MEHMET KAYA/ANKARA
Nippon Express bünyesinde Avusturya Merkezli Cargo-Partner lojistik, Türkiye’deki hizmetlerini genişletiyor.
EKONOMİ’ye açıklamalarda bulunan Cargo Partner Türkiye Genel Müdürü ve Güneydoğu Avrupa Bölge Direktörü Kürşad Tanrıverdi, dünyada ve Türkiye’de lojistikte depo yönetimi ve uçtan uca ulaşım, sayısallaşmanın öneminin giderek arttığını vurguladı. Şirketin iki yıl içinde Türkiye’deki ikinci büyük depo tesisini açmaya hazırlandığını belirten Kürşad Tanrıverdi, küresel çapta hizmet sundukları için ihracat ağırlıklı hizmetlerde avantaj sağladıklarını kaydetti. Tanrıverdi, şirketlerin kullandığı yönetim yazılımlarıyla uyumlu kendi yazılımlarıyla hizmet sunduklarını vurguladı. Ekonomideki dalgalanmanın lojistik hizmetlerinden izlenebildiğini vurgulayan Tanrıverdi, ihracattaki yavaşlamayı gözlemlediklerini ancak Türkiye’nin lojistik hizmetleri açısından gelecekte büyüyeceği yorumunu yaptı.
Ekosistemlerinin Dünyanın 10. büyük lojistik servis sağlayıcısı konumunda olduğunu, 35 ülkede, depolama yanında uluslararası kara, hava, deniz taşımacılığı yanında, gümrükleme dahil lojistikle ilgili geniş bir hizmet ağı sunduklarını kaydetti. Türkiye’de 2007’de başladıkları faaliyetlerini hızla büyüterek 6 şehirde 9 farklı ofiste hizmet sunduklarını belirten Kürşad Tanrıverdi, Türkiye’de havayolu taşımacılığında ilk 10 içinde bulunduklarını vurguladı. Tanrıverdi, yeşil dönüşüme uyum sağlamak üzere başta karbon salımı olmak üzere raporlamalarını yaptıklarını, uluslararası standartlara uygun olan bu raporların müşterilerin de raporlamalarına uygun olduğunu anlattı.
Kontrat lojistik ihtiyacı artıyor
Türkiye’de kendilerinin de sunduğu kontrat lojistik olarak adlandırılan depolama hizmetlerine ihtiyacın arttığını, e-ticaret dahil hizmetler sunulduğunu vurgulayan Tanrıverdi, depolama hizmetlerini geliştirmek için İzmit’de iki yıl içinde yeni bir depo yatırımına hazırlandıklarını anlattı. Depolamanın “akıllı lojistik-inteligent logistik” alanları olması nedeniyle yüksek düzeyde sayısallaşma gerektirdiğini, kendi ürünleri yazılımların müşterilerin yönetim yazılımlarıyla entegre çalışabilir şekilde tasarlanması nedeniyle farklılaştıklarını vurguladı. Lojistik amaçlı depolama hizmetinin, ilgili firmanın uzantısı gibi çalışması gerektiğini anlatan Tanrıverdi, “(Depolama hizmetinin) aynı firmada kullanılıyor gibi devam etmesi çok önemli. Bizim gibi firmaların da yaptığı yazılımlar buna çok yol açıyor.” dedi.
Depolar robotlaşıyor
Depolama başta olmak üzere lojistikte robotlaşmanın yüksek olduğunu, Türkiye’de yüzde 70’lere yakın oranda robotlaşma sağlandığını, grubun yoğun biçimde robot kullandığını, bunun verimlilik yanında sayısallaşmaya da katkı verdiğini anlattı. Sensörler ve depoların uygun tasarımı dahil ciddi yatırımlar gerektiğini belirten Tanrıverdi, bu alandaki yatırımların hızlanması gerektiğini söyledi.
Lojistik ekonomik durumla paralel ama gelişme potansiyeli var
Türkiye’nin mevcut görünümünde, özellikle ihracattaki durgun seyrin lojistik alanından gözlenebildiğini belirten Kürşad Tanrıverdi, küresel çapta ABD’nin vergi oranları sonrası Çin’in ürünlerinin başka alanlara kaymaya başlayacağını, Türkiye’ye olası negatif etkinin görülebileceğini belirterek, “Çin'deki bu arz fazlasının yayıldığını düşünürsek Türkiye için ciddi bir rakip. Şu anda Türkiye'den 40'lık bir konteynerin Çin limanlarına veyahut da Endonezya veya Tayland limanlarına fiyatı, 450 dolarlık liman lokalleri dahil 40 dolar. Gemi firmaları konteynerlerini Çin ana limanlarına toparlayabilmek için inanılmaz bir şekilde zarar ediyorlar. Tek amaç ne? Bütün konteynerlerin Çin'e çekilebilmesi. Çin yüklemeyi yapıyor. 2 bin 700-2 bin 800 dolara bunları yeniden farklı bölgelere sunuyor. Daha önce ABD’ydi, şimdi bizim de içinde bulunduğumuz ve ticaret yaptığımız, ihracat yaptığımız farklı bölgelere sunuyor.” bilgisini verdi.
Yeni yatırımlar: Mersin limanı geliştirilebilir, demiryolu için ilave yatırım gerekli
Türkiye’nin, Suriye’nin normalleşmesinde Mersin limanı ile öne çıktığını, Suriye’deki gümrük hizmet sorunu nedeniyle alternatif olabildiğini kaydeden Kürşad Tanrıverdi, bu hattın gelişmesinin Türkiye için önemli olacağını vurguladı.
Orta Asya’dan-Avrupa’ya Türkiye üzerinden demiryolu iletiminin de başladığını ancak demiryolu sistemleri farklılıkları nedeniyle tam verimli olamadığını belirten Tanrıverdi, bu alanda da yatırıma ve iyileştirmeye ihtiyaç görüldüğünü kaydetti.