlerin daha etkin yatırımcı ilişkileri yönetimi üstlenmesi, yatırımcılardan gelebilecek sorulara hızlı ve açıklayıcı geri dönüşleri yapabilecek düzeyde organizasyonu sağlaması etkili olabilir” dedi.
29 Ağustos’ta açığa satış yasağı kaldırılmalı
Akpınar, 29 Ağustos’a kadar devam edecek olan açığa satış yasağının uzatılıp uzatılmayacağı da önümüzdeki günlerde piyasanın yakından takip edeceği bir konu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Açığa satış, fiyatının fazla yükseldiği ve aşırı değerli olduğu düşünülen hisselerde, yatırımcıların ellerinde olmayan payları satarak olası düzeltmelerden kazanç sağlamayı hedefledikleri bir işlem olarak özetlenebilir. 2020’deki pandemi döneminde gündeme gelmişti. Piyasaların normalleşmesiyle birlikte açığa satış yasağının kaldırılmasının, en başta piyasalarda likiditeyi artıracak bir gelişme olacağını değerlendiriyoruz. Aynı zamanda hisselerde aşırı değerlenmenin önüne geçerek daha sağlıklı fiyatlamaların oluşmasına katkı sağlayacak ve aşırı değerlenen hisselerdeki sert düşüşlerin oluşturduğu yatırımcı mağduriyetlerini engelleyecektir. Bu adımlar, piyasa şeffaflığını da yatırımcı güvenini de destekleyerek uzun vadeli sermaye girişlerini teşvik edecektir.”