VEYSEL AĞDAR
Üretici ve sanayici başta olmak üzere tüm paydaşlar Ulusal Süt Konseyi’nden (USK), çiğ sütte referans fiyat açıklamasını bekliyor. Türkiye’de süt sektörünün en önemli belirleyicisi olan USK, yılbaşında çiğ sütte litre başına 17,15 TL referans fiyat açıklanmıştı. USK’nın 1 Ocak 2025’te belirlediği çiğ süt referans fiyatını altı aydır güncellemediğini kaydeden sektör temsilcileri EKONOMİ’ye yaptıkları açıklamada açıklanan referans fiyatın uygulanmadığı gibi geçen süre zarfında girdi maliyetlerin de yüzde 20-30 oranında arttığını söylediler.
USK tarafından yılbaşında ilk 3 ay için 17,15 TL alım fiyat açıklanan çiğ sütün litresinin 11-13 TL’ye kadar düştüğünü vurgulayan yetkililer, bunun hem üretici hem de sanayici cephesinde ciddi sıkıntılara yol açtığını kaydettiler. Fiyat belirsizliği nedeniyle sektördeki zincir bozulduğunu haksız rekabet yaşandığını belirten yetkililer; vadelerin uzadığını, yatırım kararlarının ertelendiğini söylediler. USK’dan çiğ sütte en az nakliye ve soğutma bedeli hariç 21 TL’lik çıplak referans fiyat bekleyen sektör temsilcileri, yeni açıklanacak fiyatın 1 Temmuz 2025’ten itibaren geçerli olmasını talep ediyor.
Sahadaki gerçeklik USK fiyatından çok uzak
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Müslüm Doğru, USK’nın fiyat güncellemesindeki gecikmesinin üretici için tam anlamıyla “hayatta kalma meselesine” dönüştüğünü belirtti. Başta yem olmak üzere girdi maliyetlerinin yılbaşından bu yana yüzde 30’a yakın arttığını kaydeden Müslüm Doğru şöyle devam etti; “Keza aynı dönemde mazot 40 TL'yi geçti, elektrik zamlandı. Ama süt fiyatı yerinde sayıyor. Bu koşullarda çiftçinin ayakta kalması mümkün değil. USK yılbaşında litre fiyatı olarak 17,15 TL açıkladı. Buna rağmen bazı bölgelerde sanayici sütü 11-14 TL’ye topluyor. Üretici sırtında enflasyon taşır hale geldi. Sahadaki gerçekleşen USK fiyatından çok uzak.” diye konuştu.
Sözleşmeli üretimde ‘gizli ihlaller’, vadeler 90 güne çıktı
Tarım Bakanlığı’nın sözleşmelerle düzenlemeye çalıştığı üretici-sanayici ilişkisinin sahada büyük ölçüde işlevsiz kaldığının altını çizen Müslüm Doğru, “45 gün vade yazılı ama firmalar bunu ‘45 iş günü’ gibi yorumlayarak 90 güne çıkarıyor. Oysa yem peşin alınıyor. Bu da çiğ süt üreticisinin finansal sürdürülebilirliğini yok ediyor. Üretici bankadan kredi çekip sanayiciye çalışıyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Ortada fiyat yok piyasa var”
Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin de sahadaki fiyat karmaşasına dikkat çekerek, “Açıklanan 17,15 TL üreticinin eline geçmiyor. Üstelik fiyat açıklanmasa da sanayici bunu market fiyatlarına yansıtıyor. Yani raftaki fiyat yüksek ama üreticiye yansıyan düşük. Bu zincirde sadece çiftçi kaybediyor” dedi.
Fırsatçılık yapan bazı sanayicilerin ulaşımın zor olduğu bölgelerde sütün litresini 11-12 TL’ye kadar düşürdüğünü belirten Keskin, “İzmir ve Konya gibi örgütlü bölgelerde bile 17,15 TL’nin altına süt alındı duyuyoruz. Bu durum acilen denetlenmesi ve eşit fiyat uygulamasının sağlanması gerekiyor. Üreticinin hakkı olan fiyat eline geçmeli. Aksi halde sektördeki çarpıklıklar kalıcı hale gelir.” dedi.
"Süt tozu müdahalesi önemli ama tek başına yetmez"
Devletin Ekim 2024’ten bu yana süt tozu müdahalesiyle piyasayı dengelemeye çalıştığını hatırlatan Keskin, bu desteğin sanayici tarafından da sahiplenilmesi gerektiğini ifade ederek; “Sanayici stoksuz çalışıyor. Enflasyon ve faiz baskısından dolayı fazla sütü almak istemiyor. Ama devlet alım yaparak destek oldu. Bu müdahaleye karşılık, sanayici de fiyatları sahada uygulamalı. Sanayiciler yalnızca kâr odaklı değil, sektörün bütününü gözeten bir anlayışla hareket etmeli. Birlikte hareket etmezsek bu sektör zarar görür. Üretici çekilirse herkes zor durumda kalır. Market, sanayici, devlet; herkesin bu süreci sahiplenmesi lazım.” dedi.
