MÜBERRA TAŞÇI GÜREŞ
Suriye’de geçen yılın son ayından itibaren başlayan tarihi süreç, 2025’in en önemli dış gündemlerinden birini oluşturacak. 911 kilometrelik uzunluğu ile en büyük sınır komşusu olan Suriye’nin geleceği doğal olarak Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.
Gelişmeler ne yönde olursa olsun, imarı ve yeniden inşaası açısından bakıldığında Suriye’yi belirsizlik hakim olsa da yoğun bir dönemin beklediği açık. Bu konuda altyapı ve üst yapı projelerde kendisini kanıtlayan endüstrilere sahip Türkiye’nin de önemli hizmetleri olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Örneğin Ticaret Bakanlığı, Suriye'de yeni dönemiyle ilgili hummalı bir çalışma içerisinde. Suriye konusunda bir çalışma masası kuran ve koordinasyonu sağlayan Ticaret Bakanlığı, öncelikli olarak Suriye ile ticaret, gümrük rejimi, yeni ticaret rejimi ve yatırımlar, müteahhitlik hizmetleri, yeniden imar gibi çalışmalara odaklanacak. Suriye'nin yeni yönetimi ile yakından çalışılarak Türkiye-Suriye arasındaki geçişler ve Orta Doğu'ya giden bu önemli uluslararası kara yolu geçişi çok daha işler ve etkin hale getirilecek. Birleşmiş Milletler'in (BM) yayınladığı rapora göre Suriye’nin yeniden inşaası 400 milyar dolarlık bir iş hacmi yaratacak. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yeni dönemde Türkiye-Suriye arasında ticaret, yatırım, yeniden imar çalışmalarında çok büyük bir ulaşım trafiği olacağını belirterek, ülke olarak hazırlıkları buna göre yaptıklarını ve çalışmaları hızlandırdıklarını söylüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da yılın başında İstanbul’da yaptığı basın toplantısında, "Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak" dedi.
Yine enerjide de önemli gelişmelere gebe Suriye. Savaş öncesi günlük 600 bin varili bulan petrol üretimi, bugün 30 bine kadar düşmüş durumda. Enerji ihtiyacının tamamına yakını petrol ve doğalgazdan sağlanıyor. Dolayısıyla yenilenebilir enerji alanında da yapılacak çok şey var.
Tüm bunlar ve daha fazlası, endüstriler için fırsat sunuyor. Türkiye’nin önemli ticaret ve üretim sahalarından iş ve inşaat makineleri sektörü de bu gelişmeleri çok yakından takip ediyor.
İMDER, sektörün yüzde 95'ini temsil ediyor
İMDER Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği, 2002 yılından bu yana faaliyet yürüten, sektörün en önemli çatı kuruluşu. Hidromek, Borusan, Çukurova, E-MAK, Enka, ERG, Gama, STFA, Işıklar, Koç, SANKO, Sabancı gibi sektöre öncülük yapan firmaların gayretleriyle 2002 yılında kuruldu. İMDER üyesi 50 firma, 80 yıllık tarihe sahip iş ve inşaat makine ve ekipmanları sektörünün yüzde 95’inden fazlasını temsil ediyor.
Günümüzde ise Türkiye, iş ve inşaat makineleri sektörü ile istif makinaları sektöründe geçen yıl hem makina satışlarını hem de ihracatını artırdı. İş makinaları pazarındaki artışa COVID-19 salgını döneminde biriken taleplerin karşılanması, motor faz geçişi gibi sektörün yeşil dönüşümüne ayak uydurmasını sağlayacak değişiklikler ile deprem felaketinin ortaya çıkardığı ani makine ihtiyacı gibi etkenler sebep oldu.
2023 yılında sektörde yer alan firmalar geçmiş yıllara oranla yurt içi pazarda rekor satış adetlerine ulaştı. Sektördeki firmalar aynı zamanda ihracatta da rekor kırarak yaklaşık 2,26 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 2022 yılında yaklaşık 12 bin adet olan iş ve inşaat makinaları iç pazar satış rakamı 2023 yılında 15 bin adede çıktı. Bu yılın ilk çeyreğinde ise iş ve inşaat makinaları sektöründe iç pazarda 3 bin 336 adet makina satıldı.
EMAK ve Hidromek, sanayinin öncüsü oldu
Tarihte ilk ekskavatör 1835 yılında icat edildi. Ekskavatörlerin atası olarak kabul edilen “shovel” tipi ilk makine Amerikalı William S. Otis tarafından icat edildi. Bugünün makinelerinin hala büyük ölçüde benzediği, dünyanın ilk dizel motorlu tam hidrolik paletli ekskavatörü B504, 1954 yılında Alman firması Demag tarafından üretildi. O günden bu yana dünyada da, Türkiye’de de bir hayli yol alındı iş makinaları konusunda. Yerli sanayiye yönelik ilk adımlar Bursa'da E-MAK, Ankara’da Hidromek tarafından atıldı.
Orta Doğu ve Afrika fırsat sunuyor Asya Pasifik, global alanda yüzde 40,8 ile en büyük pay sahibi coğrafya. Bölgeyi, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika takip ediyor. Küresel pazarda en çok büyüme ise ortalama yıllık yüzde 15,2 ile Orta Doğu ülkeleriyle, ortalama yıllık yüzde 14,5 büyüme ile Afrika olacak. Küresel pazarın yıllık ortalaması yüzde 7,2 olarak hesaplandı.