EKONOMİ/ANTALYA
Antalya’nın önemli doğal taş üretim ve ihracatçı firması İMSA Mermer'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tekin, Saklıkent bölgesinde ekonomik ömrünü tamamlayan mermer ocaklarını yeniden doğaya kazandırmak için çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Çevreye duyarlı maden anlayışı ile üretim yaptıklarını ifade eden Tekin, ‘’Dünyanın birçok bölgesinde prestijli projelere tedarik sağlıyor, Türkiye’de de önemli yatırımlara imza atıyoruz. Yürüttüğümüz AR-CE çalışmaları ile yeni mermer ocakları da kazandırıyoruz.’’ dedi.
Antalya’nın Saklıkent bölgesinde 2009 yılından bu yana faaliyette bulunan ve ekonomik ömrünü tamamlayan mermer ocağında örnek bir çevre projesi hayata geçirdiklerini anlatan Tekin, şunları kaydetti:
‘’İMSA Mermer olarak bölgedeki ekonomik değerini yitirmiş orman alanlarını yeniden doğaya kazandırdık. Bölgede bir yıllık titiz hazırlık süreci, teraslama ve topraklama çalışmalarının ardından tamamlanan rehabilitasyon projesi kapsamında, 7 bin adet ardıç ve sedir fidanı ile yüz binlerce yerli bitki tohumunu toprakla buluşturduk. Projemiz, hem yüksek rakım koşullarına uygun türlerin seçilmesi hem de ekosistemin doğal yapısına saygılı yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Yaklaşık 4 hektarlık bir alanda gerçekleştirilen çalışma, devam edecek olan rehabilitasyon projesinin ilk adımını oluşturuyor.’’
“Doğayla uyum içinde çalışmak temel prensibimiz”
Tekin, projenin sadece bir çevre yatırımı değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara bırakılacak bir miras olduğunu belirterek, ‘’Madencilik faaliyetlerimizi yürütürken doğayla uyum içinde çalışmak temel prensibimizdir. Saklıkent’teki bu proje, sürdürülebilir madenciliğin mümkün olduğunu gösteren somut bir örnektir. Bölgemizin iklimine ve ekolojik dengesine uygun türlerle yapılan bu ağaçlandırma çalışması sayesinde, yıllar içinde yeniden doğal bir habitatın oluşmasını hedefliyoruz.” dedi.
İMSA Mermer’in Saklıkent’teki bu projesi, yüksek rakımlı arazilerde gerçekleştirilen nadir rehabilitasyon çalışmaları arasında yer alıyor. Bölgedeki biyolojik çeşitliliğin korunması, erozyonun önlenmesi ve doğal ekosistemin canlandırılması açısından büyük önem taşıyor.