“Hem üretici hem sanayici zarar ediyor”
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, mevcut çiğ süt referans fiyatının üreticiyi kurtarmadığını belirterek, artan girdi maliyetlerine dikkat çekti.
“İthal olan veteriner ilaçları, yem ve ham madde fiyatlarındaki artışları düşündüğümüzde, litre başına 17 lira 15 kuruşluk mevcut fiyat üreticiyi artık kurtarmıyor.” diyen Doğru, bu fiyatın yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Sadece fiyat belirlemekle sorunun çözülemeyeceğini, aynı zamanda uygulanabilirlik açısından da yeni çözümler üretilmesi gerektiğini ifade eden Doğru, “Başka çareler bulmak lazım. Maliyet artışı göz önünde bulundurularak yeni bir fiyat açıklanmalı.” ifadelerini kullandı.
Doğru, TÜSEDAD’ın bu konuda aylık bazda detaylı maliyet analizleri yaptığını hatırlatarak şunları söyledi: “TÜSEDAD bu işin hesabını yapmış. Onlar, litre başına 21 TL artı soğutma ve nakliye bedeli şeklinde bir fiyat açıkladı. Bu, soğutma ve nakliyeyi kendi yapanlar için önerilen rakam. Şu an için bu fiyat bizim açımızdan da uygun ve uygulanabilir görünüyor.”
Süt fiyatlarındaki düşüşün et üretimini de tehdit ettiğini ifade eden Doğru, “İnekler kesime gidiyor, erkek dana arzı azalıyor. Bugünkü süt krizi, yarının et krizidir.” uyarısında bulundu.
Sektörün yeniden dengelenmesi için bazı yapısal öneriler sıralayan Doğru, süt ve süt ürünlerinde ihracatın desteklenmesi, kamu alımlarının artırılması, okul sütü programlarının devreye alınması gerektiğini belirtti. Ayrıca, USK fiyatına uyan ve ödemesini zamanında yapan sanayicilere uygun kredi desteği sağlanmasını önerdi.
“Sanayici de zorda ama kurallara uyanlar cezalandırılıyor”
Türkiye’nin farklı bölgelerinde süt fiyatlarının çok düşük seviyelere indiğine dikkat çeken Şahin Süt Ürünleri Sanayi ve Ticaret İmtiyaz Şirketi’nin sahibi Ahmet Şahin, sektörün sanayi tarafında da belirsizliğin hakim olduğunu söyledi. “İzmir’de 13 TL, Niğde ve Kastamonu’da 11 TL gibi fiyatlarla süt alınıyor. Bu da genel piyasa fiyatlarını aşağı çekiyor, üretici eziliyor” diyen Şahin, referans fiyata uyan sayılı firmalardan biri olduklarını vurgulayarak, ‘Sütü 18,35 TL’den alıyoruz ama rakiplerimiz 11-13 TL’den alıyor. Aynı pazara biz 4.250-4,500 TL’ye mal satmaya çalışırken onlar 2.500 TL’ye veriyor. Haksız rekabetle karşı karşıyayız.” diye konuştu.
“Mazot zamları maliyetleri anında etkiliyor”
Artan girdi maliyetlerine de dikkat çeken Şahin, özellikle mazot fiyatlarındaki sürekli artışın tüm üretim zincirini olumsuz etkilediğini söyledi. “Mazot zamları ham maddeye anında yansıyor. Bu ortamda üretim yapmaya çalışıyoruz ama her geçen gün daha da zorlaşıyor,” ifadelerini kullandı. Süt fiyatının ülke genelinde adil ve eşit şekilde uygulanması gerektiğini kaydeden Şahin, referans fiyatın 20-25 TL seviyesine çıkarılmasını ve Türkiye genelinde zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
“Satışlarda vade süresi uzadı, tahsilat zorlaştı”
Piyasa koşullarının bozulması nedeniyle ürün satarken vade sürelerini uzatmak zorunda kaldıklarını belirten Şahin, “Eskiden üç ay vade verirken şimdi beş-altı ay vadeyle mal satmaya çalışıyoruz. Bu da şirketlerin finansal yapısını zorluyor.” dedi.
Çözüm önerileri: ihracat, kamu tüketimi, koşullu destek
- İhracatın desteklenmesi
Sektör temsilcileri süt ve süt ürünleri ihracatının artırılması için navlun desteği, tanıtım ve yeni pazar arayışlarının önemine dikkat çekiyor.
- Kamuda süt tüketimi
Okullarda, askeri birliklerde ve kamu kurumlarında süt ve süt ürünleri tüketiminin artırılması sektöre yeni bir talep kanalı açabilir.
- Koşullu sanayici desteği
Üretici temsilcileri, referans fiyata uyan ve zamanında ödeme yapan sanayicilere uygun kredi ve finansman desteği verilmesini öneriyor. “Bu şekilde hem doğru firmalar ödüllendirilir hem piyasa dengelenir.”